Karanlığın Dünyası•JJK

10.Bölüm

"Ne" dedim kısık bir ses tonuyla. Jungkook elimi tutup "Ben karanlık tarafta büyüdüğüm için böyleyim, ailem beni karanlık tarafta büyüttü yani üvey ailem" dedi. Şaşırmıştım. "Yani sen aydınlık taraftasın?" Diye sordum. Kafa salladı. Şu doğum günüm gelsin her şeyi öğreneyim, nolur ya.

30 Mart..
Jungkook gideli bir kaç gün oldu ve yine hayata devam ettim. Sonuç olarak beni ziyarete geliyor.

5 Nisan..
Bugün Yuna ve Jimin kavga etti. Jimin yarım saat söylendi başımda. Sinirlenip ağzına vurdum. Sonrası kahkaha krizi..

10 Nisan..
Sevgili Yuna'nın doğum günü olduğu için Jimin ile uğraştım. Yardımcı oldum ve Yuna'ya sürpriz yaptık. Mutlu olmuştu. Ben de iki aşığı yalnız bırakmak istedim. Kulaklığımı takıp eve yürürken ağladım..

20 Nisan..
Doğum günüme çok az kaldı ve ailem çok garip. Hep sessizler. Ben de takmıyorum zaten. Takvimime işaretledim. Gün sayıyorum.

30 Nisan..
Çok çok az kaldı ve ben aşırı heyecanlıyım. Ama kalbimde bir ağrı var. Kötü bir şey olacakmış gibi hissediyorum. Umarım yanılırım.

3 Mayıs..
Annemle babam büyük telaşta. Beni kaçırmaya çalışıyolar hala ama dedem "Burda kutlayın sonra gidersiniz" diyor. Dedem onları engelliyor. Bu yüzden sorun yok.

6 Mayıs..
Sabah hemen kalkıp dedeme gittim. Annemle babam da geldi. Uff ya. Biraz oturdular. Sonra kalktık. "Ben arkadaşlarımla buluşcam" diye yalan söyledim. Onlar çıkınca ben çıkıyor numarası yaptım ve onlar gidince dedemin evine geri döndüm. Yarım saat sonra Jungkook geldi. Sonunda her şeyi öğreneceğim. Jungkook anlatmaya başladı.
-Aslında ben aydınlık taraftarım ama karanlık tarafta büyüdüm. Bunu biliyorsun. Benim ailem ben küçükken öldü. Senin deden de bana baktı. Yani benim ailem gibi oldu. Bana her şeyi anlattı. 16 yaşıma girince aydınlık tarafta olduğumu başka biriyle karıştığımı öğrendim. Aslında bu bir hata değil planlanmış bir şeymiş. Uyumsuz yaşıyormuş ve o karanlık taraf/ aydınlık taraf ayrımcılığı bitsin diye beni bir başkasıyla karıştırmış. O bir başkası da sensin Mina. Sen aslında karanlık taraftasın ve benimle karıştığın için aydınlık tarafta büyüdün. Aslında şuanki ailen senin öz ailen değil. Onlar benim ailem ve biliyorlar. Seni bırakmak istemediler ve gerçekleri söylerim diye senden  hep uzak tutmaya çalıştılar. Senin öz ailen yani bana bakan üvey ailem öldü. Sen onların kim olduğunu göremedin. Peki gerçek ailem neden beni istemiyor? Çünkü beni büyüten aile onların düşmanı ve nefret ediyorlar. Beni de görmek istemiyorlar. Yani öz evladını. Asıl önemli şey şu; bizi bilerek planın bir parçası olarak karıştıran kişi senin babaannen. Yani senin babaannen uyumsuzdu. O kutuda ne var, bilmiyoruz. Bunu sadece sen öğrenebileceksin. Babaannenin istediği bu ayrımcılığı bozup halkın eskiden olduğu gibi yaşaması. Bunu bozacak kişiler de biziz. İkimiz bozacağız."

Kafam o kadar karışmıştı ki. Başta düşündüm ve anladım. İkimiz nasıl halledeceğiz , bilmiyoruz ama o kutuda bununla ilgili bir şey olabilir. Kutuyu alıp açacağım sırada kapı kırıldı ve içeri babam girdi. Kutuyu hemen çantama sakladım. Babam elindeki silahı Jungkook'a doğrultunca bağırdım. "O senin öz evladın. Yapma bunu" diye. Hemen gizlice polisi aradım. Babam tetiği çektiği sırada dedem Jungkook'un önüne geçti ve vuruldu. Hem de tam kalbinden. Ben çığlık attım ve ağlamaya başladım. Babam kaçmaya çalıştı ama polisler onu yakaladı ve annemi de götürdüler. Yani üvey annemle babamı. Dedem için ambulans çağırdık. Fakat her şey için çok geçti. O ölmüştü. Jungkook'un önüne geçtiğinde söylediği üç kelime olmuştu. "Ona iyi bak"

Ona iyi bak..