Protect

582 41 59
                                    

Bir süre sonra birbirlerinden uzaklaşmışlardı. İkisinden de  ses çıkmıyordu.

Avengers'ın dışarıdaki sesleri hala kesilmemişti ve ikili onların seslerini dinliyordu.

Bu durum onlara garip gelmiş olmalı ki kapıyı açıp Avengers'ı içeri almışlardı. Herkes bir yerlere oturduktan sonra az önceki davranışından dolayı büyücüye ayıplayan gözlerle bakıyorlardı.

Ortam o kadar gergindi ki Bruce buna dayanamayıp söze atılmıştı.

"Tony biz yeniden bizimle çalışabilir ve bizimle birlikte kalabilirsin diye düşünmüştük. Eskisi gibi? Hemen hayır deme."

Tony tek kaşını kaldırmış Bruce'a bakarken herkes meraklı gözlerle ona bakıyordu. Birkaç dakika sonra Tony cevap vermişti.

"Hayır."
"Ama hemen hayır deme demiştim..."
"Ben de hemen demedim biraz bekleyip cevap verdim."

Herkes bıkkınca nefes vermişti. Bruce'un konuşmasını bile kabul etmiyorsa bizimkini hiç etmez diye geçirdi diğerleri içinden.

"Büyücü de Avengers'a katılır ve yaşarsa o zaman geri gelir misin?" Dedi  gıcık bir ses tonuyla Steve.

Tony derin bir nefes aldı ve bıraktı.

"İlk olarak onun ismi Stephen. İkinci olarak katılsa bile Avengers ile birlikte yaşayamaz çünkü yüce büyücümüzün koruması gereken bir yer var. Orayı başı boş bırakamaz. Aman sonra Cosmos Kazanına ya da her neyse onun başına bir şeyler gelir." Son cümlesine Stephen, o ve Bruce gülmüştü. Diğerleri ne olduğunu bilmedikleri için boş gözlerle onları izlemişti.

Ardından Steve sesindeki tonu hiç değiştirmeden tekrar konuştu.

"Kötü şeyler geçtiğine göre orayı koruması gerekmez. Hem orayı koruyup ne yapıyor ki?"

Tony'nin öfkesi tüm vücudunu sararken sakin durmaya çalıştı.

"Bizim gerekçekliğimizi koruyor Rogers. Umarım anlamışsındır. Pek sanmıyorum ama neyse. Ayrıca kötülük asla tamamen son bulmaz en iyi senin bilmen gerekmiyor mu? Hydra falan? Hem madem kötülük bitmiş biz neden toplanıp Avengers olmaya devam edelim?"

Tony'nin sözlerine karşı diyecek hiçbir şeyi kalmayan Steve sinirlice soluklanıp arkasına yaslanmıştı.

Stephen ise sevdiği adamın ne kadar da havalı olduğunu düşünmeye başlamıştı. Birden onun ile ilgili her şey gözünün önünde belirince onunla gurur duymaktan kendini alamadı. Daha iyi şeyleri hak ediyordu. İkisi de.

Yaklaşık 15 dakika ortama sessizlik hakim olmuştu. Ama herkesin canı sıkılmış olmalı ki rastgele bir şeylerden bahsetmeye başlamışlardı.

Tony içinden 'artık gidin!' diye yalvarıyordu. Kaba olacağını düşündüğü için bir şey dememişti ama neden kaba olmamaya çalışsındı ki?

Tam bir şey söyleyeceği sırada Clint Stephen'a döndü.

"Gideceğiz şimdi de seni evine bırakalım mı? Ya da her nereye gidiyorsan?"

Stephen sorunun kendini geldiğini anladığında sırtını dikleştirip Clint'i yanıtladı.

"Yok, teşekkürler. İstediğim zaman ben portal açıp gidebilirim."

Clint kendi söylediği şeyin mantıksız olduğunu anlayınca ona kafa salladı sadece.

Çok geçmeden herkes ayaklanmıştı. Tony içinden şükürler etmeye başlamıştı bile. Hepsini samimiyetsizce gülümseyerek uğurladıktan sonra kendini koltuğa attı.

When I Close My Eyes || •Ironstrange•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin