3

112 8 1
                                    

Mektup ondandı. Karşıya gelen çocuktan. Taehyung...

Hızlıca mektubu okudum. Çok uzundu ve karışıktı. Taehyung, beni tanıyordu. Ve de karşımda oturuyordu. Peki ya rüyamda gördüklerim? Onları hatırlamıyor oluşum? Neler oluyordu?!

Mektubu tamamlar tamamlamaz hırkamı alıp çıktım ve Taehyung'un kapısını tekmeledim. Bir yandan da attığım yumruk ve çığlıklarla beraber, gözlerimdeki yaşları durduramıyordum.

Kapıya vurdum vurdum... Ne gelen vardı ne giden. Taehyung'dan ses de yoktu. Kapıyı açmadı seslenmedi bile... Dizlerimin üstüne çöktüm ve bağırarak istemsizce ağladım. Neden ağlıyorum? Bilmiyorum...

*Taehyung'dan*

Soo Woo ağlıyordu. Kapının önündeydi ve bağırarak ağlıyordu. Açamam kapıyı Soo Woo... Beni tanımanı sağlayamam. Eskiden yaşadıklarımız eskide kaldı. Sana aynı zararı veremem bir daha. Açamam kapıyı... Bunu sana ve bana yapamam.

Gözlerimden düşen yaşlar yanaklarıma resmen yağmur olmuştu. Kapıya sırtımı yaslayıp dizlerimin üzerinde çöktüm. Soo Woo hala ordaydı. Üşüyordu belki de, ama burada ben yapamıyorum. Açamıyorum kapıyı.

Bir süre sonra ağlama kesildi. Kapı deliğinden baktım, Soo Woo'nun kapısı hala açıktı. İstemsizce kapıyı açmak istedim. Açtığımda Soo Woo kapının önünde baygındı. Uyumuyordu çünkü düştüğünden belliydi. Hızlıca kucağıma alıp araba bindirdim. Hastaneye geldiğimizde sedyeye koydular ve serum bağladılar.

Hemşire birazdan uyanır diyip odada çıktığında elime kağıt kalem alıp,

"Çabucak iyileş. -Taehyung"

Yazdım ve komidinin üzerine koyup çıktım hastaneden. Ona bakamam, yeniden aşık olamam, yeniden üzemem, kıramam, incitemem. Artık ona zarar veremem.

Mahalleye geldiğimde Soo Woo'nun kapısını kapattım ve eve geçtim.

*Soo Woo'dan*

Uyandığımda hastanedeydim ve hemşire anında odaya geldi.

(Hemşire)- İyisiniz, çıkabilirsiniz.

Dedi donuk bir suratla. Aynı ifadeyle kafa sallayıp toparlandım. Hırkamı alırken komidinin üzerindeki nota çarptı gözüm.

"Çabucak iyileş. -Taehyung"

Beni buraya getiren oydu. Ama yine kendini göstermemişti. Neden kaçıyor benden?!

Hastaneden çıkıp atladım bir taksiye. Eve geldim ve kapıyı açtım. Kapatırken Taehyung'un kapısına baktım. İçeriden sesler geliyordu. Televizyon sesleri. O içerideydi, kapıyı açmamıştı sadece.

Kapıyı sinirle çarpıp girdim içeriye. Daha nereye kadar notla konuşacağız Taehyung? Ne zaman çıkacaksın adam gibi karşıma? Neden benden kaçıyorsun? Aklım o kadar karışıktı ki...

Unutmaya çalışıp geçtim odama. Uyuyacaktım ki aklıma geldi. Ondan uyuyarak kaçamam, o zaten her zaman rüyalarıma geliyor. Bu düşüncelerle daldım o uykuya. Öyle daldım dalmasına peki ne değişti? Görmedim mi sanki?Yine görmüştüm, yine, yine ve yine...

Kalktım kahvaltımı yaptım ve yaşanmışlıkları yaşamamış kabul ederek günüme devam etmeye karar verdim. Onu görme çabalarına girmeyeceğim. O benden kaçıyor ise, bende ondan kaçacağım. Mutfağa gidip çekmeceyi açtım ve boş olduğunu gördüm. Üstüme saçma şeyler giyerek çıktım dışarıya. Kapıyı açtığım anda Taehyung'un kapısı açıldı ve aynı anda çıktık. Ben... Onu gördüm. Gözlerine baktım... Mükemmel yüz hatlarına baktım. Taehyung, sen gerçekten muazzam bir detaysın.

İçimde bir yerde onu hissediyorum, hem de fazlasıyla. Taehyung ise ne yaptı? Hızlıca, resmen koşarak kaçtı. Göz göze kaldığımız o 5 saniye... Sanırım asla unutamayacağım..

Şaşkınlığı atlatıp markete gittim. Market arabası alıp sadece atıştırmalık yerine resmen bütün marketi aldım. Ama salaklık ya! Eve kadar taşıyacağımı unuttum. Paytak paytak yürüdüm yürüdüm... Aniden Tae olduğunu düşündüğüm şapkalı, maskeli birisi geldi ve elimdeki poşetleri aldı. Sinirle ve şaşkınlıkla döndüm.

(Soo Woo)- Bırak Taehyung! Kendim taşırım!
(?)- Taehyung?
(Soo Woo)- Kimsin?

Taehyung değilse, kim bu bana sürekli yardım eden kişi? Kim olduğunu bilmiyorum ama biri benimle ağır ta*ak geçiyor ondan eminim.

(?)- Jin ben. Tanımadın mı Soo Woo?

Dream☂ /KTH ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin