Müzik Önerisi : Deemo - Fluquor
Keyifli okumalar~
Hoseok, gün içinde yeniden ortaya çıkan baş ağrılarıyla oturdukları bankta Yoongi'ye yaklaşmış ve kafasını omzuna yaslamıştı.
İçinde rahatsızlık duymasına sebep olan, gözlerini her kapatıp açışında siyah noktacıkların belirmesine sebebiyet veren bir şeyler oluyordu. Yoongi, Hoseok'un beline kolunu sardı ve yanağını saçlarına yasladı. "Çok ağrıyorsa başın eve gidip dinlenmelisin Hoseok." gitmek istemiyordu.
Yoongi ile vakit geçirme fırsatı bulduğu her anı değerlendirmek istiyordu ki zaten öyle keskin bir ağrı olduğu da söylenemezdi. Hafif ama rahatsız ediciydi sadece. Omuz silkti ve mümkünmüş gibi daha çok sokulmaya çalıştı Yoongi'ye.
"Henüz gezmedik bile. Bir ağrı kesici alsam iyi olurum." itiraf etmeliydi ki bunun basit bir baş ağrısı olmadığı düşüncesi gözlerinin önünde süzülen minik, siyah noktalarla ihtimal verdiği bir durum hâline geliyordu. Gözlerini yumruk yaptığı elleriyle ovuşturdu geçeceği düşüncesiyle ama bu pek fayda etmemişti. "İyi olduğuna emin misin?"
İçinde patlamaya hazır bir volkan var gibiydi ve ısrarla tekrarlanan soru sinirlerine dokunuyordu. "İyiyim dedim ya!" sesini yükseltmiş olması, Yoongi'den çok kendisini şaşırtmıştı. Gözlerini kocaman araladı ve Yoongi'nin yüzüne baktı. Sanki, duygularını kendisi kontrol etmiyordu.
"Ö-özür..." Yoongi gülümsedi ve yanındaki bedenin alnına dökülen saçlarına bastırdı dudaklarını. "Sorun yok, özür dileme." Hoseok bakışlarını kaçırdı. Çırpınan kalbi garip bir acıyla harmanlanıyor ama aynı zamanda Yoongi'nin varlığıyla hafifliyordu.
"Garip hissediyorum hyung. Belki de eve gitmeliyiz cidden." baş ağrısının psikolojik bir bulguyu beraberinden getireceği düşüncesi öyle uzaktı ki.
Yoongi ayağa kalkıp yanındaki bedenin elini kavradı. "Senin bisikletini gizli köşemizde bir yere zincirleyelim. Arkama otur giderken." ona bir şey olacağından korkuyordu. Hoseok'un zayıf bedenini kolları arasına aldı ve gülümsedi. "Kendini zorlamanı istemiyorum. Her saat işte olmuyorum, her zaman yanıma gelebiliyorsun. Hem, sağlığın her şeyden daha önemli Hoseok."
Hoseok, bu ilgi dolu sözlerle kocaman gülümsedi. Yoongi, ona böyle şeyler söylediği zaman ona sırnaşma isteğini bastıramıyordu. Kolları arasında şımarmak ve onunla tatlı tatlı uğraşmak istiyordu. Yoongi'nin yanaklarına dudaklarını uzun uzun bastırdı. Onu çillerinden öperdi her daim, usulca ve uzun uzun. Yoongi, dudaklarının baskısını yanaklarında her hissettiğinde gözlerini kapatmak ve bu anın sonsuz olduğunu hayal etmek isterdi. Bazen, insan bir şeyde ölçüleri kaçırırdı ve o da sevgisinde o ölçüyü kaçırıyordu. Farkında mıydı? Pek sayılmaz. Kim fark ederdi ki böylesine sınırı aşmış bir hissin tehlikeler doğuracağını?
Yoongi, Hoseok'un elini kavrayıp ilerlemeye başladı onun minik öpücüklerine son vermesini istemese bile. İnsan içinde böyle yakınlaştıklarında gözler üzerlerine kayıyordu ve kimsenin Hoseok'a bakmasını istemiyordu. Her ne kadar bu dışarıya çıktılarsa eğer imkansız olsa bile. Hoseok şapkasını çıkarttı ve iki savurdu terlediği, şapkanın altından artık rahatsız ettiği için saçlarını. Sonra da şapkasını yeniden taktı ve Yoongi bisikletini saklayıp gelince, bisikletin önüne yerleşen bedenin arkasına yerleşti.
Kollarını, beline sımsıkı sarmış ve yanağını sırtına yaslamıştı. Dudaklarında bir kıkırtı tüm acılarına meydan okurcasına gün yüzüne çıkarken Yoongi'de tebessüm etmişti. 2 yıl önce ailesi öldüğünde, bir daha hayatının eskisi gibi gitmeyeceğine öylesine emindi ki. Evet, eskiden de öyle sıcakkanlı bir insan hiç olmamıştı ama yalnız kaldığında ve oradan kaçıp bu şehre sığındığında, öylesine umutsuz ve çaresizdi ki. Evinin duvarları üzerine yıkılmış gibi, hayatı bir daha eski seyrinde ilerleyemezmiş gibi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mk Ultra :: YoonSeok
Fiksi PenggemarBende bir hissizlik ve sevgisizlik gelişti ama sana bakmak ve seni sevmek şeffaf bir ayna, temiz bir nehir gibiydi. Gördüm Yoongi hyung, beni benliğimden ayrıştırıp, kendine ait yaptığını gördüm. ||18.02.2020||