Yorumlarınızı ve beğendiyseniz oylarınızı unutmayın lütfen❤
(Medya: Lucifer'ın Sarayı)
İyi okumalar🍷
***
Şeytanlar, meleklerden ve insanlardan sonra ilk ortaya çıkan türdü. Daha doğrusu, olan bir türün değişimiydi.
Tanrı insanları meleklerden üstün kıldığını söyledikten sonra meleklerin büyük bir çoğunluğu isyan etmişti. Hiçbir vasfı olmayan, topraktan vâr olan bu insanlar nasıl olurdu da kendilerinden üstün olurdu? Melekler büyük bir öfkeyle cenneti terk etmişlerdi.
Dört tanesi hariç.
Haksızlığa uğradıklarını düşünen melekler,Dünya'ya inip insanları katletmeye başlamışlardı. İçlerindeki saf sevgi, saf kıskançlığa dönüşmüş; ilk defa kan sıçratmışlardı yeryüzüne. Tarih boyunca anlatılanın tam tersiydi aslında. İlk kanı insanlar değil, melekler dökmüştü.
Tanrı bu saygısızlığı kabul etmeyerek onları cezalandırdı. İçlerindeki kirlenmiş ruhlarına dokunmamış, sadece lanetlemişti.
Tanrı, o hiç sevmedikleri, aşağıladıkları insanlara has özel bir duyguyu bahşetti onlara.
Aşkı.
***
Lucifer'ın Sarayı 2020
Lucifer, tahtında sıkılmış bir vaziyette Başkomutan Lord Hoseok'un gelmesini bekliyordu. Normalde kendisini beklettiği için onu öldürmeliydi fakat Joe'nin görevi hakkında acilen konuşmaları gerekiyordu.
Ondan sonra ise...evet,öldürebilirdi.
Sıkkınlıkla gözlerini taht odasında gezdirirken Isabella'nın portresine takıldı Lucifer.
Hayatında gördüğü en güzel yüze nasıl gözleri takılmazdı ki.
Tahtından kalkıp yavaşça ilerledi, önüne gelince durup inceledi tekrardan ezbere bildiği yüzü.
"Taehyung..." dedi içinden. "Ne kadar da sana benziyor Isabella.." içini tekrar bir hüzün kapladığında bakmayı bırakıp, tekrar tahtına ilerledi Lucifer.
Taehyung'u düşündü o an. Mutlu olduğu, kahkaha attığı zamanlar o kadar azdı ki... Sadece çok, çok küçükken neşeli, mutlu olduğu zamanları hatırlıyordu Lucifer. Zaten çokta büyümesine gerek kalmadan en büyük acıyı tatmıştı oğlu.
Annesi ölürken daha 10 yaşındaydı Taehyung. Ölümünden sonraki gün olanları tam hatırlamadığını fakat annesini öldüren adamı öldüremediğini Lucifer'a anlatmış, günlerce hatta haftalarca ağlamıştı Taehyung. Lucifer ise her ne kadar onun masum olduğunu anlatmaya çalışsada,Taehyung kendisini annesinin katili olarak görmekten alıkoyamamıştı.
O günü anımsadı Lucifer. Hiçbir zaman unutamadığı, ilk defa acıyı hissettiği o günü.
Lucifer'ın Sarayı / Cehennem 1950
Kurtadamlar ve büyücülerle olan savaş nihayet sona ermişti. Galibiyet şeytanların olmasına rağmen büyük bir kayıp verilmişti. Şeytanların çoğu yaralıydı, geriye kalanlar ise cehennemde zarar gören yerleri tespit etmek için saraydan ayrılmıştı.
Lucifer ise sarayında, taht odasından oğlunu ve Isabella'sını izliyordu. Onları cehennemin en uç köşesine, savaşamayacak durumda olan şeytanların ve çocukların bulunduğu yere göndermişti. Tehlike geçene kadar güvende kalmalarını istiyordu Lucifer. Savaş bitmişti ama şu an ki zayıflıklarından yararlanmak isteyenler her an saldırabilirdi ve saray açık hedef hâlindeydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Red // •Taekook•
FanfictionBabası Lucifer tarafından cezalandırılan yarı vampir yarı şeytan olan Kim Taehyung 1800'lü yılların başına, Jeon Jungkook'un kasabasına sürgün edilir.