Bölüm 1

612 18 24
                                    

"Çağla kumsalda yürüyordu. İçinde olanlardan dolayı bir üzüntü vardı. Gökyüzü, deniz, kumlar güneşin ışığıyla kıpkırmızı olmuştu. Kumsalda uzanmış olan bir delikanlı ayağa kalktı. Çağla'ya doğru yürüdü. Çağla ona isteksizce baktı. Delikanlı, Çağla'nın yanına geldi.

—Sana bırakabileceğimi söylemiştim ve bıraktım..."

—Çağla! Çağla! Uyan kızım. Otobüsü kaçıracaksın.

Çağla isteksizce kalktı.

—Hangi otobüsü? dedi. Annesi güldü.

—Okula gideceğin otobüsü. Unuttun mu? dedi.

—Tamam hazırlanıyorum, dedi Çağla hemen. Annesi odadan çıktı. Çağla odasına uykulu gözlerle baktı.

—Güzel bir rüyaydı ama o neyi bıraktı? Merak ettim şimdi. Hem o kimdi? dedi Çağla rüyasını düşünerek. Hazırlanmak için yatağından kalktığında oldukça kısa olduğu ve dümdüz bir vücudu olduğu görüldü. Üzerini giyinip odasından çıktı. Annesinin hazırladığı kahvaltıyı bitirdi.

—Unutma Çağla bu sene o okulda son yılın. O okulu hiç beğenmiyorum. Ayrıca normal bir okulda da okuya-bilirsin-

—Anne tamam. Bunu yarı yıl tatiline geldiğimden beri söylüyorsun. Kaçıncı oldu bilemiyorum, dedi Çağla bıkmış bir şekilde.

—Biz kararımızda kesiniz-

—Bunu biliyorum. Sonra görüşürüz, ben çıkıyorum, dedi Çağla. Mantosunu giyinip atkısını sardı. Çantasını ve valizini alıp dışarı çıktı.

—Abin seni terminale bırakırdı, diye seslendi kadın onun arkasından.

—Gerek yok! dedi Çağla ve yürümeye başladı. Evleri terminale çok yakındı. Terminale vardığında otobüse bindi. Cam kenarına oturdu. Cep telefonunu çıkardı. İçinden galeriyi açtı. Resimlerden birinde durup uzun uzun resme baktı. Bu bir sınıfın resmiydi. Resimde ilk önce kendisine baktı. Sonra yanındaki uzun boylu, esmer delikanlıya baktı. Bu Aykut'tu.

—Annemgil bir dahaki seneye beni okuldan alırlarsa onu bir daha göremem. Onu görmeden nasıl yaşarım bilemiyorum. Gerçi bana karşı hislerinin sıfır olduğunu bilsem de, dedi Çağla içinden sıkkın bir şekilde. Resimdeki Aykut'a bakmaya devam etti. Aykut'un saçları özenle havaya dikilmişti. Saçlarını yorgun olduğu günler dışında her zaman dikerdi. Çağla onun saçlarını dikmediği halini daha çok beğeniyordu. Çağla resimde kendisinin öbür yanına baktı. Yanındaki kişi Ayça'ydı. Siyah saçlı, renkli gözlüydü.

—Altı ay önce hayatıma girdin. Sen gelmeden önce sınıfta yalnız başına takılan biriydim. Ailen öldürül-meseydi bizim okulumuza başlamayacaktın. Gerçi herkes başına bela getireceğini düşündüğü için senden uzak durdu ama ben seninle arkadaş oldum ve birbirimizin tek arkadaşı olduk. Bundan dolayı da hiç zarar görmedim, diye düşündü.

—Ve Alp, Ayça'nın sevdiği kişi... Pek konuşmasa da o da iyi biri, deyip resimde onlardan çok uzakta duran ve onlara bakan delikanlıya baktı. Oldukça zayıf ve çelimsiz vücudu olan kahverengi saçlı bir delikanlıydı bu. Ama yüzü çok yakışıklıydı.

Çağla yol boyunca resimlere bakıp sınıfını düşündü. Sonra okulda yaşadıklarını düşündü.

—Aslında okulumu hiç sevmiyorum, hatta sınıf arkadaşlarımı da. Oradan ayrıldığıma üzüleceğim tek şey Ayça ve Aykut'u bir daha göremeyeceğim düşüncesi. Gerçi sosyal medyadan birbirimizi takip ediyoruz ama... Normal görüşme gibi olmuyor orası, diye düşündü.

Ölümsüzler Birliği (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin