Ayaz, Toprak ve Güneş anında yanımda belirdiler. Ailelerine karşı benim yanımda duruyorlardı. Ama bu benim durmam için bir sebeb değildi. O an yerde yatan anneme baktım, ama yerinde yoktu. Arkamı döner dönmez hemen ayakta bana bakıyordu. Kanımın onu bu kadar hızlı iyilestireceğini tahmin etmedim. Ama o an vücudum benden bağımsız harajrt ediyordu. Kollarımı anneme dolarken gözlerim gene eski halimi aldı. Ve adam düştüğü yerden kalktı. Ama ben kimseyi aldırmadan anneme sarılıp onun kokusunu içime çektim. Annemden ayrılmak için kollarımı çektim,ve gözlerine baktım. Bana söylediği ve yaptığı şey onu hayatımdan tamamen atmam için bir sebebti. Bana yaklaştı ve "özür dilerim tatlım." dedi. Eskiden tatlım kelimesi ne kadar güzel geldiyse şimdi bi o kadar kötü geliyordu kulağıma. Ne demek istediğini anlamak için başımı diğer yöne çevirdiğimde ne demek istediğimi anlamıştım.
Onlarla iş birliği yapmıştı. Beni buraya çekmek için. Bir an inanmak istemedim. Ama Aras'ı onların tarafında gördüğümde anladım. Anneme bir daha yaklaşıp zamanında babama yaptığı gibi bende onun ayak uçuna doğru tükürdüm. Yüzüne bile bakmadan çıkmak istedim kendi evimden ama yapamadım. Isatkonlar yolumu kesti. Beni almak için hamle yaptıklarında Toprak hemen yanıma gelip beni kollarına aldı. Ve ona minnet dolu bir bakış attıktan sonra kollarından ayrıldım. Öfkenin gene bedenimi ele geçirmesini bekledim. Ama olmadı sadece hayal kırıklığı vardı içimde. Toprak'a yapamıyorum der gibi bakış attım ve atar atmaz hiç tanımadığım birinin kollarındaydım. Benim hissettiklerimi onlarda hissettiği için onlarında yüzü asıktı. Ama şu an buna bile kafa yormaya çalışmadım. Kolları arasında olduğum adama baktım. Toprak'a gerçekten benziyordu. Kollarına saha çok sokulmak istedim ama olmadı. Yapamadım. Kollarından kurtulmam için ellerime odaklanmam yetindi. Gene aynı ışık parlamaya başladı. Ve hemen kollarında olduğum adama dokundum ve yere yığıldı. Bende durumdan iştiyanen kolları arasında çıkmaya çalıstım ama o an canım çok yandı. Adama dokunduğum kol ile aynı yerde ben de de iz çıktı. Ve diğerleri de de. Ama anlam veremedim, bu acı sayasinde bedenime gene öfke sahip çıktı. Ve sadece elime şıklatmam yetti. O an odadaki herkes (Ayaz, Güneş, Toprak ve ben dışındaki herkes.) yerde kıvranıyor. Çünkü gözlerim gene değişmişti ve herkesin bedenindeki kanın sesini dahi duyabiliyorum. Ve bende duyduğum o kan sesini dondurmaya karar verdim. Herkes yerde kıvranırken biz evden kolayca cıkabilmiştik. Taki annemin eli bacağımı tutmasaydı. Beni sal der gibi baktı ama ben onun kulağına yaklaşıp "kanımı verecek bile değerin yokmuş" demekle yetindim. Ve bacağımı ellerinden kurtardım. Ve arkama bile bakmadan bu evden ikinçi kez çıkışımdı...Evet arkadaşlar bu bölüm biraz kısa oldu. Çünkü işlerim var. O yüzden daha çok yazmak isterdim ama bu seferlik böyle olsun iyi okumalar...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sonsuzluğa Başlangıç...
FantasíaBazen ne karar vereceğimizi şaşırırız.Ama aslında yapmamız gereken tek şey kalbimizin sesini dinlemektir. Çektiğimiz acıların birgün mukafatı olacaktır. Ama bu mukafat bazen riskli kararların altında yatar. (Zamanla anlayacaksınız).....