10

65 7 4
                                    

*Soo Woo'dan*

Bu sabah kendimi iyi hissettiğim için erkenden kalktım ve duşa girdim. Uzun ve sıcacık bir duştan sonra çıktım ve saçlarımı taramaya başladım. Normalden fazla dökülüyordu saçlarım.. Yeni aldığım şampuana suçu yükledim fakat güzel bir markanın şampuanıydı. Garip..

Saçıma bir havlu geçirip kahvaltı hazırlamaya başladım. Taehyung'un uyuduğunu düşünüyordum ki birden gelip arkamdan sarılmasıyla sarsıldım.

(Soo Woo)- Uyusaydın.. Kaçta yattın?
(Taehyung)- Uykumu aldığıma emin olabilirsin.

Bir yandan da kahvaltıya yardım ederken kafamı kaldırıp yüzüne baktım. Kim Taehyung.. Sen gerçekten muazzam bir detaysın..

(Soo Woo)- Taehyung-ah..
(Taehyung)- Efendim güzelim?

Şaşkınca yüzünü bana çevirdiğinde gülümseyip derin bir nefes aldım.

(Soo Woo)- Lunaparka gidelim mi?
(Taehyung)- Kahvaltıdan sonra gidelim tabii.

Aniden gelen isteğim bana göre garipti. Fakat Taehyung pek umursamamıştı. Böyle bir insan değilim. Genelde barlarda takılırım. Lunapark bana çocukça gelir ama birden içime doğdu ve gitmek istedim. Belki.. Hatırlamadığım hayatımdaki Soo Woo, lunaparkı seviyordur..

Kahvaltımızı yapıp üstümüzü giyindik. Uyumlu giyinmiştik ve gerçekten harika görünüyorduk. Otobüse binmek yerine, taksiyi tercih ettik çünkü öğlen saatleriydi. Büyük ihtimalle kalabalık olacaktır.

Lunapark'ı seviyorum. Ve ne zaman gelsem iyi hissettiriyor. Taehyung ile gelmek.. Tarif edilemez gibi bir şeydi.

(Taehyung)- Soo Woo! Gel bilet alalım.

Fazlasıyla heyecanlıydı. Ve sevimli görünüyordu.

Hızlıca gidip bilet aldık. Hızlı tren falan.. Fakat Taehyung küçüklükten beri hep çarpışan arabaları severmiş. Doğal olarak ilk önce çarpışan arabalara bindik. 2-3 saatliğine yaşımızı unutup minik iki çocuk gibi eğleneceğiz.

(Soo Woo)- Taehyung-ah! Yuh! O kadar hızlı mı çarpılır? Ölüyordum.
(Taehyung)- Bunun böyle oynanması lazım. Daha eğlenceli oluyor.

Dedi ve gülümsedi. Kafası dağılmış gibi gözüküyordu. Fırsattan istifade hemen çarptım. Şaşkınlıkla bana döndü.

(Soo Woo)- Kemerini tak bebeğim!

Gıcık sözümle etraftaki insanları hiçe sayarak sürdüm arabayı. Ben sürüyordum, Taehyung kovalıyordu. Bu uzun uzun sürdü fakat süremizi doldurmuştuk bile.

Hızlı trene bindiğimizde kemerlerimiz bağlandı ve diğerlerin hazır olmasını bekledik.

(Taehyung)- Soo Woo..
(Soo Woo)- Efendim Taehyung?
(Taehyung)- Birazdan fazlasıyla bağıracağım. Lütfen gülme. Tamam mı?

Aniden gülümsedim. Ve yaklaşıp dudağına minik bir öpücük kondurdum.

(Soo Woo)- Herkes bağıracak Taehyung. Bu normal.

İç çekerek arkasına yaslandı. Tedirgin gibiydi o yüzden elini sıkıca tuttum.

Herkes hazırlandı. Hızlı tren serüvenini bitirdik. Ne mi oldu? Taehyung, birkaç kez kısa süreli baygınlıklar geçirdi. Ve asla susmadı. Yavaş olan yerlerde bile bağırdı. Benim ise Taehyung'a gülmekten çoğu kez nefesim kesildi. Ama ellerimi asla bırakmadı. Hatta bazı yerlerde o kadar sıktı ki ellerimi.. Damarlarım patlayacak gibiydi.

(Soo Woo)- Taehyung, iyi misin? Geçti.
(Taehyung)- Kang Soo Woo! Gülme. Neredeyse ölüyordum.

Kafamla onayladım fakat gülmemi durduramıyordum.

Lunaparktan çıkıp oraya yakın olan otobüs durağına doğru yürüdük. Biz yavaş yavaş yürürken aniden yağmur yağmaya başladı. Hava da kararmıştı.

Koşa koşa durağa vardık. Durağa oturup otobüs beklemeye başladık. Kısa süre sonra aklıma geldi ve otobüs-saat tablosuna baktım. Bu saatten sonra hiç otobüs yoktu.

(Soo Woo)- Bu saatten sonra otobüs yok. Boşuna beklemeyelim-

Sözüm aklıma gelen şeyle ve Taehyung'un bana aniden dönmesiyle kesildi.

(Soo Woo)- İlk an!
(Taehyung)- İlk an!

İkimiz de aynı anda heyecanlı bir şekilde söylediğimiz için gülmeye başladık.

Taehyung'un yanına oturdum ve yağmurun dinmesini bekledik.

(Soo Woo)- Taehyung.. Önceden nasıp biriydim?
(Taehyung)- Önceden.. Çok asi ve gıcıktın. Kimseyle anlaşamaz, her zaman burnunun dikine giderdin.
(Soo Woo)- İğrenç.. Sanırım kazadan sonra kişilik yenilemesi hakkı kazanmışım.

Taehyung bana dönüp gülümseyince bende ona gülümsedim. Böylece bu konu kapandı.

Yağmur dindi, hatta durdu bile. Kapşonlarımızı takıp yürümeye yeniden başladık.

Apartmana geldiğimizde kapının önünde bir teyze, bir de amca vardı ve bize şaşkınlıkla bakıyorlardı. 'Tanıyor musun?' anlamında başımı Taehyung'a çevirdim.

(Taehyung)- Anne! Baba!

Dream☂ /KTH ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin