Merhaba!
Bölümün başı Lucifer olaylarından kaldığı yerden devam ediyor. Hatırlamayanınız varsa Döngü bölümüne bakabilir. Oy vermeyi unutmayın💜
(Medya: Army R.I.P)
İyi okumalar!!
***
Lucifer'ın Sarayı 2020
Siyah saçlı uzun bir süreden sonra ilk defa geldiği cehennemin ihtişamlı gökyüzünü başını kaldırıp izlerken gözlerini kapattı yavaşça. Derin bir nefes çektiğinde aldığı kan kokusu yüzünde şeytani bir gülümsemeye sebep olurken keyifle konuşmuştu.
"Ah..Lucifer ne şanslı..Bu güzel kokuyu her gün soluyor olmalı."
Gülümsemesini bozmadan gözlerini açıp sağına dönmüş, korkuyla etrafa bakan iki aptalı görmesiyle gözlerini devirmişti Jackson.
"Bu kadar korkak olmayın, en azından öyle gözükmeyin. Alt tarafı cehenneme geldik ve siz.."
Gözlerini kısıp duraksarken karşısında hala titreyerek duran iki büyücüyü süzmüş ve devam etmişti alayla.
"..altınıza her an yapacakmışsınız gibi duruyorsunuz."
Martin duyduğu alaylı sözler ardından sinirlenmiş, silkilenerek kendine gelmişti. Onun bir itibarı vardı ve şu an yanlarında duran ve onları duyabilen büyücülere rezil olmayı hiç istemiyordu. Ayrıca
korktuğu falan da yoktu. Sadece cehenneme ilk defa geliyordu ve ürkütücü bir havası vardı. Jackson'ın sözlerini duymamazlıktan gelerek konuştu Martin."Bir an önce kapıya gitsek iyi olur Jackson. Zaten habersiz gelişimiz yüzünden Lucifer'ı sinirlendirdiğimiz kesin. Daha çok bekletmeyelim."
Martin'in istemsizce sert çıkan sesine karşın Jackson kıkırdamış, arkasını dönüp cehennem kapısına doğru ilerlemeye başlamıştı.
"Bana karşı üslubunu koru Martin. Aksi takdirde omzunun üstündekini koruyamacaksın." Başını hafifçe sola doğru çevirip hâlâ yürürken, gülümseyerek konuşmuştu Jackson.
Martin içinden daha da sinirlenirken bir şey dememiş, Fred ise hâlâ titrerken diğer büyücülerle birlikte Jackson'ı takip etmekten başka hiçbir şey yapmamıştı.
***
"Davetsiz misafirlerden hoşlanmam Jackson."Lucifer tüm ihtişamıyla cehennem kapısının arkasında dururken yüzlerce şeytan krallarının arkasındaki yerini almış, bazıları Hoseok'un başıyla işaret vermesi ile göğe yükselmişti.
Jackson ise beklediğinden çok daha fazla şeytanın olduğunu görünce şaşırmış ama belli etmemişti.
"Lucifer dersini almış demek ki."
Jackson gülümsemesine engel olamayarak ellerini arkadan birleştirmiş ve Lucifer'ın siyah gözlerinin içine bakarak konuşmuştu.
"Ah, Lucifer..bu kabalığımı affet lütfen lakin önemli bir şey olmasa buraya kadar gelmezdim."
Lucifer istemsizce kaşlarını çatarken konuşmuştu.
"Gerçekten önemli olursa iyi olur Jackson yoksa-"
"Ah..Lucifer..bu boş tehditleri-"
Jackson lafını tamamlayamadan cehennem kapısının demirliklerine yapışmış Lucifer'ın öfke kokan yüzüyle karşı karşıya kalmıştı. Büyücüler ve şeytanlar anında gardını alırken sertleşen ses tonuyla konuştu Lucifer.
"Sözümü kesmeden beni iyi dinle Jackson. Ben senin dostun değilim; dengin hiç değilim. Haddini bileceksin. Savaş öncesi sadece müttefik toplantısı olur ve başka bir toplantı için önceden izin istenilir. Sen ne müttefiksin ne de gelmek için izin aldın. Seni saniyeler içinde öldürürüm ve kimseye de hesap vermem. Eskiden duygularım olduğu için zayıftım ve sana merhamet edip öldürmemiştim Jackson. Şimdi ise.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Red // •Taekook•
FanfictionBabası Lucifer tarafından cezalandırılan yarı vampir yarı şeytan olan Kim Taehyung 1800'lü yılların başına, Jeon Jungkook'un kasabasına sürgün edilir.