deliliğimden bir parça çalmış insanlar'

273 34 58
                                    

Müzik Önerisi : Deemo - Fluquor

Keyifli okumalar~

Akşam eve geldiklerinde ve yemek yediklerinde, Yoongi gün içinde olanları anlatmamaya yeminli gibiydi. Umursamazlık omuzlarına yerleşmiş rahat bir ceket gibiydi ve yüzünde güller açıyordu sanki Hoseok ile vaktini geçirirken.

Masayı birlikte toplayıp oturma odasına geçtiklerinde Hoseok kucağına tırmanmış ve koltuğun kolundaki kitabı eline almıştı. "Hadi biraz kitap okuyalım hyung. En heyecanlı yerindeydi." Yoongi kitap okurken Hoseok kucağına tırmanmayı ve kitabı okumayı severdi. Bu yüzden Yoongi'nin yeni başladığı kitabı da birlikte okuyorlardı.

Kahkaha atıp kucağındaki bedenin alnına dudaklarını bastırdı. Hoseok, her şeyi Yoongi ile birlikte yapmak istiyordu. Onunla yaptığı her şey daha güzel oluyordu çünkü. "Okuyalım çiçeğim, sen istersin de hayır der miyim?"

Hoseok, Yoongi'nin kendisine karşı tutumuna aşıktı. Öyle güzel davranıyordu ki, Hoseok kendisini kırılması muhtemel bir porselen gibi hissediyordu onun etrafındayken, o üzerine titrerken.

Yoongi, kaldığı yeri açtığında kafasını boynuna yasladı ve kitabı okumaya başladı. Yoongi'nin bakışları hızla satırları tararken bir satırda duraksadı kaldı.

'Çevresinde gördüğü delilikten korkuyordu çünkü kendi içinde olan bir şeyin uzantısıydı bu delilik.'

Bakışlarını odaklandığı satırlardan ayırdı ve oturdukların koltuğun karşısında, aralık perdeden gözüken karanlık semada oyaladı hırçınlaşan harelerini.

Hoyrat bir dokunuşu vardı nefretle yöneldiği her şeyde, sahi işini, kitaplarını, evini ve Hoseok'u seviyordu sadece. Bakışları hırçın dalgalarla kıpırdanırdı sevmediği, memnun kalmadığı her şeyde. Belki de korkuyordu. Kendinden kaçıp, yine de içinde azalmayan bu deliliğin etrafta dolaştığını görüyordu.

Sahi herkes biraz deli değil miydi ki? Herkes biraz aklını yitirmiş... "Hyung, sayfayı çevirelim mi?" kucağındaki bedenin kendisine yönelen bakışları ve kulaklarına dolan sesiyle bakışlarını odakladığı karanlıktan çekti ve Hoseok'a baktı. "Ben, biraz geride kaldım. Hemen okuyayım bekle olur mu?" Hoseok kafasını sallayıp elini Yoongi'nin saçlarında gezdirirken Yoongi yeniden kitaba odaklanmaya çalıştı. Ama sanki, okuduğu satırlar algılama kapsamına girmiyordu. Henüz okuduğu satırı unutuyor ve odaklanamıyordu.

Derin bir nefes verip alnını ovuşturdu. "Biraz sonra okusak ya, bir şeyler içmek istiyorum şu an." Hoseok, anlık keyifsizliğini fark etmişti aslında. Kitabı kapatıp kenara koydu ama Yoongi'nin kucağından inmek gibi bir niyeti olduğu da söylenemezdi.

"Sen, biraz garipsin bu aralar. Benden bir şeyler saklamıyorsun ya?" kaşları havalanmış ve cevap ararcasına kucağında oturduğu bedenin gözlerine bakıyordu.

Oysa Yoongi, ona olan bu şeyi anlamıyordu. Anlasaydı zaten, ciddi hatalara meyillenmezdi ki. Sadece bir şeyler vardı. Sinirlendiren, korkutan ve tedirgin eden. Kalbinden, beynine yol alan bir tümör misali yayılıyordu hırsına kurban giden hisleri.

"Senden bir şey saklar mıyım Hoseok?" Hoseok'un sonsuz güveniydi tereddüt dahi etmeden kafasını sağa sola sallamasına sebep olan.

Uzanıp Hoseok'un dudaklarına uzun bir öpücük kondurdu. Hoseok'un her şeyi bir melodi gibiydi belki de satırları süsleyen betimlemeler... Bir insan nasıl böylesine uçsuz bucaksız bir denizken, aynı zamanda sonu olmayan yemyeşil ormanlar olabilirdi birisi için? Yoongi, çoğu zaman hislerinin sağa sola savrulmasına sebep olan bedeni izlerken afallardı.

Mk Ultra :: YoonSeokHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin