5

74 6 0
                                    

Uyandım ve bir şey değişti. Bugün görmedim onu rüyamda. Gelmedi düşlerime bugün..

Toparlanıp yataktan kalktım ve günlük sabah rutinlerimi tamamlayıp kahvaltı yaptım. Masayı toparlayıp kahvemi elime aldım, televizyondan müzik açıp telefonda gezinmeye başladım ki bilinmeyen bi numaradan mesaj geldi.

(?)- Selam!
(Soo Woo)- Kimsiniz?
(?)- Soo Woo numaramı sildin mi? İnanamıyorum!
(Soo Woo)- Taehyung, sen misin?!
(?)- Tae'yi tanıyorsan beni de tanırsın.
(Soo Woo)- Adınız neydi?
(?)- Yoongi. Min Yoongi.
(Soo Woo)- Sizi tanımıyorum. Taehyung'a soracağım. İyi günler.

Tae başıma neler açtın?! Niye tanımadıklarım yazıyor, yardım ediyor? Bir de tanıyorlar seni!

Kahvemin sonunu da içip çıktım dışarı. Taehyung'un kapısını sakince çaldım.

(Taehyung)- İçeri gel Soo Woo.

Kafamla onaylayıp içeri girdim. İçeride kısacık şortlu ve halk arasında 'Yavşak' diye hitap ettiğimiz bir tip vardı. Girdiğim anda ayaklandı ve elini havaya kaldırarak, "Ehe," dedi. Evet, ağzından "Ehe" diye bir ses çıktı! Gereksizce Tae'ye öldürücü bir bakış attım.

(Soo Woo)- Siz işinizi halledin. Ben çıkayım. Sonra konuşuruz Tae.

Kapıya doğru hızlı hızlı adımlar atarken Tae kolumdan tuttu.

(Taehyung)- Nereye? Bir şey mi oldu?
(Soo Woo)- Evde bir kız varsa. Bir sonraki gelmemde beni eve alma Tae. Mal gibi kalmak istemiyorum.

Göz devirip kapıyı bu sefer suratına kapatan ben oldum. Elbet ödeşeceğimizi biliyordum Kim Taehyung. Sevgilisi mi varmış? O omuzda ağlama kısmını yaşamamış olmalıydık. Keşke yaşamasaydık Kim Taehyung. Şimdi anlaşıldı neden rüyama girmediği. Sevgilisi göndermemiş.

İçeri girdim ve sormak yerine kaydettim Yoongi'yi. Sonuçta tanıyormuş beni, belki bende onu tanıyorumdur.

İçimi sıkıntı kapladı. Sıkıldım, yorgun gibiyim, kafam aşırı karışık... Son çarem üzerimi giyinip Jungkook'un yanına gitmek oldu. Giyindim evi kontrol ettim, kulaklığım tamam, telefonum tamam, anahtarlar tamam. Artık çıkabilirim.

Sporlarımı aldım, çıktım. Çıktığımda Tae ile şortlu kız kapı önünde vedalaşıyorlardı.

(Kız)- Pardon! Soo Woo!

Soo Woo? Lan sende mi tanıyorsun beni!

(Soo Woo)- Efendim?
(Kız)- Tae'den uzak dur.
(Taehyung)- Mi Ra, ne diyorsun?! Kendine gel!
(Soo Woo)- Merak etme Mi Ra. Tae'ye meraklı değilim. Uzak duracağım, benim için de en iyisi.
(Taehyung)- En iyisi mi?
(Soo Woo)- Sen yokken mutluyum.

Göz göze geldiğimizde sessizlik vardı. Gözlerimi kaçırıp apartmandan çıktım. Madem öyle! Birbirimizden uzak duralım Kim Taehyung.

Kulağımda çalan hüzünlü müzik eşliğinde otobüse binmedim ve upuzun yolu yürüdüm. Tek yürüdüm, kimse olmadan. Geldiğimde Jungkook oturuyordu. Yerde..

(Soo Woo)- Yerde oturmasana! Çocuğun olmayacak bak!

Jungkook kaldırmadı başını hiç ses vermedi bile. Gidip hafiften ittirdiğimde yere düştü ve ağzından kan geliyordu. Klişelerce ağlayıp zırlamak yerine hemen yan dönderdim ve ambulans çağırdım. Ambulansın gelmesiyle Jungkook sedyeye kaldırıldı, bende dükkanı kapatıp bindim ambulansa. Jungkook'un elini tuttum sıkıca. İyice duygusuz mu olmuştum, ya da gerçekten de doldurmuş muydum kotayı? Gözümden tek damla yaş akmıyordu.

Hastaneye geldiğimizde Jungkook'a serum bağlandı ve akşama çıkabileceği söylendi. Jungkook tek yaşıyor. Dolayısıyla bu durum karşısında ona bakacak bir tek ben varım. Bir kaç gün bizim evde kalması onun için iyi olacak.

Akşam oldu, Jungkook uyandı ve sonunda taburcu edildi. Dükkana ise bir arkadaşını ayarladı. Kısa bir süre o bakacakmış.

Jungkook köşede otururken bir taksi çevirdim. Kolundan tutup arabaya bindirdim.

(Jungkook)- Kendim hallederdim. Sana yük olmayayım...

Dışarı bakan gözlerimi Jungkook'un masum yüzüne çevirdim.

(Soo Woo)- Sen ve bana yük olmak? Ayıp ediyorsun. Eğlenirim, sıkılıyorum tek başıma. Etrafımda kimse de yok.

Aslında vardı, Taehyung... Onunla insan gibi arkadaş olsaydık sıkılmazdım. Ama sıkılacağım. Onu istemiyorum... (İstiyorum. Hem de it gibi.)

Taksi apartmanın önünde durduğunda Jungkook'u ve minik valizini aldım. Jungkook'un bir yandan kolunu tutup bir yandan valizini taşımak zor olacağı için valizi merdivenlerin başında bırakıp Jungkook'a yardım ettim. Yukarı çıktığımızda kapıyı açtım ve koşarak aşağı indim. Valizi alıp yukarı çıktığımda Taehyung ile karşılaştım.

(Taehyung)- O kim?
(Soo Woo)- Seni ilgilendirmez. Çekil yolumdan.
(Taehyung)- Soo Woo bir şey bilmiyorsun. Ve yine aynı şeyi yaşıyoruz-
(Soo Woo)- Senin yüzünden Kim Taehyung. Madem sevgilin vardı neden sana aşık olmamı sağladın?
(Taehyung)- Sevgilim değil. Sadece sarhoş bir arkadaşım. Kim 'ehe' der ki?
(Soo Woo)- Üzgünüm, Jungkook içeride. Onunla ilgilenmem lazım.

İçeriye geçip kapattım kapıyı suratına. Sahne artık benim Kim Taehyung.

Dream☂ /KTH ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin