Party time

855 48 55
                                    

Galaksinin koruyucuları ve avengers ekibinin kaynaşması hiç de uzun sürmemişti. Hatta herkes parti yapmaktan bahsetmeye başlamıştı.

Onları hiç anlayamıyorum. Birileriyle konuşmak ve kısa sürede yakınlaşmak nasıl bu kadar kolay olabilir ki? Ya ben insanlardan çok uzağım ya da diğerleri çok sıcakkanlı... Mantis'in insanlardan daha eğlenceli olduğuna yemin edebilirim mesela. Ama insanlar...

Bazı özel kişiler hariç genel olarak insanları sevemiyorum. Kötü yanlarını dışarıya göstermeyenlere ise hiç tahammülüm yok. Bir insan tamamen iyi olamaz ya da tamamen kötü. İnsanların içinde hem iyilik hem de kötülük vardır. Ve illaki diğer taraflarını bir şekilde gösterirler, göstermeliler.

Tony bu kargaşanın içinde yalnız hissetmişti yine kendini. Düşüncelerinin içinde kaybolmuştu yine. Yaşadıkları şeyler bu hale getirmişti onu. Peki ya diğerleri? Neden hiç kimse Tony gibi sert aynı zamanda kırılgan davranmıyordu? Bir tek o mu tüm olanlardan dolayı kendini suçluyordu?

Diğerlerinin konuşmasına katılmanın zamanı geldi diye düşündü Tony. Yine o her zaman yaptığı şeyi yapıp tüm duygularını gizleyerek gülümsedi ve söze atıldı.

"Parti kralı ben olduğuma göre her şeyi ben hazırlıyorum."

Herkes neşe dolu sesler çıkarırken geriye doğru adım attı. Bu kalabalık ve kargaşada fark edileceğini düşünmüyordu. Gülüşü yavaş yavaş soldu. Kimsenin fark etmediğine emindi ama yanılıyordu. Geldiğinden beri gözlerini ondan ayırmayan bir büyücü vardı.

Oturduğu yerden kalkarak yavaş adımlarla Tony'nin yanına ilerledi. Tony onu görünce yine gülümsemeye başlamıştı. Ama bu seferki duygularını saklamak için değildi, sahte değildi. Aksine gülümsemesi sadece dudaklarında kalmamıştı. Gözlerinin içi de gülüyordu, bu gülüş duygularını dışarı yansıtacak türden bir gülüştü.

Tabiki Strange bu samimiyeti anlayıp aynı samimiyet ve duygularla ona gülümsemişti. Onun yanına iyice yaklaştıktan sonra çok da yüksek olmayan bir ses tonuyla konuşmaya başladı.

"İyi misin, Tony?"

Tony kahverengi gözlerini karşısındaki mavi gözlerden ayırmadan cevap verdi.

"Bilmem, sanırım değilim."

Strange, Tony'nin ona karşı dürüst olmasına sevinmişti. Gözleri hala birbirlerinde kenetlenmiş haldeyken bu anın tadını çıkardılar. İkisi de konuşmadı. Ne diyeceklerini bilemediler. Kelimelerin kifayetsiz kaldığı anlardan birindeydiler.

●●●

Herkes dağıldığında Galaksinin koruyucuları Tony'nin evinde kalmıştı. Şimdi de onunla birlikte parti hazırlıyorlardı. Hepsi Gamora'nın yokluğunu hissediyordu tabiki ama bunu dışarıya en belli eden kişi Quill'di. Tony onunla konuşmak istese de doğru zaman geldiğinde konuşacaktı. Bunu aklının bir köşesine not etti.

Hazırlıklar tam da Tony'den beklendiği gibi bir hızla bitmişti. Geriye bir tek diğerlerini çağırmak kalmıştı ki onu zaten hallettiklerini gördü. Gülümseyip kendini koltuğa attı. Bu aralar bir şeyler yapacak bir halde değildi.

