7

44 8 30
                                    

Toplantı odasının gergin havasını solumaktan yorulan Junho, sadece biraz daha katlanmak için dişlerini sıkmıştı. Tam karşısında oturan Yongsun'la göz göze geldiğinde fazla oyalanmadan gözlerini kaçırdı. Hala ona güvenmek istiyordu. Birini öldürdüğüne inanmak istemiyordu. Tanıdığı Yongsun bu değildi.

Chansung defalarca ona Yongsun konusunda dikkat etmesini söyledikten sonra toplantıya girmişlerdi. Junho, öyle olduğuna inanmak istememesinin yanı sıra, eğer öyleyse bile bunu farkında değilmiş gibi davranmayı tercih etme taraftarıydı.

"Nihayet ticareti yapabildiğimize sevindim." dedi Kim Minjun keyifle sandalyesinde arkasına yaslanıp. Junho, o konuştuğu sırada bakışlarını ona sabitledi. Bu adamın Gölge ile bir ilgisi olduğundan şüphe ediyordu. Eğer cinayet Chansung'un da dediği gibi onlar tarafından işlendiyse odak Yongsun olmazdı, Gölge ve Kim Minjun işbirliği içinde olabilirdi.

"Evet, sevinebilirsiniz." dedi sırf onu gıcık etmek adına. "Tıkır tıkır işliyor, her şey." Tam da ayağı kalktığı zaman Yongsun elini sakince kaldırdı. "Affedersiniz, sanırım bunu yönetim kurulu ile paylaşmam uygun olur." Aklındaki her neyse ondan bahsediyordu ve Junho duraksayıp başını sallayarak ona kürsüyü işaret etti. "Evet, tabii. Lütfen kürsüye gelin Başkan Kim."

Kürsünün sağındaki yerini alırken yanından geçen kadına baktı. Ona gerçekten güveniyor muydu yoksa bu ona takıntılı bir şekilde aşık olan tarafının oyunu muydu? Nasıl bir hamle yapmalıydı? Güvenilirliğini nasıl test edebilirdi?

Kürsüye çıkan kadın saçlarını geri savurup başıyla kalabalığa selam verdi. "Merhaba, tanışma fırsatı bulamadığım yönetim kurulu üyeleri için kendimi bir kez daha tanıtacağım, adım Kim Yongsun. JYP Eğlence şirketinin yeni yöneticisiyim."

Junho, yanı başında oturan Chansung'la göz göze geldi, sanki aklından geçenleri ona bakışlarıyla anlatmak ister gibiydi. 'Ben aptal değilim Chansung.'

"Özür dileyerek söze başlayacağım." dedi Yongsun sakinliğini koruyarak. Bu sakin duruşu ona gizemli bir hava veriyordu. "Yeni idol grubunun çıkışını erteleme kararı aldık. Çıkış yaptıklarında, olası nefret yorumlarına karşı dayanıklı olacaklarından emin olmalıyız, bu sebeple stajyerler arasında güçsüz olduğuna inandığımız bazı gençlerin çıkışını bir sonraki gruba erteleyeceğiz."

Junho da bunu istemişti, yeni idol grubu çıkışı yapılmasını istemiyordu fakat zaten grupta olacağı kesin olan stajyerlere biraz daha beklemelerini söylemek de onları depresyona sürüklemez miydi?

"Güzel." dedi Kim Minjun araya girerek. "Ertelenme fikri hoşuma gitti ancak Yongsun-ssi, bize hangi stajyerlerin çıkışının erteleneceğini söyleyebilir misiniz? Neden bu sonuca vardınız?"

Yongsun dikleşti. "Evet tabii, aslında çıkışı daha çok ertelenecek olan tek bir stajyer var..." dedi, Junho'yla göz göze gelerek. Ardından devam etti. "Hwang Hyunjin."

İsim, Junho'nun dikkatini çektiği gibi tam yanında oturan Chansung'un da dikkatini çekmişti. Şirkette sürekli başını aşağıda gördüğü çocuktu, geçen gün Yongsun'un odasından çıktığına şahit olduğu çocuk... Demek bu sebepten dolayı onunla görüşüyordu.

Toplantı sona erene kadar Junho tekrar kürsüye çıkmamıştı. Artık işleri hallettiğine göre yerinde oturup önerileri sorgulayan yönetici rolüne tamamen bürünmesinin vakti gelmişti. İşi halleden Kim Minjun muydu, Yongsun mu yoksa başka biri miydi emin değildi ama toplantı boyunca yaptığı gözlemlere göre herkes durumdan memnundu.

Temizlik açık açık konuşulmamıştı, zaten yönetim kurulunda durumdan habersiz üyeler de vardı, Kim Yongsun gibi. Junho buna inanmayı hala istiyordu, onun temizlik veya yasa dışı işlerden haberi olmayan bir yönetici olduğuna inanmaya ihtiyacı vardı. Ancak düşük bir ihtimal olduğunun da farkında olacak kadar zekiydi.

OBSESSIONHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin