𝑷𝒖𝒓𝒆 𝑳𝒐𝒗𝒆 † Kim Mingyu

0.5

İyi Okumalar

Her defasında gözlerimi aralamaya çalışıyordum, ancak kafamın içinde dönüp duran sesler buna izin vermiyordu.

Birileri geliyor, birileri gidiyordu. Birisi elimi tutuyor, saçlarımı okşuyordu. "Geçti, özür dilerim" diyordu.

Başımda ki ağrı yerini boşluğa bıraksa da hâlâ hafif bir sızı vardı.

İçime derin bir nefes çektiğimde ciğerlerimi yalayıp geçen hastane kokusu midemi bulandırmıştı. Hastanelerden nefret ederdim.

Gözlerimi son kez zorlayarak açabildiğimde ilk önce yüzüme vuran ışık ile alışmaya çalıştım, daha sonra etrafımda ki her şey yavaş yavaş netliğini kazandı.

Karşılaştığım beyaz tavan ve odanın penceresinden vuran güneş ışığı ile öylece bekledim bir kaç saniye, nerede olduğumu kavramaya çalıştım.

Bayıldıktan sonra hatırladığım tek şey Mingyu'nun adımı sayıklaması ve beni kucağına almasıydı. Sonrası yoktu, sanki silinmiş gibiydi her şey.

Sahi, Mingyu neredeydi?

Doğrulmak istediğim zaman kolumda hissettiğim hafif sızı yüzümü buruşturmamı, elimde hissettiğim baskı sağ tarafıma dönmemi sağlamıştı.

Mingyu, buradaydı.

Elleri elimi sarmalarken başını kendi ellerinin üzerine koymuş bir şekilde uyuyakalmıştı.

Kaç saattir baygındım bilmiyordum ancak Mingyu, dağılmıştı.
Saçları birbirine girmiş, gözlerinin etrafı kırmızılaşmıştı.

Benim için ağladığını düşünmek bile istemiyordum, onun ağlamasına dayanamazdım ki ben.

İlk birlikte olduğumuz zamanlarda büyükannesini kaybetmiş ve saatlerce çocuk gibi omzumda ağlamıştı. Onu teselli etmeyi çok istiyordum ancak o öylece ağlarken, ben göz yaşlarımı tutamazdım. Tutamamıştım da.

Yüzümde oluşan hafif bir gülümsemeyle elim saçlarına uzandı yavaşça.

Sinirliyken bana dediği hiç bir şeyin ciddi olmadığını her zaman bilirdim.
Sinirlendiği veya kıskandığı zaman gözü döner ne diyeceğini bilemez bir hâl alırdı. Ancak sonradan siniri dindiğinde ellerimi tutar, onlara ufak öpücükler kondurur, beni sevdiğini söylerdi.

Bana hep bildiğim şeyleri söylerdi ve ben bunları dinlemekten asla sıkılmazdım.

Onu sevmekten asla sıkılmayacağım gibi.

Derince iç çektiğim sırada saçlarında uyguladığım yumuşak baskıdan dolayı uyanmış olacak ki, aceleyle kafasını kaldırdı.

Gözlerimle buluşan gözleri o kadar çok duygu barındırıyordu ki; korku, sevinç, tedirginlik...