7

68 7 1
                                    

Sadece yüzüne baktım. Kelimeler çıkmıyordu ağzımdan. Ya da çıkamıyorlardı. Kalbimin atan sesi geliyordu kulaklarıma. Bu kadar yakın olmamız, ölmeme bile neden olabilirdi.

(Soo Woo)- Nasıl yani?

Meraklı gözlerle yüzüne bakarken, gözlerini gözlerime kenetledi. Derin bir nefes aldı ve geri geri çekilip hemen arkasındaki yatağa oturdu. Onu takip ederek hemen yanına bende oturacaktım ki Taehyung kolumdan çekip kucağına oturttu. Sanırım gerçekten öleceğim.

(Soo Woo)- Taehyung..
(Taehyung)- Efendim?
(Soo Woo)- Seni hatırlamayacağım. İyi anılarımız olsa da, kötüler de gelsin istemiyorum. Yeni ve asla unutmayacağımız anılarımız olsun istiyorum.
(Taehyung)- Seninle mükemmel anılar biriktireceğim.

Yavaşça yüzüme yaklaşıp minik bir öpücük kondurdu dudaklarıma. Sarıldım sımsıkı, sanki sonmuş gibi...

Salona geçtiğimizde hepsi uyukluyordu ve televizyon açıktı. Televizyonu kapattım ve Taehyung'un ellerini tutup gözlerinin içine baktım.

(Soo Woo)- Ben evime geçeceğim. Jungkook uyanınca yollarsın-
(Taehyung)- Jungkook bende kalsın. Diğerleri uyanınca giderler zaten.

Yorgundum, demedim bir şey. Kafamla onaylayıp evden çıktım. Evim evim, güzel evim...

Salona yürüyüşüm, ve kendimi koltuğa atışım bana güzel bir his aşıladı. Uyumak istemedim. Taehyung.. Artık biz çıkıyor muyuz? Hayal gibi geliyor. Hala rüyalarımda görecekmişim gibi.. Hala onu hiç tanımıyorum ama delicesine aşığım gibi... Her şey karışıktı. Bazı şeyler uyuşmuyordu. Bir hikaye vardı fakat, yolun sonunda birden fazla çıkış vardı. Sanki biz bütün çıkışlara aynı anda girmişiz gibi hissettiriyordu. Çıkışların da farklı sonları vardı. Ya hepimiz öleceğiz, ya da hepimiz ölüyüz. (!)

Telefonumda gezinirken fark ettim. Bir vakıf çalışma yapıyordu. Ve vakıf evime fazla yakındı. Tek gereken kandı. Neden olmasın! Saat henüz fazla geç değil gibiydi. Ya da bana göre mi değildi?

Taehyung ile yürümek güzel olur diye düşünüp üzerime bir şeyler geçirdim.

(Soo Woo)- Taehyung!
(Taehyung)- Efendim? Geldim!
(Soo Woo)- Kan vermeye gidiyoruz.
(Taehyung)- Nasıl yani? Bu saatte?
(Soo Woo)- Evet, buraya çok yakın bir vakfa bağış yapacağız.

Şaşırmış bir şekilde onayladı ve kapıyı kapatıp çıktı. Beraber dışarı çıktık ve yürümeye başladık. Elini tutmak istediğimi hissettim fakat icraata geçemiyor gibiydi. Çaresizliğimi anlamış olacak ki sıkıca elimi tuttu.. Gülümseyip yüzüne baktım tatlıca. Vakfa gelip kanlarımızı verdik ve birkaç evrak imzaladık. Saat geç olmuş gibiydi, ikimizin de eve gitmek istemediği sürekli sağa sola sapan ayaklarımızdan belliydi.

Biraz dolaşıp bi markete girdik. İkimiz de birer paket ramen ve bira alıp marketin önündeki masalardan birine oturduk. Zaten saatten dolayı hepsi boştu.

(Soo Woo)- Taehyung.. Bana ne oldu?

Dediğim şey ile Taehyung yutkundu ve gerilmiş olduğu belliydi.

(Taehyung)- Bir şey olmadı güzelim. Birer bira daha alıp geleceğim.

Kaçmış olduğu apaçık belliydi. Cümledeki 'Güzelim' kısmı dikkatimi dağıttığı için gülümsedim ve konuyu unutuverdim. Güzel günlerimi yaşıyorum o yüzden bunları mahvetmeyeceğim.

Markette işlerimizi tamamlayıp yol boyunca etrafı izleyerel yürüdük. Kısa bir süre sonra apartmana gelmiştik bile.

(Soo Woo)- Çocuklar gitti mi?
(Taehyung)- Bu gece burada kalıyorlar sanırım.
(Soo Woo)- Sende bende kalsana o zaman. Bu gece...

Dream☂ /KTH ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin