First Night yoon.kook

6 • Sarhoş

6 ' Sarhoş '

Pestilimin çıktığı iki günün ardından sonunda rahat nefes almayı başarmıştım ancak canım karıcım (!) balayında sağı solu gezmemiz gerekirken, yeni arkadaşı Soo Jin ile pilates eğitimi almaya gitmişti.

Bay Min (!) ile kahvaltı yaptığımız günden beri yüz yüze gelmemiştik ancak eşlerimiz haddinden fazla yakın arkadaş kıvamına gelmişti. İlk günler pek fazla önemsemesem de ipin ucu dakikalar sonra kopmuştu işte.

Sabah uyandığımda Hi Ci'yi yanımda beklerken koca yatakta yanımda yastığa sarılırken uyanıyordum. Karımla düzgün bir şekilde vakit geçirmek istediğimde ise annesi devreye giriyordu.

Evet! Annesi diyorum... Balayında yanımda olmayacak diye sevinirken uyanık annem bizim Londraya gelmiyeceğimizi anlayıp tekrar geri gelmişti. Ancak şanslıydık, bize 'siz yeni evli çiftlersiniz sizinle kalamam' diyip hemen yan odamızı tutmuştu. En azından gelip aramıza yatacak korkusu beynimi kemiriyordu daha kötü şeyler de olabilirdi.

"Kim balayında pilates yapmaya gider ki? Sonra yoruldum diye bana başımın etini-" derken Hi Ci hiç beklemediğim bir anda aniden dudaklarıma yapıştı. Öpüşüne karşılık versemde ani şokla gözlerimi açtım. Filmlerde akışına şok geçirip gözleri açık öpüşen bir çok insan görmüştüm ancak ciddi anlamda yaşamamıştım. Hi Ci ilk defa ben onu öpmeden gerçek anlamda bir öpüşmeyi başlatmıştı. Acaba Soo Jin ile geçirdiği zamanlarda şeytana uymayı mı öğrenmişti?

Bedenimi bedenime yapıştırdığında bedeninin titrediğini hissettim. Hi Ci'nin eli gömleğimin düğmelerine gittiğinde şu seviyeye ne kadar uzun zamandır gelmek istediğimi ancak şimdi fark edebilmiştim. Kendimi ona bırakmaya kararlıydım, ne kadar ileri gidebileceğini merak ediyordum.

Ellerimi önüne gelen saçlarını arkaya atmak için kullanırken gömleğim çoktan yerle buluşmuştu. Onu ilk defa bu denli istekli görüyordum. Benden önce birileriyle yatmıştı benim aksime daha geniş çaplı bir kişiliği vardı. Zoruma giden onunla buraya kadar gelip bir anda beni yüz üstü bırakıp gitmesiydi.

Benimle sevgili iken erkeklerle kırıştırdığını biliyordum. Hatta bir kaç defa onu gecenin bir yarısında üstü başı dağınık arkadaşlarımın evinden çıkarkende yakalamıştım. Sadece benimle olan sorunu neydi bunu anlamıyordum. Sonuçta biz evlenmiştik, ilişkiye girmek çiftler arasında olabilecek bir durumdu ama benden iğrenirmiş gibi hissettirdiği anlar... Onunla geçirdiğim on yılı sorgulamama neden oluyordu.

Ah! Evet bende bu anı neyin bozacağını merakla bekliyordum. Hi Ci'nin telefonu çalıyor, çok mutluyum, harika, mükkemmel...

"Özür dilerim.. Annem arıyor." diyerek yanımdan ayrıldı ve odadan çıkıp balkona ilerledi. Önce karşımda ki aynadan orta da bırakılmış bedenime ardından yerde sürünen gömleğine baktım.

Öfkeyle gömleği bir köşeye fırlatırken gözüm bir an olsun Hi Ci'nin üzerinden ayrılmıyordu. Dolaptan beyaz tişortümü alıp üzerime geçirirken ön kısmını pantolonumun içine soktum.

Gidip biraz kafamı dağıtsam iyi olacaktı. Annesiyle konuşmadığı belliydi, kim annesiyle konuşurken saçları ile oynardı ki? Üstelik arada dudaklarını dişlemekten geri çekinmiyordu.

Arkasını dönmeyi akıl ettiğinde şaşkın bir ifadeyle bana baktı. "Bir şeyler içmeye gideceğim.."

Geçiştirilmek amaçlı bir onay aldığımda, telefonumu cebime atıp odanın kapısını kapattım. Koridorda hızlı adımlarla ilerlerken asansörün gelişini bekleyecek kadar sabrımın olmadığını fark etmiştim.

Bir hışımla indiğim altı katın ardından kocaman Bar yazısını görmemle dudaklarımda yamuk çizgi oluşmuştu. Sadece sekizden ikiye kadar açık olan bar nihayet ki hala kapanmamıştı.