Multimedia; Ayşe
"Yürü amına koyım, bizi bu pisliklerden sadece Ahmet hoca kurtarabilir." Ne? Bizi mi? Manyak mıydı amına koyım bu kız? Bi başkası olsa arkasına bakmadan kaçardı, bu deli benim olayı sahiplenmişti.
Değişikti ama hoşuma gitmişti, düşüncelerimi kesen ise Ayşe'nin bileğimden çekiştirmesi olmuştu. "E hadiii" Yiğidi öldür hakkını yeme derler, cılız mılız ama güçlü kızdı. Canımın acısıyla"Ta-tamam gidelim gidelim de, yaralarım nolucak?" Diye sormadan edememiştim.
"Haklısın, dur bi düşünelim." Ayşe telefonunu çıkarıp bir şeyler yapmaya başladı, birini arayacaktı sanırım.
"Alo, Esin nerdesin?"
"....."
"Yaa n'olduğunu anlatamam şuan acil bize geçmen lazım kanka" Esin sanırım olumlu bir şeyler söylemişti ki Ayşe "Tamam kanki hadi görüşürüz" deyip telefonu kapatmıştı.
"Kanka önce bize gidip şu yaralarını halledelim, sonrada hocaya gideriz" kaşlarımı çattığımda "çağırdığım arkadaş sağlık okuyor" diye açıklama yaptı
Kafamı anladığımı belirtircesine sallayıp peşine takıldım. Ayşeyle birlikte karşı binaya girip evlerinin önüne geldiğimizde Esin olduğunu tahmin ettiğim kız bizi bekliyordu. Sarışın gayet hoş bir kızdı. Beni gördüğünde "Aman Allah'ım n'oldu sana?" Derken hızlı adımlarla yanıma geldi. Ben diyecek birşey bulamazken Ayşe'nin "İçeri girelim anlatırım Esoş" demesiyle ben bıyık altından gülerken Esin kaşlarını çatmıştı. Bana dönüp "çok gülme istersensen Azoş'um hadi geçelim artık" bu sefer ben kaşlarımı çatarken Esin gülüyordu "Azoş'um mu? Azoş'um ne Allah aşkına ayşe ya" demelerime takılmadan Esinle beni içeri doğru itekledi. Salona geçtiğimizde Ayşe başka bir bir odaya geçmişti. İki dakika sonra elinde çantayla gelen Ayşe Esine "Azoşu tedavi etmen gerek güzellik" demişti. "İyi de nasıl, ben sadece sağlık okuyorum, doktor değilim ki"
"Kız kan kaybediyor Esoş, hastaneye gidemeyiz. Yapmak zorundasın"
"İyi de neden hastaneye gidemiyoruz?"
"Cinler" Ayşe'nin cevabı Esinle benim yutkunmamı sağlamıştı "Tamam ama dikiş atmam gerekiyor ve uyuşturamayacağım, canın yanabilir"
"Sorun değil" Cinleri bu kadar normal karşılımalarının nedenini çözememiştim. Ama bu konuyu düşünmeyi daha sonraya erteledim. Fiziksel acıya alışık olduğum için, Esin dikiş atarken pek zorlanmamıştım kesiğin o kadar da derin olmaması ise Esin'in işini kolaylaştırmıştı. Yaranın etrafını da temizleyip yüzümdeki morluklara krem sürdükten sonra gülümseyip geri çekilen Esine tebessüm ettim.
"Teşekkür ederim"
"Önemli değil de harbi dayanıklı kızmışsın haa" deyince kendimi tutamayıp gülmeye başladım
"Azoş, kalk hadi Ahmet hocaya gidelim. Esoş sen de gelsene"
"Bebeğim benim sınava çalışmam gerekiyor. Siz gidin, ben burdayım."
"Tamam hadi bayss, kalksana Azoş" Ayşe'nin bana seslenmesiyle kendime gelip ayağa kalktım ve beraber yola koyulduk.
Ahmet hoca dediği kişinin evine doğru gidiyorduk. Ev bir iki sokak ötede caminin hemen yanında bir gece konduydu. Ayşe evin kapısına bir iki kere hafifçe vurduktan sonra beklemeye başladık.
Kapı bi anda açıldığında içime bir korku yerleşti. Ahmet hoca olduğunu düşündüm kişi bizi, insanın içini rahatlatan sıcacık gülümsemesiyle karşıladı"Hoş geldin Ayşe kızım"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yolsuzlar
RandomAilesini kaybettikten sonra, doğduğu Ankara'nın küçük bir köyü olan Saraya geri dönen Azra, inanmadığı varlıklarla baş edebilecek mi? Peki ya kuralları çiğnediği için, insan bedenine hapsedilen bir cin kurtulmak için tek şansı, kurban edilmesi ge...