Telefonum titrediğinde, saat sekizi geçmişti. Mesaj Batu'dandı, geldiğini haber vermişti. Hemen toparlanıp kütüphaneden çıktığımda kapıda beklediğini gördüm.
B: ''Çalışabildin mi''
D:''Evet, verimli bir gündü''
B:'' O zaman güzel bir pizzayı hak ettin''
D:''Ne kadar güzel olduğunu göreceğiz bakalım''
Arabaya bindikten sonra geçen geceki gibi kimse konuşmadı. Zaten yol da uzun sürmedi. Arabayı park edecek bir yer bulduktan sonra, Batu'nun yönlendirmesiyle ufak bir restorana girdik. İçerisi pastel tonlarında döşenmişti. Küçücük olmasına rağmen tüm masalar doluydu. Fakat rahatsız edici bir kalabalık ortamı değildi. Bize doğru gelen garson Batu'ya sarıldı, ''Masanızı ayırdım, geçebilirsiniz siparişleriniz birazdan gelecek. ''dedi. Gösterdiği masaya geçtik.
D:''Sanırım pizzamı seçme hakkım elimden alındı''
B: '' Bu kadar hassas ve önemli bir konuyu senin gibi bir çaylağın eline bırakamazdım. Eğitimin tamamlandığında kendi pizzanı kendi seçme hakkını elde edeceksin. O zamana kadar biraz sabret. ''
D:''Listemde güncelleme yapmam gerekiyor sanırım. çok bilmişlerden de nefret ederim''
B:'' Kesinlikle ben de nefret ederim'' dediğinde kahkahayı bastım.
Biz konuşurken pizzalarımız geldi. Bir diliminden ısırık aldığımda ağzıma o kadar lezzetli bir tat gelmişti ki ömrümün sonuna kadar bu pizzayı yiyerek yaşayabilirdim. Devasa boyutta olmasına rağmen ince hamuru üzerindeki malzemeleri ile sosun birleşimi gerçekten muazzamdı. Halimden memnun olduğumu anlayan Batu, zaferinin tadını çıkararak ;
B : ''Sana demiştim. Bu tada hiç kimse karşı koyamaz''
D: ''Bu kez gerçekten haklısın''
Kafasını sallayarak gururlu bir bakış attı. Pizza bittiğinde nefes nefese kalmıştım ve tıka basa doymuştum.
D: ''Acilen kahve içmem gerek. Midem başka türlü rahatlamayacak''
B:''Hemen söyleyelim, kahveni nasıl içersin? ''
D:''Hayır, kahvelerimizi burada içmeyeceğiz. Bunun için de ben, harika bir yer biliyorum. Kahve gibi önemli ve hassas bir konuyu senin gibi bir çaylağa bırakamam'' Gülme sırası bendeydi.
B:''İntikam ha ! Bana uyar dedi ve ben kasaya yönelirken kolumu tutup ''Ben hallettim çaylak''
D:'' O zaman kahveler benden '' diyerek karşılık verdim ve başıyla onaylarcasına salladı.
Çıkıp arabaya bindiğimizde ona yolu tarif ederek gideceğimiz yere vardık. Nehrin kıyısında bir yerdi. Ağaçlar renkli ışıklarla süslenmişti. Hava güneşli olduğundan aileler çoktan masaları doldurmuştu. Nehrin kenarında boş masa bulunca direkt oturduk. Batu etrafını bir süre hayran hayran izledikten sonra bana dönerek ''burası gerçekten çok güzel''dedi. Zaferin tadını çıkarma sırası bendeydi. Bu sefer kafamı sallayarak haklı olduğum bakışını ben attım. Birer kahve söyledim ve sohbet etmeye başladık.
B:''Buralı mısın? ''
D: ''Hayır, İzmirliyim. Sen ?
B: ''Buralıyım''
D:'' Ailenle mi yaşıyorsun? ''
B: ''Hayır, Evim okula uzak olduğundan ayrı eve çıktım.''
D: ''Anladım''
Kahveler geldiğinde Batu fincanına 3 küp şeker atacakken şekerleri elinden kaparak;
D:''Oha ne yapıyorsun?
B:''Ne yapıyorum?
D:''Kahve şekerli içilir mi? Bunun tadı sadeyken çekilir''
B:''Sanırım kahvemi nasıl içeceğim konusunda irade sahibi değilim
Eğitim bitene kadar sabret diyerek göz kırptım. Batu kahvesini içerken yüzü şekilden şekile giriyordu. En sonunda dayanamayıp ''Yeter artık bu eziyete daha fazla katlanamayacağım diyerek fincanı masaya bıraktı.
'' Tamam, iradeni sana geri veriyorum ''diyerek fincanına el koyduğum üç şekeri attım. Batu mutlulukla kahvesini yudumladığında yüzünde hayal kırıklığı belirdi.
B:''Böyle daha kötü oldu. Sanırım şerbet içiyorum
D:''Seni şekerden kurtardığım için bana teşekkür etmeyecek misin?
B:''Hayır, çünkü hayatımın sonuna kadar bir daha asla kahve içmeyeceğim
Gülümseyerek etrafı izlemeye başladım. Halimden oldukça memnundum. Hafif bir rüzgar çıkmıştı ve birbirine giren saçımla baş etmekte güçlük çekiyordum. Bu sırada Batu lavaboya gitmişti, döndüğünde elinde getirdiği poları, omuzlarıma koydu. Tam yerine oturmuşken tekrar kalkıp poların altında kalan saçlarımı nazikçe çıkardı ve kulağımın arkasına sıkıştırdı. Kalbim küt küt atmaya başlamıştı. Hiç heyecanlandığımı belli etmeyerek '' Teşekkür ederim ama geç oldu. Artık kalksak mı? '' dedim. Hesabı ödedim ve arabaya bindik . Yolda ;
D:''Yarın derse gelecek misin?
B:''Gelmeyecektim ama gelme kararı aldım''deyince yol boyunca başka bir soru sormadım . Eve vardığımızda ;
''İyi geceler , yarın görüşmek üzere '' dedim ve ona bakmadan indim. Geçen geceki gibi ben apartmana geçene kadar beklemişti. Eve girdiğimde rahat bir nefes aldım. Çok güzel bir gündü. Bugüne ihanet etmemek için kıpırdamak dahi istemiyordum. Giyinip doğruca yatağıma uzandım ve rüyalarımda seyre çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HERA
Novela JuvenilBen Doğa, üniversitede ilk yılım ve bölümüme gönülden bağlıyım. Ailem, okulum, Cansu ve birtakım hobilerim ile çoğunuza sıkıcı gelecek bir yaşama sahiptim. Ta ki biricik ödev avcım ile tanışana kadar. Zaman zaman kavga ettiğimiz, ama her zaman birli...