Steve ve Tony ciddi bir sevgililik aşamasındalardır. Yeni bir ev ararlarken ormanın içindeki gölün kenarında olan bir ev bulurlar ve oraya taşınırlar. Olaylar böyle başlar...
B×B
Steve bir hafta boyunca sorgulamadan doktorların istediği tüm testleri yapmalarına izin vermişti. Nişanlısı Tony onun deli olduğunu düşünüyorsa onu haksız çıkarmak için bütün bunlara katlanırdı.
Testlerin hepsi negatif çıktığında bu Steve'i sevindirmişti. Bu onun aklı başında bir birey olduğunu gösteriyordu. Sadece bazı psikolojik testlerden geçememişti. Ama bu psikolojisinin bozuk olduğundan kaynaklıydı. O deli değildi ve bunu ona sormadan yaptırmayı istediği için Tony'le bir süre konuşmama hatta aynı odada yatmama kararı aldı. Zaten içindeki şeytana karşı onu koruyamazdı. Hala ona inanmazken.
Tony, Steve ile arabaya binmiş eve giderken arada bir ona bakıyordu. Steve ona ne bakmış ne de konuşmuştu. Onu yine kırdığını anladı.
Ondan izinsiz bu konuyu başkasına söyleyip test yapılmasını istemek haksızlıktı ama endişelenmişti. Artık doğru düşünemiyordu. Bu olan herşey onu yormuş ve yıpratmıştı. Şirket yönetmek zaten yeterince zor bir işti. Bir de üstüne bu olaylar gelince zihni Tony'e mantıksız şeyler yaptırmaya başlamıştı.
"Steve, lütfen konuş benimle. Bağır çağır ama yeter ki birşey söyle."
Steve yüzü pencereye dönük bir şekilde birşey söylemeden hatta kıpırdamadan dışarıyı izledi. Eve doğru uzanan orman yoluna yeni girmişlerdi ve en azından bu yol keyifli vakit geçirmesini sağlıyordu. Eve gidene kadar huzur duyduğu son dakikalarıydı. Ve yanındaki nişanlısı olacak adamın bunu da mahvetmesini istemiyordu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Tony o konuşmaya yanaşmayınca zorlamadı ve dikkatini yola verdi.
______________________________________
Evin önüne geldiklerinde Steve hızla indi ve Tony'i beklemeden eve girerek odaya çıktı.
İçinde ona karşı duyduğu bir öfke vardı ve git gide büyüyordu.
Tony; onunla hayatını birleştirmek istiyor ama derdini paylaşmıyor,onu sevdiğini söylüyor ama yüz üstü bırakıyor, ona her zaman inandığını söylüyor ama ona deli muamelesi yapıyordu. Ve her seferinde üzgün olduğunu söyleyip Steve'den anlayış bekliyordu.
'Sen bana anlayış gösteriyor musun ki?'
Yatağına yattı. Artık umrunda değildi. Lanet olasıca ne olacaksa olsun. Zaten ne kurtuluşu ne kaçışı vardı. Bundan sonra yaşar mıydı, ölür müydü o da meçhuldü.
Bu arada Bucky sonunda arkadaşından evin eski sahibinin yerini öğrenmişti ve şimdi onun evinin önündeydi. Arabasından inip kapının zilini çaldı. Kapı açılana kadar ısrarla çalmaya devam etti. Ve sonunda ihtiyar bir kadın kapıyı açtı.
