3

92 12 88
                                    

"Günaydın Başkan Lee." dedi Chansung şirketteki odaya girdikten sonra. Junho masasının arkasındaki pencereye dönmüş dışarıya bakarken onun neyi düşündüğünü biliyordu. Önünde dosyalar ve bilgisayarlar olmadığında planlar kurduğunu söylemek mantıksız olurdu.

"Sence nerededir?" dedi Junho gözlerini pencereden ayırmadan. "Beni görmek istiyor mudur?"

Chansung'un bu sorulara cevabı yoktu, o yüzden sessiz kalıp ellerini ceplerine koyarak derin bir nefes aldı ve konuyu değiştirdi. "İlk şubeyi bir ay içinde açmış olacağız, yönetim kurulu ticaret için bulduğun çözümden memnun."

Junho masaya dönüp Chansung'a baktı. "Dediğim gibi bu ilk adım." Masasındaki dosyayı açıp devam etti. "Nichkhun müşterilerin hepsiyle anlaşmış, parayı temizlikten sonra verecekler. Bir baksana... Kim Myungsoo, kişisel bir sebep yazmışlar, Doktor Park olsaydı bunu asla kabul etmezdi."

Chansung gülüp Junho'nun omzuna vurdu. "Doktor Park ağzından düşmez oldu. Bırak artık şunu da temizliğe odaklan. Adam iş insanı, belli ki rekabet işi..." dedi omuz silkip.

"Eğlence şirketinin başına atanacak yeni yönetici ne oldu?" Junho bu konuda her şeyden daha öncelikli hissediyordu çünkü çoktan duyurusu yapılmıştı.

Chansung duymaya korktuğu soru karşısında iç çekip başını geri atarak yanaklarını şişirdi. Junho kesinlikle patlayacaktı. "Kim Minjun... Kendisi bakmak istedi. Yönetim kurulu beraber karar verecekmiş. Senin tek başına bir şeye karar verme ihtimalinden ödü kopuyor sanırım."

Junho, Chansung'un düşündüğünün aksine gülüp omuz silkti, çalıştığı ve para akışı devam ettiği sürece eğlence şirketi umurunda bile değildi. Şirketin genel sekreteri kapıyı çaldığında Chansung oturduğu masadan inip ceketini düzeltti ve Junho içeri girmesi ona için seslendi. Sekreter içeri girdiğinde yüzündeki ifade ikisinin de hoşuna gitmemişti. "Başkan Lee, çok önemli olmasa bölmezdim..." dedi genç kadın huzursuz bakışlarla. "Bu sabah stajyer yurdunda stajyerlerden birinin cansız bedeni bulundu."

Junho kaşlarını çatıp önce Chansung'a ardından yeniden sekretere döndü. "Nasıl olmuş?"

"İntihar." dedi sekreter hemen. "Cesedi sabah otopsiye gönderildi, sonuçlar burada. Şirketten konu hakkında bir basın açıklaması bekliyorlar Başkan Lee."

Chansung hala kapıda duran sekreterin yanına gidip elindeki dosyaları aldığında "Tamam, teşekkürler Soyeon-ssi." dedi. "Gidebilirsiniz, sonrasıyla biz ilgileniriz."

Junho ceketini giyerken bilgisayarı kapattı. Bu beklediği bir durum değildi. "Şu çocuk... Kimmiş?"

"Kim Seungmin." dedi Chansung. "Aşırı doz insulin almış. Tanrım... Eğlence şirketiyle acilen ilgilenmemiz gerekiyor."






——








"İntihar mektubu yok. Şeker hastası olduğu için kullandığı ilacın hepsini tek seferde almış." dedi Komiser Jang dosyayı çevirip. "Yurtta beraber kaldığı arkadaşlarını sorguya çağırmak istedik, çünkü sebebini ailesi bile bilmiyor, ama oradan da bir şey çıkmadı." Savcı Han dosyayı onun elinden alıp okumaya başladı. "Bakalım ne söylemişler? 'Seungmin sorun çıkaran biri değildi.' 'Kötü yorumlar almazdı, aramızda ortalama başarıya sahipti.'" İç çekerek sayfayı çevirdi. Wooyoung da onun sayfaları çevirmesini izlerken yanaklarını şişirip üflerken ellerini beline koydu. "Gencecik çocuklar canlarına kıyınca içim sıkılıyor Hyojoo-yah..."

"Sorma... Şirket açıklama yapacak değil mi?" Hyojoo durup duvara yaslandı. "Sözlü açıklama mı yapacaklar yoksa yazılı mı?"

"Duyduğuma göre Başkan Lee buraya geliyor. Sözlü açıklamayı bizzat yapacakmış. Ah- onun için zor olmalı, zaten olaylı bir şirketin başına geçmişken..." Başkan Lee Junho'nun koridora girdiğini gördüğünde susup dikleşti.

OBSESSIONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin