Amelie hayalleri için bir yolculuğa çıkmış, bu yolculukta farklı insanlarla tanışmıştır. Ve aralarında en farklısı Chris'tir. Amelie'nin müzik dolu hayatı, Chris'in şöhret dolu hayatıyla Moon adlı barda kesişmiştir.
... Kapıdan içeri girdiğinde Roger'ın ona bakışlarına aldırmadan arka tarafa doğru ilerledi. Arka tarafta da iş arkadaşı Sofia'nın da geç kaldığını anlayınca Roger'ın cevapsız aramalarının bir anlamı olduğunu düşündü ve hafifce tebessüm etti. Sofia Moon Bar'ın garsonuydu. Amelie'nin en anlaştığı iş arkadaşlarından biri sayılabilirdi. İkisi de üstlerini değiştirdikten sonra içeri, Roger'ın yanına yanına gittiler. Roger onlara sinirli bir bakış attıktan sonra Amelie, kıkırdamaya başladı. Ardından hem Roger hem de Sofia gülmeye başladılar. Bu geç kalmalar ve Roger'ın sinirli halleri ilk defa olmuyordu. Roger bir patrondan çok çalışanlarına bir arkadaş olmuştu. Bu yüzden Moon Bar onlar için işyerinden ziyade hem eğlendikleri hem de para kazandıkları bir mekan haline gelmişti. Amelie'nin burada görevi ise bar bölümünde içkileri doldurmaktı. Aslında bu işlerden pek anlıyor sayılmazdı. Ama geçimini sağlamak için burada çalışması gerekiyordu. Kafasını sağ tarafa doğru çevirdiğinde bu gece bara gelecek olan grubun adı gözüne çarptı. Bu Los Angeles'in en sevdiği gruplardan biri olan Old Boys'un geleceğini gördü ve aklından bu gecenin çok hareketli geçeceğini düşünerek ofladı. Dinleyiciler yavaş yavaş bara gelmeye başlarken Amelie'de yavaş yavaş kokteyl malzemelerini hazırlamaya başlamıştı. Arkasını dönüp bardakları aldığında birinin kendine seslendiğini duydu. -Hey merhaba! bir martini alabilir miyim güzel bayan? Amelie bu laflara alışkındı fakat bu ses bir yerden tanıdık geliyordu. Arkasını döndüğünde seslenen kişiyi göründe bir an duraksadı ve şaşkınlıktan adamın ne sorduğunu bile unuttu. -Efendim bayım duyamadım. Tekrar söyler misiniz? -Sadece bir martini istiyorum. -Hah, tamam hemen. Arkasını dönüp malzemeleri ararken Robert Downey J.' ı gördüğüne inanamıyordu. İzlediği filmlerdeki adam tam karşısındaydı ve ondan bir martini istiyordu. Ne yapacağını şaşırmış martiniyi hazırlarken yaşadığı şehrin gerçekten bir büyüsünün olduğunu düşündü. -Buyrun bayım martininiz. -Teşekkür ederim bayan. Gerçekten rastladığım en kibar ve güzel Barmaid. -Ohh, bayım teşekkür ederim. Sizi gördüğüme sevindim. İkili konularına Old Boys adlı gruptan devam ederken Amelie hala onunla konuştuğuna inanamıyordu. Daha sonra gözüne kapıdan içeri giren sarışın adama takıldı. Yavaş yavaş buraya yürüyordu. Bu gelen Jeremy Renner olmalıydı. Arkadaşıyla selamlaştıktan sonra o da bir bira istedi ve konuşmaya dahil oldu. Işıklar kapanınca herkes sahneye doğru bakmaya başladı. Old Boys grubunun solisti büyülü sesiyle şarkısını söylemeye başladı. "god his eyes me from the ground to the sky, from the world mars, takes me from beginning to end." Herkes şarkıya eşlik ederken Amelie hayallere dalmıştı. Bir gün kendi yazdığı şarkıların, böyle bir sahnede böyle bir sanatçı tarafından okunduğunu düşündü. Sonra içki isteyen bir ses tarafından uyandırıldı ve işine koyuldu. Amelie son bir kaç yıldır şarkı yazıyor ve besteliyordu. Bunu yapmaya belki de çok geç kalmıştı ama bir yerden başladığı için de kendiyle gurur duyuyordu. Çünkü içindekileri bu yalnız kaldığı şehirde sadece bir kağıt parçasına dökebiliyordu. Belki yüzden fazla bestesi vardı. Ama bunlar sadece defterde mi kalacaktı bilmiyordu. Sadece yazıyordu. Beş şarkı okunduktan sonra grup kulise gitti. Robert ve Jeremy Amelie'ye doğru döndüler. Birer martini daha söyledikten sonra Jeremy'nin telefonu çalmaya başladı. Amelie'nin gözleri telefonun ekranına doğru kaydığında arayanın Chris adında biri olduğunu gördü. Jeremy çok uzun konuşmadan Moon Bar'ın yerini tarif ettikten sonra telefon kapadı. Grup sahneye tekrar çıkmaya hazırlanırken Amelie diğer müşterilerle ilgilenmeye devam ediyordu. İşlerini bitirip grubu dinlemeye başladığında Robert ve Jeremy'nin yanına doğru yürüyen adamı fark etti. Dikkatlice baktıktan sonra onu da filmlerde gördüğünü hatırladı. Fakat adını tam olarak çıkaramadığı için gizlice Google'dan "Chris Avengers" olarak arattı. Seçeneklerde karşısına iki kişi çıkmıştı. Hemsworth olan olamazdı. O zaman "Chris Evans" dedi içinden. Chris geldiğinde ilk Amelie'ye doğru baktı. Gözlerini bir an bu kızdan alamadığını fark etti. Amelie bakışmaya son vermek adına Chris'e doğru bakarak: -Merhaba, bir isteğiniz var mı? -Aa, merhaba. Evet bira alabilir miyim acaba? -Tabiki. Amelie arkasını dönüp içkiyi hazırlamaya başladığında kelimeler ağzından döküldü. "I've been watching you For some time Can't stop staring At those oceans eyes." İçkiyi sahibine vermek için döndüğünde birden elini masanın kenarına çarptı ve şişenin devrilmesine sebep oldu. Chris ani bir refleksle şişeyi tuttu ve genç kıza tebessüm dolu tatlı bir bakış attı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Amelie ona gülümsedikten sonra teşekkür etti ve geceye grubun şarkılarına eşlik ederek devam etti. Bir yandan da bu okyanus gözlü adama bakarak deftere yeni ekleyeceği şarkısının son mısralarını gizlice ufak bir not kağıdına yazıyordu...
