-Park Jimin-(DÜZENLENDİ✓)

1.6K 169 143
                                    

Elimden geldiğince hızlı yazdım umarım beğenirsiniz.❤ Bu arada oylar ve yorumlar artmış valla çok teşekkür ederim bol öpücükler :****

İyi okumalar🍷

***

Lucifer'ın Sarayı 2020

Lucifer üst düzey şeytanlarla yakında olacak Tanrılar Savaşı için toplantı yapıyordu.

Biraz gergindi Lucifer. Şeytanlar 1950'den beri ciddi bir savaşta bulunmamıştı ve bu defa kazanacaklarına olan inancı tam değildi. O zamanlar sadece iki klanla savaşmıştı. Şimdi ise tüm klanlar işin içindeydi ve ittifaklar kuruluyordu.

Şu anlık insanlar kurtadamlarla ittifak içerisindeydi ve büyücüleri de kendi taraflarına çekmeye çalışıyorlardı. Melekler yalnız savaşacağını duyurmuş, geriye ise ittifak kurmayan şeytanlar ve vampirler kalmıştı.

Lucifer ise vampirlerle ittifak kurmayı düşünüyordu fakat bu kolay olmayacaktı. Vampirlerin şimdi ki liderinin Isabella'nın kardeşlerinden biri olduğunu duymuştu fakat daha fazlası yoktu. Namjoon hariç diğer kardeşlerini de hiç tanımamıştı zaten.

Isabella en büyükleriydi ve liderleriydi bir zamanlar. Onun ölümünden sonra yerine kimin geçtiğini bilmiyordu. "Umarım." dedi içinden Lucifer "Umarım Namjoon geçmiştir."

O sırada içeriye giren muhafızla düşüncelerinden ayrıldı.

"Efendim, Başkomutan Jung Hoseok geldiler."

"Al içeri."

Lucifer toplantı masasındaki şeytanlara toplantının bittiğini söyleyip onlar toparlanırken tahtına doğru ilerledi.

Joe'nin görevini ve vampir ittifakını konuşmanın sırası gelmişti. Ayrıca Taehyung'un vampir güçlerini kullandığını hâla hissedememişti. Umuyordu ki oğlu bir an önce inadını bırakırdı. Ona hiç olmadığı kadar ihtiyacı vardı çünkü.

O sırada Hoseok yavaş adımlarla, tüm asilliğiyle, girmişti taht odasına.

Lucifer karşısında saygıyla eğilen genç şeytanı izledi. Taehyung'tan sonra en güvendiği kişiydi.

"Efendim, geç kaldığım için çok özür diliyorum fakat Joe'nin ölümü fazlasıyla işlerimizi bozdu. Onları halletmeye çalışıyordum. Ayrıca onu gerçekten Taehyung mu öldürdü?" genç şeytan içinden bunun sadece söylenti olmasını diliyordu. Lucifer gibi mükemmel, soğukkanlı ve zeki bir liderin nasıl olurdu da Taehyung gibi sorumsuz ve küstah bir oğlu olurdu, aklı almıyordu.

"Maalesef öyle. Ben de kızdım başta fakat daha sonra Joe'nin cesedini gördüğümde ki pek ceset değildi artık, Taehyung'u gerçekten kızdırdığı aşikâr. Her neyse.."

Lucifer yavaş adımlarla Hoseok'un önüne ilerledi. Muhafızlara kısa bir bakış attıktan sonra Hoseok'un kulağına doğru eğildi. Kimsenin duymasını istemiyordu. Kısık sesle konuştu.

"Hoseok, Taehyung'un 1700'lü yıllara gitmesi gerektiğini o büyücüye iyice söylemiştin değil mi? Biliyorsun, eğer bir hata yaptıysa bunun bedelini sadece ona ödetmem."

Herkes Taehyung'un sürgün edildiğini biliyordu fakat zamanda geriye gittiğinden kimsenin haberi yoktu. Böyle bir şey kesinlikle yasaktı ve Lucifer büyük bir risk almıştı. Çünkü Taehyung'u bu zamanda nereye yollarsa yollasın bir yolunu bulup geri geleceğinden emindi.

Hoseok ise Lucifer'ın sorduğu soruyla donakaldı.

"İşte şimdi sıçtın Hoseok." iç sesine küfredip endişesini belli etmeden konuştu Hoseok.

Red // •Taekook•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin