-8-

155 12 0
                                    

Uyanır uyanmaz  aklıma gelen ilk şey dün olmuştu. Ne kadar uyuz biri gibi dursa da farklı biriyle iletişime geçmiştim. Ve ne söylersem söyleyeyim ona teşekkür borçluyum.

Bide özür...

Ellerini çok ısırmış mıydım acaba? Her neyse artık olan olmuştu. Giderek iyileşmeye başladığımı hissediyorum. Bugün kü seansımdan sonra ilaçlarımın bir kısmı (çok az da olsa )azaltılacak. Bugün tarihe geçmeli. Geri dönmemek üzere onlardan kurtulmak istiyorum.
Hayatımın o hapların üzerine kurulu olması ve onlarsız bir hiç olmam hiç kabullenesi değil. 
Yine babamla Cansu'nun tartışma sesleri... 
Beni o kadar geriyor ki tartışmalar.
Babamın bıkkınlığı hissediyorum bazen. Bu bazenler giderek artıyor. Artık bana tahammül edemiyor. Dayanamıyor. Babamın da geçirdiği ağır hastalıklar ve ameliyatlar ardından annem de çökmüş vaziyette. Amma bir gülümsemesiyle bunu bozabilecek durumda ve bir o kadar güçlü. Bu zamana kadar bir kere bile dert yandığı, of dediğini bile duymadım. Hep şükrederdi. Daha fenasından korkardı. Babam ise bazen bıkardı işte benden. En acısı da bu. 
Artık yeni portre çalışmam lazım. Biraz da karakalem gitmek lazım. 
Düşünmeden de duramıyorum acaba çocuğun adı neydi? Öyle düşüncelere dalmışım ki Çağla' nen geldiğini bile duymamışım.
''Selam canım. Hayırdır dalmışsın.''
''Hoşgeldin. Hiç ne çizsem diye düşünüyordum. Ne olacak?''
''Valla Elfida söylemeden duramayacağım. 2 gündür meraktan çatladım. Hani geçen gün karşı daireden çıkan çocuk ..''
''Eeeee''
''O misafir falan mı yoksa temelli taşınan birisi mi?''
''Yani orada oturuyor misafir değil. Neden ki?''
''Çok hoş çocuk değil mi? Asansörde de bir kaç laf ettik. Daha doğrusu ben ettim. Ve o gün acele acele çıkarken kartını düşürmüş ben kaptım tabi ki. Şimdi beraber oraya gideceğiz. O kadar hazırlandım. İtiraz istemiyorum. İlaçlarını yanına al gerisi bende.''
Çağla' nen bu kadar değiştiğini farketmemem dokunuyor doğrusu. Gitmek istemiyorum ama ne yapıp ne edip gitmeden de dönmeyeceğini biliyorum. Sırf onun için gelmiş olduğu da anlamayacak kadar saf değilim. Saçlarına verdiği hafif dalgalar saçlarını daha hacimli ve gür göstermiş, kırmızıya kaçık ruju siyah mini elbisesi ve çizmeleriyle oldukça seksiydi. Her şey çok netti. 
Bu konuşmaların üstüne dün yaşadıklarımı ona anlatmam aptallık olurdu.
''Peki, gidelim ama kartı verip geri döneceğiz.'' Hiç de öyle olacağını sanmıyorum ama. Cağla sanki avını görmüş aslan misaliydi. 
Nedense  içimde gitmek arzusu da vardı. Kotum ve üstümdeki kazağımla gayet sönüktüm Çağla' nın yanında ama umrumda da değildi. Çantama ilaçlarımı doldurdum. Apartman içinde olduğumuz için fazla korkmuyorum üstelik yanımda tanıdığım birisi olunca her şey daha da kolay oluyordu. Çağla görücüye  çıkıyormuşçasına heyecanlı o tekrardan makyajını tazelerken bende masamı topluyorum. Resim çalışmam hayal oldu tabi bu arada da. Çocuğun karşısına çıkmaya da utanıyorum. Rezilliğimi düşünmemeye çalışırken Çağla sesleniyor;

''Hadi artik.''
İki saattir süsünü bitiremeyen kendisi hadi artik diyen de...
''Geldim geldim.''

ElfidaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin