𝟎𝟎𝟏𝟏𝟏𝟎𝟎𝟎⁸.

322 56 60
                                    

1k okunmayı geçmişiz 🥺🥺

teşekkür ederim <3

tatildeyken daha sık bölüm atacağımm ve iyi okumalar dilerim!!

"Merak ettiğin sorulara cevap vereceğim Mark, tabii sen de benimkilere cevap verirsen." 

Başlangıça göre oldukça cüretkar bir cümle kurmuş olması yatağında onu zaten halihazırda şaşkınca dinleyen Mark Lee'nin daha da şaşırmasına ve gözlerini irice açmasına neden olmuştu. Aklından birçok düşünce geçiyordu ki o da bunları sözlere dökmekten gocunmamıştı.

"Bana ne gibi bir sorun olabilir ki?" Yıllardır uyuyor olmasına karşın uyanır uyanmaz konuşabiliyor, hatta böylesine cümller kurabiliyor olması hâlâ Donghyuck'u şaşkınlığa uğratsa da bunu pas geçerek söylediği cümleye şaşırmaya karar vermişti.

"Ne gibi mi?" Alayla, histeri dolu bir şekilde, gülerek cevaplamıştı sorusunu. "Bilmem ki. Mesela aylarca zihnime girip başıma türlü belalar açman, rüyalarıma girip beni uyandır diye baskı uygulaman ve ben bunlardan kaçtıkça elektrikleri kesmen, kapsülünü bozman, bana zarar vermen... Daha saymalı mıyım, yoksa bana açıklamayı mı tercih edersin?" Mark Lee, dehşet dolu ifadesiyle yüzü çfkeden kızarmış bir şekilde hızlı soluklar alan gence bakarken dediklerini sindirmeye çalışıyordu.

"Bunları... Ben mi yapmışım?" İşaret parmağıyla kendisini işaret ederken merakla ve inanamamazlıkla sorması Donghyuck'u daha çok şaşırtmıştı. "Ve, kapsül?" Bu kelime Donghyuck'u daha da deliye döndürmüştü ki tam bağırarak orayı terk etmeye hazırken durdu, derin bir nefes aldı ve elleriyle yüzünü kapatıp iç çekti.

"Tamam, senin sorularından başlayacağız anlaşılan..." Mark hâlâ şaşkın olmasına rağmen boğazını temizledi ve aşını salladı.

"Peki... Neredeyim ben?"

"Biyoloji laboratuvarı." Bu cevap Mark'ı bir süre duraksatmıştı.

"Ama nerede?" Donghyuck kaşlarını çatıp ona baksa da kaderine teslim olurmuş gibi bir ifadeyle "İsviçre." diye yanıtlamıştı. Mark başını salladı.

"Burada ne işim var? Laboratuvarda?" Donghyuck iç çekti.

"Yaklaşık kırk senedir kapsüldesin." Bu yataktaki gencin kaşlarını çatmasına sebep olmuştu. "Kapsül mü?"

Kafasını salladı.

"Evet, kapsül. Vücudunuzu dondurarak uzun süre yaşlanmadan muhafaza edilmenizi sağlıyoruz. Uyandırılmak istediğin tarihe kadar o kapsülde kalıyorsun." Mark dehşet içindeyken bir soru daha sormaya cesaret etti.

"Ve sen kırk  yıl kadardır kapsülde olduğumu söyledin? Şu an hangi yıldayız?"

"2025." Yataktaki genç dışarıdan gayet duyulabilecek bir şekilde sertçe yutkundu. 

"Aman tanrım..." Donghyuck kaşlarını çatarak ona baktı.

"Kapsülünü bozmasaydın on beş sene daha orada kalacaktın. Şimdi ne diye şaşırıyorsun?" Ben de seni geri kapsülüne koyacaktım. Ne diye bu işe giriştiysem?

"Ailemdeki herkes... Ölmüş olmalı değil mi? Eğer kapsülde olmasaydım belki ben de... Peki ya onlar öldü mü?" Son cümleyi kendi kendine konuşuyormuş gibi oldukça kısık bir sesle söylemesi Donghyuck'un duymasını engellememişti.

"Neden bahsediyorsun?"

"Hiçbir şey." diye mırıldandı ardından. Bir süre sessizce oturdular. Donghyuck bu sessizlikten sıkılmış gibi ısrarcı bir şekilde konuyu kendi sorularına yöneltmeye karar verdi.

phosphenes // mark.hyuckHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin