Bölüm --> 1

480 10 3
                                    

       Hikayenin asıl konusu 9. bölümde başlıyor.9. bölümden sonra sıkılmadan okuyacağınızı temin ederim.

 Medya: Yağmur Tanrısevsin & Barış Alpaykut

    Sitemizin banklarından birine oturup etrafı süzüyordum.Doğup büyüdüğüm şehir şu an bana oldukça uzaktı.

   Babamın polis arabasının üzerine çıkıp zıplarken düştüğüm günü hatırladım.On iki sene öncesini...

        Babam evden çıktığında bende yerimden doğruldum. 

        "Hadi gidelim Şura."

        "Geliyorum."

     Sessiz sedasız yeni okuluma doğru gidiyorduk.Özlemişim şehrimin sokaklarını,özlemişim şehrimin insanlarını.

    "Baba?" 

    "Efendim?"

    "Abim nerede? Bu sabah görmedim onu." Yüzü asılmştı. 

      "Arkadaşlarıyla çıktı sabah erkenden. Gençler işte yerlerinde duramıyorlar." 

 "Peki." Bir yap-bozun parçalarıydık biz.Annem güneşimiz,babam gökyüzümüz,abim paylançomuz,ben ise sadece gülmeyi bilmeyen çocuktum.Güneşimizi kaybedince gökyüzü hep ağladı.Gökyüzü hep ağlayınca paylançonun makyajı aktı.Paylançonun makyajı akınca ben gülmeyi hiç beceremedim.

    "Geldik Şura.Gelmemi istemediğinden emin misin?"

    "Evet baba.18 yaşındayım hallederim merak etme.Hem yanımda Mehmet Amca da var."

    "Peki ben gidiyorum Allah'a emanet ol." Sende birtanem.

    "Tamam,görüşürüz."

    Bahçe kapısından içeriye girdiğimde Mehmet Amca belirdi.

    "Günaydın Şura.Hoş geldin."

    "Hoş buldum Mehmet Amca."

    "Efendim?"

    "Hoş buldum Mehmet Hocam." 

    "Hadi gel bakalım sınıfına gidelim."Sonunda.

    "Gidelim."

        Koridorlardan yürürken bir erkek topluluğu gördüm. Fazla dikkat etmeden Mehmet Hoca ile konuşmaya devam ettim. Fakat içlerinden biri,"Hoş geldin çömez!" diyerek alayla baktı. Şaşkınlıktan mı,sinirden mi bilmiyorum ama hiçbir şey diyemedim.İyi ama ben 12. sınıf öğrencisiyim,diye düşünerek bir sınıfa doğru yürüdüm.

   Sınıfa geldiğimizde okumuzun müdürü aynı zamanda da babamın yakın arkadaşı olan Mehmet Hoca beni sınıfa tanıttı.Gerçek ismimin Melek olduğunu ama 7. sınıfta ismimin Şura olmasını istediğimi,burada doğup büyüdüğümü fakat 7. sınıftan 11. sınıfa kadar Bursa'da okuduğumu ve bu sene buraya geldiğimi anlattı.Hayatımın bu kadar değişmesini istemezdim.Fakat hayat beni buna zorlamıştı.Direndim ama ellerim kaydı.Çok yüksekten düşürdü beni hayat amca.

     Sınıftaki herkes,hoş geldin Şura,derken bir kız ifadesizce bana bakıyordu.Elini kaldırıp söz hakkı istedi ve Mehmet Hoca ona söz hakkı verdi.

    "Neden Bursa'dan buraya geldin? Veya neden yaşadığın şehri ve ismini değiştirdin? Çok mu canın sıkıldı ?" 

 "İsmimi değiştirdim,çünkü aramızdan ayrılan annemin adının her gün anılmasını istedim.Yaşadığım şehri değiştirdim,çünkü yaşadıklarımdan uzak kalmak istedim.Yeterli mi?"

    "Hı hı evet." Kız dalga geçercesine cevap vermişti. Yapmak istediğini anlamamıştım,merak da etmiyordum.

      Sınıftakilerle kaynaşmaya başlamıştım.Annemi kaybettiğim için üzüldüklerini belirttikten sonra laf lafı açtı ve kaç kardeş olduğum gibi benzeri konulardan söz açıldı.

       "Bir abim var."

        "O da senin gibi Bursa'da mıydı? Yoksa hep burada mı yaşıyordu?" Her kafadan bir ses.

        "Hep burdaydı." 

        "Kim ? Kesin tanıyoruzdur."

    "Özgür KARASU." Dediğim andan itibaren,Özgür'ün kardeşiymiş,aynen Meğer Özgür'ün bir kardeşi varmış,gibi konuşmalar başladı.Tuhaf olansa bütün erkeklerin uzaylıymışım gibi benden uzaklaşmalarıydı.Neler oluyor? Şaşkınlıkla olan biteni anlamaya çalışırken bi öğretmen derse girdi ve hepimiz ayağa kalktık.

      Hocamız okula yeni geldiği için ders tanışma faslıyla geçmişti.Hala geçen ders olanları düşünüyordum ve çıkmazda kalmıştım.Sınıfa ilk geldiğimde bana kötü davranan ve adının Gökçe olduğunu öğrendiğim kız yanıma geldi.Özgür'ün abim oduğunu duyunca sevinmiş ve şaşırmıştı.Şimdi Pişman giibi görünüyordu.

         "Özür dilerim.Sana kötü muamelede bulundum.Özgür,sen okula gelmeden önce,hiçbir erkeğin seninle konuşmayacağını okuldaki herkese duyurdu.Bende sizin çıktığınızı ve Özgür'ünde seni o yüzden koruduğunu zannettim.Gerçekten üzgünüm."

              "Sen ciddi misin?" 

             "Haberin yok muydu?"

           "Tamam sağ ol.Yaptıkların için de önemli değil olur böyle şeyler.Bu konuştuklarımız aramızda kalıcak." Gülümseyip teşekkür etti ardından yanımdan uzaklaştı.

           Bu Özgür neyin peşinde?Benim hayatımdan ona ne? Tamam anlıyorum hala annemin ölümünden kendini sorumlu tutuyor ama bu kadarını bana yapmamalı.Yoksa beni,ben ölmeden kaybedecek.

HİÇBİR ZAMAN AŞKA BEDEL ÖDEMEK ZORUNDA KALMAMANIZ DİLEĞİYLE. SAĞLICAKLA KALIN. <3

AŞKA BEDEL ♥Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin