...
Amelie bir yandan müşterilerin içkilerini hazırlarken bir yandan da karşısındaki okyanus gözlere kaçamak bakışlar atıyor ve zihninden geçen kelimeleri unutmamak için kağıdına hızlıca not alıyordu. Önceden filmlerde izlediği o hırçın, geçimsiz adama karşısındaki adam hiç benzemiyordu. Uzun kirpikleriyle uyum içinde kırpışan okyanus gözleri, gülüşüyle birlikte sanki bir bebeği andırıyordu. Gerçekte bu kadar neşeli olduğunu düşünmemişti. Daha sonra "Böyle bir hayatı varken neden neşeli olmasın ki?" diye kafasından geçirdi.
Gecenin sonuna yaklaşılan saatlerde Amelie barı garson arkadaşına bırakarak lavaboya gitti. Dağınık saçlarını bir çırpıda at kuyruğu yaptıktan sonra aynadaki hafif dağılmış olan kırmızı rujunu tazeledi. Aynada kendine bir kaç saniye daha baktıktan sonra cebine sakladığı not kağıdını eline aldı ve okumaya başladı. Daha sonra tekrar aynaya baktı kocaman parlak gülümsemesiyle kendine gülümsedi. Elbisesini düzelttikten sonra kapıya doğru yöneldi.
Lavabonun kapısını araladı ve dışarıya adım attı yüzündeki gülümseme yerini şaşkınlığa bıraktı ve karşısında beliren okyanus gözlere bakakaldı.
...
Evans karşısında gördüğü kızın şaşkınlığı karşısında ona ufak bir gülümseme attı ve önden buyrun dercesine elini öne doğru uzattı. Kız memnun olmuş şekilde adama gülümsedi ve bar tarafına doğru yürümeye başladı. Yerine geldiğinde arkadaşına teşekkür ederek grubun "young blood" adlı şarkısına eşlik etti. Adam da yarım kalmış içkisinden bir yudum aldıktan sonra arkadaşlarıyla sohbet etmeye devam etti.
Gecenin sonunda grup sahneden çekildi. Garsonlar masaları tek tek toplayıp temizlemeye başladığı sırada Amelie; Downey, Renner ve Evans üçlüsünün hala orada olduğunu fark etti. Üçlü bir yandan içkilerini yudumluyor bir yandan da sohbet etmeye devam ediyordu.
Amelie ve Rosie bardaki işlerini bitirdikten sonra her müzik gecesi sonunda yaptıkları gibi sahnenin arkasındaki aletleri çalmaya ve şarkı mırıldanmaya başladılar. Amelie bateriyi çalıyor, Rosie ise elektro gitarı tıngırdatmaya çalışıyordu. Bir süre çaldıktan sonra Amelie şarkıyı mırıldanmaya başladı.
"Hey! I'm your life, I'm the one who takes you there."
Kızlar tam şarkıya devam edecekken perdenin açılmasıyla şaşkınlıkla duraksadılar. Amelie elindeki çubukları bırakarak ayağa kalktı ve Bay Downey'in onlara baktığını gördü. Downey kızları korkuttuğunu düşünerek "Aman tanrım! Sizi korkutmak istemedim tatlım, sadece bu güzel şarkıyı kimler yorumluyor görmek istedim." Amelie bu tatlı adamı ve mahçupluğuyla karışan gülümsemesini gördükten sonra ufak bir tebessüm etti. Rosie ise hemen lafa atlayarak "Hey! Bay Downey isterseniz siz de bize katılabilirsiniz."
Bu teklif karşısında memnun olan Downey başını sallayarak "Oraya gelmem için beni yukarı çekmeniz gerekiyor, hey sarı saçlı bayan lütfen beni yukarı alır mısınız?" diyerek çakırkeyif bir gülüş attı. Amelie ise bu istek karşısında şaşırmış olacak ki eli ayağına dolanarak adama yardım etti ve onu ellerinden tutarak yukarı çekti.
Adam yukarı çıkarken arkadaşları seslerin geldiği tarafa doğru bakarak olanları anlamaya çalıştılar. Renner ve Evans' da oraya doğru yürüdüler. Perdeyi açtıktan sonra arkadaşlarının ellerinde bir gitar olduğunu gördükten sonra birbirlerine bakıp kahkaha atmaya başladılar. Gülüşmelerin geldiği tarafa doğru bakan Rosie ikiliyi de oraya davet etmekten çekinmedi.
-Aaa, merhaba bay Renner ve Evans. Lütfen sizde gelin!
-Teşekkür ederiz, bizim müzikle pek aramız yok ama Robert size eşlik ederse zevkle izleriz. (Renner)
-Tabikii eşlik edeceğim, şimdi izleyin. Haydi kızlar şarkımıza devam edelim. Sarı kafalı sen söylüyorsun!
Amelie karşısında durup onu izleyen gözlerden bir an olsun uzaklaşmak istedi. Çünkü sadece filmlerde göreceğini sandığı adamların onun müziğini dinleyeceği aklından geçmezdi, bu belkide düşüneceği en son şey olabilirdi. Bu sebeple gözlerini kapadı ve bagetleri birbirine üç kere vurdu."Hey I'm your life
I'm the one who takes you there
Hey I'm your life
I'm the one who cares
They, they betray
I'm your only true friend now
They they'll betray
I'm forever there..."Şarkı bittikten sonra Amelie gözlerini açtı ve kulaklarına gelen alkış sesleriyle kocaman gülümsemesini yüzüne yerleştirdi. Ayağa kalktığında okyanus gözlerin bir an nerede olduğunu aradı ve o gözlerinde kendine baktığını anlayınca hemen gözlerini Bay Downey'e çevirdi. Downey yine en tatlı gülümsemesiyle kıza bakıyordu.
-Hey sarışın bayan! Benim adım Robert. Gerçi siz benim kim olduğumu biliyorsunuzdur. Fakat ben sizin kim olduğunuzu bilmiyorum.
-Bayım ben Amelie, evet sizin kim olduğunuzu biliyorum tabikii. Arkadaşım da Rosie, burada çalışıyoruz. Yani bilirsiniz...
-Memnun oldum Amelie ve arkadaşı Rosie. İsterseniz size birer içki ısmarlayabilirim.
-Teşekkürler bayım. Ben içki içmiyorum fakat arkadaşım Rosie size eşlik edebilir.
-Oo, anladım. Tamam sana da bir cola benden!Amelie bu sevimli adamın teklifine her nedense hayır diyemedi. Belki ona olan hayranlığından belki de bu fırsatı bir daha yakalayamayacağının düşüncesiyle, onlarla aynı masaya oturdu ve colasını bir yandan yudumlarken bir yandan da konuşulanlara ara sıra dahil olmaya çalışıyordu...
***
Amelie'nin söylediği şarkının linki: https://youtu.be/O_4OfD-wmGs
Gözünüzde canlandırmanız adına Amelie,Sofia ve Rosie sırasıyla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Holly Love (Kutsal Aşk)
Teen FictionAmelie hayalleri için bir yolculuğa çıkmış, bu yolculukta farklı insanlarla tanışmıştır. Ve aralarında en farklısı Chris'tir. Amelie'nin müzik dolu hayatı, Chris'in şöhret dolu hayatıyla Moon adlı barda kesişmiştir.