Talk

478 28 33
                                    

Tony, Peter ve Stephen gayet güzel günler geçirmişlerdi. Peter'ın gitme zamanı geldiğinde ikiliyle vedalaşıp evine gitti.

Her şeyin sonunda sorunsuz gitmeye başladığını düşünüyordu Tony ve bu onu çok rahatlatıyordu. Aynı zamanda her an sanki aniden kötü bir şey olacakmış gibi hissediyor ve bu sefer de huzursuz oluyordu.

Steve onu sürekli aradığı için gidip konuşayım da artık beni rahat bıraksın diye düşündü Tony. Erteleyip durmanın bir anlamı yoktu.

Üstüne siyah tişört ve lacivert pantolununu giyip evden çıktı. Zaten Stephen da yoktu canı sıkılmıştı.

Pek güzel şeyler konuşulmayacağını biliyordu bu yüzden biraz gerilmişti.

Evden çıktığında Steve'e mesaj attı.

Tony: Hey! Nerdesin geliyorum?

Birkaç dakika sonra cevap gelmişti.

Steve 'yalancı' Rogers: Evdeyim, Tony. Bekliyorum.

Tony bir süre kaşları çatık şekilde ekrana bakmıştı.

Tony: Ne yani senin evine gelmemi beklemiyorsun değil mi? Kafede falan olursun diye düşünmüştüm.

Steve 'yalancı' Rogers: Dışarıda kavga edersek rezil olmaz mıyız?

Tony: Kavga mı edeceğiz?

Steve 'yalancı' Rogers: Eminim ki bana kızıp vurmak isteyeceksin Tony.

Tony bıkkınca nefes verdi ve "tamam" yazarak Steve'in evine doğru yol çıktı. Tabiki giderken büyücüye de haber vermeyi unutmadı. Neden bilmiyordu ama ondan hiçbir şey saklamak istemiyordu. Her şeyi anlatmak istiyordu.

Onun numarasını bulup üstüne bastı, telefonu açmasını bekledi. Ama Strange açmamıştı. Tony tekrar aradı bu sefer ise açmıştı.

"Merhaba!" dedi Tony heyecanla. "Nasıl gidiyor?"

"İyi gidiyor Tony. Bir şey mi oldu?"

"Seni aramam için bir şey mi olması gerekiyor?"

"Hmm, evet?"

"Her neyse. Ben seni Steve'e gittiğimi haber etmek için aramıştım. "

"Neden ona gidiyorsun?"

Tony yürümeye devam ederken bir yandan da telefonla konuşuyordu.

"Çünkü konuşursak beni rahat bırakır diye düşünmüştüm."

"Seni rahat bırakmıyorsa bunu bana söylemeliydin Tony. Sana yardım edebilirdim."

"Sen meşgulsün ve ben seni o kadar rahatsız etmek istemiyorum."

"Ya da bana güvenmiyorsun?"

"Ne tabiki hayır. Seninle konuşmayı çok seviyorum. Sen diğerlerinden farklısın. Beni dinliyorsun bazen anlamasan bile benim için araştırıyorsun, komik olmayan esprilerime sırf beni mutlu etmek için gülüyorsun. Beni mutlu ediyorsun ve bu hayatta en çok sana güveniyorum."

"Pekala üzgünüm. Üstüne gelmek istememiştim. Akşam eve gelince konuşuruz olur mu? Kendine dikkat."

"Sen de! Görüşürüz."

Tony telefonu kapattığında çoktan Steve'in evinin önüne gelmiş olduğunu fark etti. "Bu ev bu kadar yakın mıydı ya" diye geçirdi içinden ve gergin bir şekilde kapıyı çaldı.

Kapı hemen açıldığında Tony'nin gözleri şaşkınlıkla açılmıştı, kendini toparlayıp içeri girdi.

Tony içeri girdiği gibi Steve kapıyı kapatıp ona dönmüştü.

"Tony, teşekkür ederim. Yani benimle konuşmayı kabul ettiğin için."

"Hıhım."

"Pekala geç otur, içecek bir şeyler istersen verebilirim."

"Yok, sağol."

"Tamam o zaman... lafa tam olarak nasıl girmeliyim emin değilim."

"Beni sen çağırdın konuşmaya ve şimdi kuracak cümlelerin mi tükendi?"

"Hayır, öyle değil. Seni yeniden görünce biraz garip oldum."

"Neyse, sadede gelir misin lütfen?"

"Tamam, tamam. Tony senden gerçekten özür dilerim. Avengers'ın ayrılmasında benim de payım vardı ama asıl sebebi sendin üzgün ama-"

"Beni buraya konuşmaya - Seni affettmem için- çağırıyorsun ve bir de sucu bana mı atıyorsun?"

"Hayır yani pekala hiçbirimiz haklı değiliz."

"Daha iyi."

"Sadece çok üzgün olduğumu bilmeni istedim."

"Ben de üzgünüm Kaptan ama kimsenin umrunda değildi, değildim. Artık siz de benim umrumda değilsiniz."

"Sana inanmıyorum Tony."

"Efendim?"

"Sana inanmıyorum, yani demek istiyorum ki ne kadar umrunda değilsiniz dersen de bizi her zaman korumak isteyeceksin. Bizi seviyorsun ve bu yüzden bize bir şey olmasını istemiyorsun. Bunu saklamaya çalışıyorsun bilmiyorum neden. Aslında büyük ihtimalle benim yüzümden... Şunu bil ki ben gerçekten çok üzgünüm. Özür dilerim."

"Çok mükemmel bir konuşmaydı, teşekkürler. Görüşürüz."

Tony oturduğu yerden kalktığında Steve ona yaklaştı. Tony ise korkuyla geriye kaçmıştı.

"T-Tony? Benden korkuyor musun?"

"Ne saçmalıyorsun... Sadece refleks olmuş diyelim. En son biri kalbime kalkanını saplamıştı o zamandan beri insanlarla -güvenmediğim insanlara- mesafemi koruyorum."

Steve yutkunduğunda bunu Tony fark etmemişti sadece hafif bir kafa hareketi yaparak "görüşürüz" demişti.

"Yemeğe kalsaydın!"

"Üzgünüm Stephen bekler evde beni. Görüşürüz -eğer görev olursa-"

Ardından onun evinden çıkmış sallana sallana Stephen ile kendisinin evine doğru ilerlemeye başlamıştı.

Bu bölümü nasıl, hangi kafayla yazdım????

Bu aralar hiç kendimde değilim... Uzun zamandır buraya yeni bölüm atmıyordum. Çünkü aklıma fikir gelmiyordu. Vee hala gelmiyor.

Neyse dkslsosl umarım seversiniz 💘 Ben pek sevmedim ama. Ayrıca yazın yanlışlarım varsa kusura bakmayın...

When I Close My Eyes || •Ironstrange•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin