Bazen mutlu bazen mutsuz bazen ise duygusuz anlar olur herkesin hayatında ben 13 yaşında bir trafik kazası geçirdim hatta geçirdik. Arabada annem , babam , ve aynı yaşta olduğum kardeşim Ebru vardı. O kazada ben anne ve babamı kaybettim. Kardeşim Ebru ise 1 ay kadar yoğun bakımda kaldı ben ise o kazadan kolu ve kaburgaları kırık bir şekilde çıktım . O kaza olalı 7 yıl geçti ve ben . Bu sene mezun oldum . Şu anda 20 yaşındayım ve bir polis memuruyum hep küçüklüğümden beri hayalimdi aslında polis olmak ve bunu başardım eheheh.
-----------"AÇELYA HADİ ARTIKKKK!" arkamdan bağıran Selin'in sesi ile biraz irkildim "Tamam siz inin aşağıya hemen geliyorum" bugün üniversite arkadaşlarım ile pikniğe gidiyoruz ben ,Sinan ,Selin , Zehra ve Mert hepimiz birlikte ormana piknik yapmaya gidiyoruz ..
Onları aşağıya gönderdikten sonra hemen üst kata yatak odama gitmek için koşar adımlarla merdivenlere koştum. Üzerime yaz olduğu için mor salaş bir elbise geçirip altıma beyaz spor ayakkabılarımı giydikten sonra pembe tarağımı alıp kahve saçlarımı taradım . Ondan sonra hemen merdivenlerden inip askılıktan sırt çantamı ve ince bir ceket alıp onların yanına koştum . Mert'in arabası olduğu için otobüsle değil de Mert'in arabası ile yola çıktık. ben dün gece hazırlık yapmaktan uyuyamadım o yüzden kulaklığımı takıp "son feci bisiklet : astronomi bikinisinde"adlı şarkıyı açıp gözlerimi kapattığımda şarkı "onu bir görseniz sanırsınız o bir deniz yanılırsınız o benim güneş sistemim " derken uyku beni içine çekti ...Gözlerimi açtığımda daha yeni gelmiştik . bizimkiler eşyaları banka taşıyorlardı bende esneyip onlara yardım etmek için arabadan indim. Eşyaları taşıdıktan sonra mert ve Sinan mangalı yakmak için kömür ve çakmağı alıp bankın arka kısmına geçtiler . Onlar mangalı yaparken biz de Selin Zehra ve ben masayı hazırladık . Tam biz masayı hazırladıktan sonra etler de hazırdı ve hemen yemek yedik . Yemek yedikten sonra Sinan ve Zehra sevgili , Selin ve Mert sevgili oldukları için ben tek kaldım onlar birbirine sarılıp uyuyorlardı bende onları rahatsız etmeden biraz yürüyüşe çıktım saat daha 13.23 tü. Gökyüzünü ve bulutları çok sevdiğim için telefonumu çıkarıp fotoğraf çekmeye başladım. daha sonra telefonu kapatıp ceketinin cebine koydum. Sonra havanın karardığını fark edip telefonumu çıkarıp saate baktım ve ağzımdan "LANET OLSUN SAAT 20.00 OLMUŞ" diye bir bağırış çıktı . hangi yolda gelmiştim ben yaa offf.
Gittim gittim ve yine gittim ama ne yazık ki bizimkilerin yerini bulamadım ters gibi bir de telefon çekmiyordu . ağzımdan sürekli "LANET OLSUN! LANET OLSUN!" Diye kelimeler çıkıyordu. Hava git gide daha çok kararmaya başlamıştı ve ben daha çok korkuyordum. Arkamdan bir dalın Kırılma sesi duydum sanki biri bana doğru geliyormuş gibiydi "AAAAA" arkama bakmadan çığlık çığlığa koşarak bağırıyordum ve ayağım bir şeye takılıp düştüm "ahh" ve o anda korkudan bayıldım evet "BAYILDIM"...
Gözlerimi kuşların sesleri ile açtım ve lanet olsun ki hala ormandayım telefonu elime aldığımda saat 10.40'tı ve hala nerede olduğumu bilmiyordum ama yine de bir türlü yola çıkmam lazımdı . Ne bir araba sesi ne de başka bir ses hiç bir şeyin sesi gelmiyordu ve gerçekten çok susamış ve acıkmıştım gidip kendime su ve yemek bulmam lazımdı .
Kalkıp biraz etrafta gezindikten sonra bir su sesi duydum ve oraya doğru gittim . Saat 13.27 olmuştu ve ben saatlerdir yürüyorum ve altımda elbise olduğu için bacaklarım çizik çizik olmuştu ve bazı yerler kanıyordu.
Su sesinin geldiği yöne doğru gittim ve bir nehir gördüm. Koşarak nehirden su içtim . Etrafıma bakındım ve bir pet şişe buldum kirliydi ama ilerde suya ihtiyacım olacaktı bu yüzden pet şişeyi güzel bir şekilde nehirde yıkayıp içerisine su doldurdum . Biraz nehirin kenarında dinlendikten sonra tekrar yürümeye devam ettim ve saat 19.54'tü telefonu tekrar cebime koyduktan sonra kafamı kaldırdığımda çalıların arkasından bir ışık geliyordu koşarak çalıların arkasına geçtim ve "HAYIR" bu gerçek olamazdı bu bir ev ve içeride ışıklar yanıyor yani içeride birileri var demektir. Koşar adım eve doğru gittim ve tam o sırada kapı açıldı , dışarıya benden biraz büyük bir adam çıktı ve bana koşarak gelip "sen de kimsin" "ııı merhaba ben Açelya ormanda kayboldum ve yardıma ihtiyacım var lütfen bana yardım edin!" İsmini bilmediğim adam yüzüme bir müddet baktıktan sonra kafasıyla dışarı çıktığı evi işaret etti bende koşar adım içeri girdim içerisi sıcak ve konforluydu evde sadece ikimiz vardık galiba ve bu beni nedense korkuttu . "Iıı şeyy yiyecek bir şeyler var mı acaba dünden beri hiçbir şey yemedim " dediğim sırada bana ters ters bakıp"mutfaktan alabilirsin " dedi ve evin mutfağı ve oturma odası birleşikti yani amerikan mutfağı .mutfakta börek olduğunu görür görmez hemen yemeye başladım .
" Sen kendini tanıttın ama ben tanıtmadım ben Atalay "
"Memnun oldum"
"Bu saatte bu ormanda ne işiniz vardı acaba?"
"Ben ve arkadaşlarım piknik yapmak için buraya geldik .daha sonra fotoğraf çekimi için ormana girdim ve bir daha da dışarı çıkamadım peki ya sizin burada ne işiniz var?"
"Sana güvenmiyorum ve bunu anlatmak istemiyorum"
Neden öyle dedi ki çok merak ettim şimdi haaa
"Anlamadım"
"Bak Açelya üst katta bir oda var orası boş orada kalabilirsin yada defolup gidebilirsin insanlık yapıp seni evime aldım diye benimle konuşmaya çalışma sakın ANLADIN MI?"
NEE!? neden bu kadar kaba bir insan ki yaa kalbim kırıldı aptal herif ne olabilirdi ki...
-----------------------------------------------Herkese selammmm ××
İlk bölüm biraz sıkıcı geçmiş olabilir ama emin olun ki diğer bölümler çok ama çok eğlenceli olacak ...
Yorum yapmayı ve beni takip edip oylamayı unutmayın sizi çok seviyorum ❤️❤️İLETİŞİM
INSTAGRAM: brs_suzann
TWİTTER: brs_suzan
SİZİ COK AMA ÇOK SEVİYORUM 😍😍😍😍😇
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PİKNİK
RomanceBir grup genç Mert , Selin , Zehra , Sinan ve Açelya. bu 5 kişi toplanıp ormanda pikniğe gitmek için buluşuyorlar . piknikte her şey çok güzel iken Açelya telefonla fotoğraf çekimi yapmak için ormanın içine gidiyor . bir süre sonra kayboluyor ve...