His.

123 3 2
                                    

Tekrar başlıyoruz bütün benliğimi, en savunmasız halimi bilmediğim o güce elimden bir şey gelmiyormuşçasına bırakıyorum. Yatağıma gidiyorum elimden hiçbir şey gelmeden, bile bile canımı acıtmasına, savunmasız kalmaya gidiyorum...
Noluyor neden hareket edemiyorum boğazımı sıkan bu güçte ne, gözlerimi açmalı mıyım? Bana bunu yapan gücü görmeli miyim, yoksa bana yaşattığı tarifi olmayan bu acının, bana zarar veren bu acının geçmesini mi beklemeliyim. Bilmiyorum. Güçsüz hissediyorum ama üzerimdeki bu ağırlığını kaldırsa kendimi savunmama fırsat verse... Belki onu yenemem ama bana çektirdiği acıyı sonlandırabilirim.
Nefes alabiliyorum, bilincimi kaybetmemi istemiyor mu? Bilmiyorum.
Nefes alabildiğimi söylüyorum bu detayı veriyorum çünkü o şeyin bedenin bir parçası da çenem ve boynum arasında. İşte tarifi olamayan acı işte tam orası. Çenemi öyle bir güçle sıkıyor ve acıyı öyle bir ince çizgidi de yapıyor ki... Ne beni bayıltacak, ne de nüfuz ettiği yeri kıracak kadar... Bütün acıyı tüm bilincimle hissetmemi her bir saniyeniyenin hafızama yerleşmesini istermişçesine...
Sonunda... sonunda o tarifsiz acı vücudumdan kalkıyor. Ayağımı, kollarımı, bütün vücudumu oynatabiliyorum. Kendimi yönetebiliyorum artık beni etkisiz hale getirecek bir güç hissetmiyorum, kendimi savunabilirim... Yapabilirim. Gözlerimi açabilir beni neyin beklediğini görebilirim. İşte, gözlerim açık odam tamamen radarımda. Ama her şey tamanen ayını ne bir eksik ne de bir fazla tamamen uyumadan önceki haliyle...Gitmişti. Yaşattığı acıdan sonra defolup gitmişti. Hemen aynanın olduğu odaya gittim. İmkansız. Olamaz çektiğim, hissettiğim acıların hiçbiri vücudumda yoktu. Dokundum. O da hiç olmamış gibi normaldi. Sanki 5 dakika önce o acıyı vücudumda hissetmemiş gibi... Neler oluyor hapsini kafamda mı kurdum? Olamaz olmamlı kendime bunu neden yapayım? Neden kendime kendimin bile bilmediği beni bu denli korkutacak bir acı yaşatayım.
Olanlara hala inanamıyorum bir bardak su almak için mutfağa gittim. Sonra bana bu acıları yaşatan odama acıyı çektiğim yatağıma gittim. Nasıl oldu bilmiyorum ama tekrar uyudum.
Nasıl uyuyabildin aptal!..
Böbreklerim... bu nasıl bir acıdır. Üstüme oturmuş bu güç şimdi de böbreklerime hücüm ediyordu. Dayanamıyordum. Ama dayanmak zorundaymışım gibi elimi, kolumu, bacaklarımı her şeyimi yine ele geçirmişti. Bu sefer gitmeden gözlerimi açmalı mıydım? İlk seferinde düşünemedim ve gözlerimi açmıştım. Üzerimden kalkmasından doğan bir cesaret ile... Peki ya şimdi. Hala üzerimdeyken hala bana acı çektirken ve bu acı ilk seferinden daha beter iken. Deneyemezdim gözlerimi açabilirsem karşılaştığım görüntü..düşünmek bile beni korkutmaya yetti. İstemiyorum. Bu acıları çekmek, onu ne olduğunu bilmediğim şeyi görmek istemiyordum. Bütün vücudumu kısa süreliğine de olsa ele geçirmiş olabilir ama zihnimi, asla onu oraya sokamam Zihnimi ona açamam ona zihnimin kapılarını açamam.
Şunu bilmesini istiyorum ki her şey hissettim. Görmedim, kendi isteğimle dokunamadım ama hissettim...

KARABASAN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin