Gözlerimi aralamış etrafıma bakıyordum, en son hatırladığım şey bozkurtların saldırısına uğramaktı ama nedense bembeyaz bir yatakta uyandım. Burası kimin eviydi, ben neredeydim? Çok geçmeden kapı açıldı ve içeri yeni oğlan girdi. Tam sinirlenecektim ki karşıma sadece önlük dışında başka bir şey giymemiş birini görünce haklı olarak kızamadım. Anlaşılan yemek yapıyordu bana. Yemek yapmasa da onu yiyebilirdim.
Yanıma yaklaşıp "Daha iyi misin? Otobüste birden bayıldın." dedi. Ne bayılmış mıydım? Gördüklerim şeyler rüya idi yani ve muhtemelen yeni oğlanın evindeyim.
"Pardon ismin neydi acaba?"dedim.
"Mahmut" dedi. Ahhhh mahmutum, selvi boylum,namusum,yiğidim her şeyim...
"Yemek yapıyordum açlıktan bayılmışsındır diye düşündüm. Patates sever misin?." dedi.
"Bırak şimdi patatesi, burda yemeğin hası var. Yapış şimdi dudaklarıma." dedim. Bunu der demez üstüme eğildi ve dudaklarıma yapıştı. Uzun ve tutkulu bir öpüşmeden sonra bana bakıp:
"Evet cidden acıkmışsın ağzın leş gibi kokuyor." dedi. Ayol rezil oldum gider ayak. Yemek yiyip işi pişirdikten sonra eve gittim. Harika bir gündü, akbil basmamış, yemek pişirmiş, işi pişirmiştim.1 HAFTA SONRA
Baya bir kilo aldığım için diyete başlamıştım ama açlıktan ölüyordum. Mahmut hala yatağımda uyuyordu. Evet yatağımda, benim yatağımda yakışıklı, kaslı, sorumsuz, kavgacı, küfürbaz, disrespectful bir badass yatıyordu. Bense paşama kahvaltı hazırlamak için mutfaktaydım. İçeri orospu ev arkadaşım kahvesini almaya gelmişti ki birden midem bulandı. Koşarak tuvalete gittim ve yeşil yeşil kusmaya başladım. Allah allah hasta değildim halbuki. Orospu ev arkadaşım dışardan bana sesleniyordu:
"Ayool aşufte ne oldu, hamile misin yoksa?"
"Salal salak konuşma be"
Bizim orospu böyle deyince şüphelenmedim değil. Ama yok canım ne hamileliği.
Mahmutum kalkmış götüme bir şaplak atarak "Çekilde çövdüreyim." dedi.
Allahım ne kadar da the exorcist filmindeki kız gibi kusmamı umursamayıp çişini benden daha çok düşünen bir yiğido. Her defasında kendine aşık ediyordu.
O günü yiyip içerek ve kendimize sarılarak geçirmiştik ama akşamında karnıma sancılar girince hastaneye gitmek zorunda kalmıştık. Hastanede birkaç testten sonra doktor odaya girdi. Yüzünde garip bir ifade vardı.
"Hayırdır doktor, ne oluyor?"
"Öncelikle şöyle bir oturun." deyince sandalyeye mahmut oturmuş ben de onun kucağına oturmuştum.
"TEBRİKLER HAMİLESİNİZ!! ama bu normal bir hamilelik değil. Bilim en dünyasında çok nadir görünen bir hamilelik. Bu tür hamilelikte bebek anne karnında 9 ay kalmak yerine 1 haftada gelişip büyüyor ve doğuyor. Yani yarın doğuracaksınız."
Fal taşı gibi açılmış gözlerimle doktorun dediklerini anlamaya çalışıyordum. Doğru muydu bu?" Hamileydim üstelik yarın doğuruyordum. O an mahmuta baktığımda ihanete uğramış gibi bakan iki çift gözle karşı karşıya geldim. Mahmut beni kucağından itip:
"Ulan orospu beni kimle aldattın ha? Bir haftada çocuk mu doğarmış kimi kandırıyorsunuz siz. Belli bunların hepsi düzmece, bunların hepsi çocuğa sahip çıkmam için kurulmuş yalanlar." diyip koşarak odadan çıktı. Ne olduğuna şaşırmıştım arkasından mahmut diye bağırsam da sesimi duyuramadım. Arkasından da koşacak değildim. Eeee ne de olsa hamile bir kadındım artık. O an tek düşündüğüm şey erikti. Evet aşeriyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kas, Ter ve Aşk
ChickLitHayatta hiçbir şey kesin değildir. Kimse hikayenin böyle bitceğini kestiremezdi