Biraz dinlendikten sonra hemen üstüne düzgün bir şeyler geçirip partinin olduğu yere indi. Natasha, Clint ve Bruce gelmişti bile. Galaksinin koruyucuları da buradaydı. Arkadaşlarının yanına gidip diğerlerinin gelmesini beklerken onlarla sohbet etmeye başladı.

Yavaş yavaş herkes gelmişti. Tony etrafta boş boş geziniyordu. Gezinirken Wong'u görmesiyle adımlarını o tarafa doğru döndürdü. Gözleri Strange'i ararken yanındaki büyücüye onu sormayı da ihmal etmedi.

"Hey, Strange nerede?"
"O daha gelmedi."

Tony kafasını hemen Wong'a çevirdi.

"Anladım."

Sesindeki hayal kırıklığı gerçekten de belli oluyordu. Onun daha erken gelebilecegini bile düşünmüştü. Şimdi ise herkes buradaydı ama o yoktu. Kendi kendine gözlerini devirip bir şeyler içmeye gitti.

Her bardağı hızlı bir şekilde kafasına dikiyor ve etrafı umursamıyordu. Bu kalabalıkta kimse de onu fark etmemişti zaten. Beyninin iyice uyuştuğunu hissetmeye başlamıştı Tony.

Oturduğu yerden kalkıp masaya çıktı ve bağıra bağıra konuşmaya başladı.

"HEY! BENCE HEPİMİZ ÇIPLAK BİR ŞEKİLDE DANS ETMELİYİZ."

Avengers diğer çoğu kişi buna göz devirdikten sonra gülmüştü ama onu ciddiye almamışlardı.

Galaksinin koruyucuları ciddiye almış gibi görünüyorlardı ki üstelerini bile çıkartmaya başlamışlardı.

Tony gömleğini falan çıkartmıştı, tam pantolonunu çıkartacağı sırada ne olduğunu anlamadan kendini havada buldu.

STRANGE

Aslında partiye girdiğim gibi Tony'i bir masanın üstünde ne dediğini bilmez halde konuştuğunu görmeyi beklemiyordum. Tamam bunu geçtim onu ciddiye alanlar olacağını hiç düşünmemiştim.

Strange ilk başta Tony üstünü çıkardığında gözlerini onun vücudundan ayıramasa da buna mecbur olduğu fark edip büyüsüyle birlikte onu kendisine doğru getirdi. Çoğu kişi onu ciddiye almamıştı tamam ama niye durdurmamışlardı mesela?

Tony, Strange'in yanına onun büyüsü sayesinde geldiğinde hala neler olduğunu anlamaya çalışıyordu. Herkesin gözleri onlara döndüğünde Strange hepsine 'ne var?' bakışını atıp Tony'i oradan çıkardı ve odası olduğunu varsaydığı odaya götürdü.

Aşağıya inip partinin bittiğini söylediğinde partidekilerden itiraz sesleri yükselmişti ama bu Stephen'ın umrunda değildi. Hepsini gayet de belli bir şekilde kovdu.

Galaksinin koruyucuları da Tony'e çok veda etmek isteselerde artık gitmeleri gerektiğini düşünüp büyücünün portalı sayesinde araçlarının olduğu yere döndüler.

Stephen herkes gittikten sonra Tony'nin yanına döndü. Ona bakmadan o mükemmel büyü gücüyle birlikte onun kıyafetlerini çıkartıp pijamalarını giydirdi. Ardından onun yanına oturup bütün gece onu izledi.

Wong onu çağırana kadar her şey güzeldi. Sevdiği adamı izliyordu. Şimdi ise gitmesi gerekiyordu. Sevdiği adamın alnına bir öpücük kondurdu ve oturduğu yerden kalkıp Wong'un yanına gitti.

Wong ne yapıyorsun ya?.. Bırak çocukları kendi haline. Bu arada yazdığım gibi atıyorum yazım yanlışım varsa kusura bakmayın. 💕

Ben: Güzel oldu sanki ya.

İç sesim: He aq he. Saçmalıyorsun.

Ben: Bir daha yazmak istemiyorum.

Diğer bölüm seneye kadar gelir artık herhalde...

When I Close My Eyes || •Ironstrange•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin