KARANLIKTAKİ ŞEYTAN

367 44 77
                                    


Size benden tavsiye. Bu hikayenin bölümlerini geceleri okuyun. Hikayenin havasını daha iyi solursunuz. Zaten o yüzden gece yayımlıyorum. Medyaya koyduğum müzikleri beğenmeyen var mı? Bu müzikle okuyun. Aşağıda bir de sürpriz var.

İyi okumalar. ✨

Tony akşam yemeğinde Steve'i durgun gördü. Sessiz ve canı sıkkın gibiydi.

"Tatlım, iyi misin?"

Steve bedenen ordaydı ama aslında düşünceleriyle dün gece gördüğü rüyanın içindeydi.

"Benden asla kaçamayacaksın."

Düşünceleri bu cümlede takılı kalmıştı.

Tony'nin kolundan hafifçe dürtmesiyle düşüncelerinin arasından sıyrıldı ve Tony'e baktı.

Tony'nin bakışlarındaki endişeyi görünce onu rahatlatmak için tebessüm etti.

"Dalmışım aşkım. Ne diyordun?"

Tony "Son birkaç gündür tuhafsın Steve. Söyle ne sıkıntın var?" dedi.

Steve bir iç çekti. Söyleyecekti.

"Tony, belki bana inanmayacaksın ama bu ev hayaletli ve şey- kötü şeyler olacakmış gibi hissediyorum. Ben-ben ne yapacağımı bilmiyorum."

Tony ciddileşti. "Hiç hoş bir şaka değil bu Steve. Sen ne dediğinin farkında mısın? Hayalet diye birşey yoktur."

Steve Tanrı'ya bile inanmayan adamı nasıl inandıracaktı?

Biraz düşündü ve sabah duştan sonra bileğinde gördüğü el izi şeklindeki morluk aklına geldi.

İnandıracağına dair duyduğu bir heyecanla "Kolumda hayaletin izi var."diyerek kolunu açtı.

Tony onun bileğine bakıp kaşlarını çattı. "İnanmadığımı bile bile dalga geçmen hiç hoş değil."

Steve "Ama bak-" derken dondu kaldı. Morluktan eser yoktu. Bu da ne demekti şimdi?

Tony çatalını masaya bırakıp kalktı. "Ben çalışma odamda olacağım. Geç saate kadar çalışacağım. Beni bekleme. Uyu. "

Steve'in gözleri doldu. Kafası karışmıştı. Sabah oluşan morluk nasıl kayboldu?

En kötüsü Tony'le yaptığı bu tartışmaydı. O yanında olmadan nasıl uyuyabilirdi?

Yemek yemeden masadan kalkıp yatak odasına çıktı. Tuttuğu göz yaşları o zaman dökülmeye başladı.

İnançlı biri olsada onun Tanrı'ya ya da diğer varlıklara inanmamasını hep anlayışla karşıladı. Bugüne kadar her söylediğine şüphe duymadan inandı. Peki neden sevdiği adamda aynı şeyi onun için yapmıyordu? Neden ona güvenmiyordu?

Üzerini değiştirip yatağa girdi. Işıklardan birini açık tuttu. Ürkütücü koca odada yalnız yatma fikri hiç ama hiç hoşuna gitmiyordu. Ama bunu yapmak zorundaydı.

Bir süre sonra yorgun ve üzgün gözleri uykuya yenik düştü.

Baş ucunda açık bıraktığı o tek ışık bir anda söndü. Kapı gıcırtıyla açıldı. İçeriye serin bir havayla birlikte korkunç sesler çıkaran bir varlık girdi.(Hemen bu yazının üstündeki videoda olan ses gibi. Merak eden korkusuzlar videoya bakabilir.)

Steve'in üzerindeki örtünün altında birşey ilerler gibi yükselti oluştu. Aşağılardan daha yukarılara çıktı ve tam göğsünün üstünde sabit kaldı.

Steve bu sırada kabuslarla boğuşmaktaydı ve başını bir sağa bir sola oynatıyordu. Göğsünde keskin bir acı hissediyordu. Ve bu acı sanki onun nefesini kesiyordu. Öyle gerçek bir acıydı ki.

Steve bedeni ve ruhunun çığlığını duydu. Bu gerçekti. Kendi iradesini kullanarak gözlerini açtı ve yüzüne gelen soğukla üzerindeki karanlık silüete baktı.

Gözleri korkuyla büyüdü bu ne rüya ne de halüsinasyondu. Bu gerçekti.

Kımıldamaya çalıştı ama hareket edemediğini fark etti. Bedeni artık onun iradesi altında değildi. Sadece gözleri hareket ediyordu.

Karanlık siluet yüzüne iyice yaklaştığında tattığı tek şey ölümün kokusu oldu.

Gözlerinden yaş süzülürken artık işinin bittiğini anladı. Üzüntü ve hayal kırıklığı içinde ölecekti.

Gözleri karardı. Sonrası karanlıktı.

______________________________________

Tony çalışma odasında içtiği iki bardak viskiden sonra daha makul birine dönüşmüştü.

Işıkların yanıp sönmesinin ardından Tony Steve'in bundan dolayı yalnızken korkabileceğini düşünüp hızla ayağa kalktı ve hemen yukarı kattaki odalarına çıktı.

Kapıyı aralık bulduğunda Steve'in öyle bıraktığını düşünüp içeriye girdi. Karanlık odayı aydınlatmak için ışığı yaktı ve Steve'i kolları iki yana açık bir şekilde kımıldamaz halde buldu. Göğsü nefes alıp verirken olması gereken o inip kalkma hareketini yapmıyordu.

Tony panikle onun yanına gelip nabzını ve solunumunu kontrol etti. Hepsi durmuştu.

"Tanrım!"dedi ilk defa ve onu hemen yumuşak yataktan sert zemine çekip düz yatırdı. Sonra suni tenefüs ve kalp masajı yapmaya başladı.

İnançsız birisi olarak içinden dualar edip Tanrı'ya yalvarıyordu. Göz yaşları içinde durmadan, pes etmeden tam 10 dakika boyunca kalp masajı ve suni tenefüsü tekrarladı.

Sonunda tekrar nefes alıp vermeye, kalbi yeniden atmaya başladığında onunla birlikte Tony'de derin nefes alabildi. Hala baygın olan Steve'e baktı. Bilinci yerine gelmemişti.

Onu kucakladığı gibi hızla garaja gitti ve arabaya bindirip en yakındaki hastaneye sürdü.

Tanrı'nın varlığına Steve'i ona geri verdiği zaman inanmaya başladı. Ve şimdi de uyanması için hastaneye gidene kadar dua edecekti.

Eğer şu anda eskisine göre daha iyi birisiyse bunu Steve'e borçluydu. Çünkü onunlayken daha iyi bir insana dönüşebiliyordu.

______________________________________

Bu bölümde bitti. Sıra bir sonrakinde.Bakalım Steve gözlerini açacak mı? Açınca ne olacak?

GHOST İN LOVE (STONY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin