9.Bölüm

562 43 4
                                    

15 Mart..
Günler Jimin sayesinde hızla geçiyordu. Tabi o şuan Yuna ile flört ediyor ama neyse. Yine de gelip benimle sohbet ediyor beyefendi. Ben de hala gün sayıyorum. Doğum günüm 6 Mayıs'ta ve daha malesef çok var.

20 Mart..
Ailem bugün benimle konuşmak istediklerini söyledi. Salonda onların diyecekleri şeyi beklerken babam konuşmaya başladı. "Doğum gününde Jeju Adası'na gidelim. Güzel bir şekilde kutlamış oluruz. Hem uzun zamandır oraya gitmek istiyorsun." Dedi. Benim ne olursa olsun burada kalmam gerek. Ailem resmen benim gerçekleri öğrenmemem için beni uzak tutmaya çalışıyor. Şu gerçekleri o kadar merak ediyorum ki. Annem "Ha ne dersin" diyince "Burada arkadaşlarımla kutlamak istiyorum. Biliyorsunuz Jimin çok kırılır" dedim. Onlara Jimin'i anlatmıştım. Jungkook'u tamamen unuttum zannetsinler diye. Babam "Peki sen bilirsin" dedi. Odama gidip dedemi aradım. Annemle babamın mutfakta olduğuna emin olunca balkona çıkıp dedemle konuştum. Duymamaları gerek. Dedeme ailem Jeju Adası'na gitmek istemesinden bahsettim. Dedem "Seni kaçırmak istiyorlar" dedi. Düşünceli bir şekilde "Ama bunu yapmalarına izin vermem. Sen merak etme güzel kızım." Dedi. Dedemi çok seviyorum. O hep bana destek oluyor. Ah babaannemi de çok özledim. Bu haftasonu evine gitsem iyi olur. Hem dedemle de konuşurum.

25 Mart..
Annemlere söyledim ve evden çıkıp dedeme gittim. Kapıyı tıklayınca gülümseyen dedem kapıyı açtı. İçeri geçtiğimde "Seni mutlu edecek kadar güzel olan şey nedir?" Diye sordum. "Beni değil de seni çok mutlu edecek" diye cevapladı. Salona geçince Jungkook'u görmemle koşarak ona sarıldım. Çok özlemiştim. Cidden o kadar zordu ki ondan ayrı kalmak. Dedem salondan çıktığında biz hala sarılıyorduk. Ayrılınca yüzümüze baktık. Sonuç olarak yüzlerimizi de uzun süredir görmüyoruz. Elimi onun yanağına değdirdim. O da eliyle saçıma dokunuyordu. Gözlerimiz 1 saniye olsun ayrılmıyordu. Bana yaklaşıp fısıldadı "Seni seviyorum" ben de aynı şekilde "Seni seviyorum" dedim. Sonra iyice yaklaştı ve dudağını yanağıma değdirip konuştu. "Sensiz hayat o kadar zor ki!" Dedi. Ben de kafa salladım. "Sensiz geçen iki ay mı iki yıl mı karar veremiyorum" dedim. Gülümsediğini hissettim. Sonra daha fazla durmayıp beni öptü. Ben de karşılık verdim tabi. Dedemin mutfaktaki sesini duyunca ayrıldık. Mutfağa geçince masaya oturduk ve plan yapmaya çalıştık. Dedem Jungkook'a her gün haber vermiş zaten. Olaylardan haberi var. Bana gerçeği doğum günümde anlatacaklarını söylediler. Asıl tehlike dedemdeymiş. Ailem bunu bilmediği için dedemle görüşmeme engel olmuyor. "Bunun babaannemin dolabında gördüğüm kutuyla ilgisi var mı?" Dedim. Dedem kafa salladı. "Sana doğum gününde söylememizin sebebi o kutunun anahtarının sende olması. " dedi. "Nasıl yani" diye sordum. "Babaannen sen küçükken bir oyuncak hediye etmişti. O oyuncağın içinde anahtar varmış ve bana bunu söylemişti. Çünkü en başından beri planı uygulayan babaannendi. Tam 16 yaşına girdiğin gün o oyuncağın içinden anahtarı alıp kutuyu açacaksın. Çünkü 16 yaşında aydınlık tarafta veya karanlık tarafta olduğun belli olur. Kutunun içinde ne olduğunu ben de bilmiyorum. Babaannen sadece okusun demişti." Diye yanıtladı dedem. Cidden garip hissettim. Jungkook sessizliğini bozup "Mina. Sana söylemem gereken bir şey var ama daha çok kafan karışacak. Yine de öğrenmek istiyor musun?" Dedi. Ben de kafa salladım. "Ben aslında aydınlık taraftayım."

Jungkook aydınlık tarafta..

Karanlığın Dünyası•JJKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin