Yıldız Takımı

YT-6

Medya: Bora

Kavgaya karışan herkes müdür yardımcısının karşısında otururken konuşmaya ne zaman başlayacağını düşündüm. Çünkü burası bir hayli kalabalıktı. Beden hocası da içeri girince müdür yardımcısı derin bir nefes aldı.

"Artık sakinleşmişsinizdir diye umuyorum"

Eğer istersem hemen sinirlenebilirdim ama Selin'e bakınca tipi hala kayık durumdaydı. Sinirlenmeye hakkım yoktu sanırım.

"Kimseden ses çıkamdığına göre sakinleşmişsiniz. Güzel. Şimdi bana ne olduğunu anlatmak isteyen var mı"

Bizim takımdan bir kız tüm olayı sakince anlattıktan sonra müdür yardımcısı yine konuşmaya başaldı.

"Çocuk musunuz siz. Tamam kavga ettiniz birbirinize karşı sindirinizi attınız evet şimdi ne olacak."

"Şimdi ben sizi takıma almak istesem de alamam. Takım olmanız için beraber çalışmanız lazım. Ama beraber çalışmayı geç birbirinizi görmeye tahammül bile edemiyorsunuz"

Tamam böyle düşününce haklılardı ama yapıcak bir şey yok.

"Onları almayın eski kadro aynen kalsın" Selin'e döndüm.

"Allahallah kavgayı sen başlattın. Sizi almasın. Zaten maç kazanabildiğiniz yok bile"

Biz tam yine başlıyorduk ki susturulduk.

"Bakın bundan bahsediyorum işte. Takım eskisi gibi kalamaz. Hiç takımımız olmasın daha iyi. Ama aklımdaki kadroyla iller arası müsabakalarda galip gelebilirsiniz. Bence siz birbirinize tahammül etmeyi bir düşünün"

Gözlerimi devirdim. Onun olmasına gerek yoktu. Biz yeterdik.

"Ceza almayacak mıyız" Nehir düşüncelerimi okur gibi konuştu.

"Hayır bu seferlik yazılı ceza yok. Sadece basit bir göreviniz var hepsi bu"

Ooff bi sal.

++ Valla bıktık ya.

"Neymiş" dedi oradaki kızlardan biri ukala ukala.

"Kütüphaneyi düzenlemeniz lazım. Kocaman ve çok dağınık durumda."

YAPMA BUNU BİZE

"HAYIRR"

herkes aynı anda konuşmuştu.

"Bak isteyince çok uyumlu oluyorlar"

Müdür yardımcısı yine formundaydı.

"Vakit kaybetmeyin hadi. İzinli yazılcaksınız derslerde. Direk kütüphaneye"

Ooff.

* * *

Kimse birbiriyle muhattap olmuyordu. Diğer kavgaya karışan yedekler kulaklıklarını takmış hızlı hızlı işlerini yapıyorlardı. Biz sohbet edip rahat rahat takılıyorduk.

Selin'in telefonu çalınca benim düzenlemem gereken kısmın arkasına geçti. Konuşma sesini duyuyordum.

"İstemiyorum artık seni. Anlamıyor musun. Hiç sevmedim."

"Hayır sevmedim diyorum. Kullandım seni bunu mu duymak istiyorsun"

"Başka birine aşığım ben deli gibi seviyorum tamam mı?"

Sesinden ağladığını anlamıştım. Gözlerim kısıldı. Sessizlikten anladığım kadarıyla kapatmıştı. Hıçkırık sesi gelince dayanamadım.