Hayat, kimilerine göre güllük gülistanlıkken; kimilerine derbeder olmuş bir hayal. Basitleşmiş düşünceler, aşılmamış kalıplar içinde nefes alırken bedenim; ruhum, kanatlarını kazanmaya çabalayan ömrü bir günlük kelebek misali. En ufak bir engelde, her an vazgeçmeye hazır. Bahanelerle örülmüş duvarlarım var her zorlukta set çektiğim.
Ruhum yorgun, bedenim yaralı. Aciz olmaktan deli gibi korkarken bir o kadar da acizim. Hayat şartları sertleştirirken düşüncelerimi, nefret kuşatıyor çoğu zaman benliğimi. Kalbim sevgiye aç, ruhum mutluluğa muhtaç. Süslü cümleler kurdum sizlere. Süslemeye çalıştım kelimelerimi, düşüncelerimi. Ara sıra kafiye de kurdum. Ben size, kendimi basit cümlelerimle anlatayım en iyisi. Olmadığım biri gibi anlatırsam size beni, yalan söylemiş olurum.
Benim adım Neva; adımın üç anlamı var. Birincisi; zenginlik ve servet. Bu iki kelimeyle hayatımda hiç tanışmadım ama uzaktan görmüşlüğüm var.
İkinci anlamı ise; mutluluk ve kuvvet. Eğer annemin yanındaysam mutluyum. Çünkü onunla geçirdiğim her dakika bir nimet benim için. Hastalığından dolayı o üzülmesin diye daima güçlü olmak zorundayım. Unutmadan; bende deli kuvveti var. Sinirlendiğim zaman elinden muzu alınmış bir goril gibi olabiliyorum.
Adımın üçüncü anlamı ise ses, ahenk ve name. İşte bu üç kelime beni ifade edebilir. Şarkı söylemeye ne zaman başladığımı hatırlamıyorum ama kendimi bildim bileli şarkı söylüyorum.
Ben okumadım daha doğrusu okuyamadım. Annem ben on iki yaşındayken kansere yakalanmıştı ve o zamandan beri anneme ve eve ben bakıyordum.
Babam yok benim, annemin hamile olduğunu duyunca kaçıp gitmiş. Her neyse ona hiç ihtiyacım olmadı zaten desem de bende isterdim bana pembe pamuk şekeri alan bir adama baba demeyi.
Kuaförde, oto yıkamada, kafelerde, lokantalarda; hatta kahvede bile çalıştım. Bu arada çok güzel çay demlerim. Yaptığım nadir ev işlerinden çay demleyebilmek.Ama bu aralar paraya çok ihtiyacım var. Çünkü artık bir evimiz yok; annemi hastaneye yatırmak zorunda kaldım ve hem hastanenin parasını ödemek hem de aç kalmamak için daha fazla para kazanabileceğim bir işe girdim. İşim ne mi? Dokuz harfli üç heceli: HIRSIZLIK.
Okuyamadığımı söylemiştim değil mi? Şimdi okumak için elimde bir fırsat vardı. Yaşadığım koca şehirde yeni açılan bir sanat okulu. Aslında üniversite gibi bir yer ama YGS midir nedir o tür sınavlarla girilmiyor bu okula. Okula girmek için sadece yeteneğin olsa yeter.
Dediğim gibi bu bir fırsattı benim için. Bu arada okulun adı: 'H.A.V AKADEMİSİ'. Biliyorum komik ama açılımı ''Hayallerinden Asla Vazgeçmeyenlerin Akademisi''.
Benim de bir hayalim var. Benim hayalim; her şarkı söylediğimde insanların kalbine dokunabilmek ve annemin istediği gibi bir yıldız olmak. Benim hayalim mağlup başladığım bu maçı kazanmak...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
H.A.V. *Hayallerinden Asla Vazgeçme!*#Wattys2018
Teen FictionDeniz misali olur bazı insanlar. Kimi zaman haşmetli dalgalarıyla döver kıyıları; kimi zaman ise bir anne şefkatiyle kucaklar yalnızları. En iyi dosttur deniz. En iyi sırdaş. Dünyada ondan iyi başka bir dinleyici yoktur. Ağlarsın kıyısında. Haykırır...