(Bölüm +18 okumak istemeyen varsa başlangıç ve bitiş yerlerine '*' koyduğum yerden itibaren geçebilir...
Bunu yapmayı hiç istemiyordum ama birileri aklıma girmeyi çok iyi biliyor cmflflsp)İyi Okumalar
Hareketli geçen bir Pazar gününün ardından, Pazartesi gününün bu kadar güzel başlayacağını hiç düşünmüyordum...
Sabah her zaman erken kalkan ben bugün saatin on ikisinde gözlerimi açmıştım ve buna sebep olan şey yüzüme kondurulan ufak öpücüklerdi.
Mingyu benden önce uyanmış olmalıydı çünkü bana "Günaydın, güzelim" derken sesi oldukça iyi ve dinç çıkıyordu.
Ve bu beni istemsizce gülümsetiyordu.
'ı' ları uzun bir "Günaydın" diyerek gerinmek için açtığım kollarımı boynuna doladığımda o güzel kahkahasını bana sunmuş ve sarılışıma karşılık vermişti.
Sabahları beni böyle uyandırması o kadar çok hoşuma gidiyordu ki.
Dün yaşadıklarımız yavaş yavaş aklıma gelmeye başladığında neden bu kadar geç kalktığımı şimdi çok iyi anlıyordum.
Abim bizi ziyarete gelmiş ve bu sefer yanında nişanlısı Min Jae'yi de getirmişti. Biz de bu fırsatı değerlendirmek için kendi aramızda eğlence olsun diye çift yemeğine çıkmıştık.
En son hatırladığım şeyse birbirine tokuşturulan alkollerle dolu bardaklardı. Sonrası yoktu.
"Hâlâ uyanamadın mı uykucu? Saat kaç oldu farkında mısın?"
Mırıltılar çıkararak ona daha çok sokulduğumda iç çekerek beni kendine doğru çekmiş, sırt üstü yatarak onun üzerine yatmama müsade etmişti.
Böyle yaptığı zaman onun göğsünde kıvrılıp uyumayı alışkanlık haline getiriyordum ve halimden hiç de şikayetçi değildim.
Bacaklarımı bacaklarının arasından geçirip kedi gibi göğsüne kıvrıldığımda gülümseyerek elini saçlarıma götürdü.
İşte şimdi kendimi bir kedi gibi hissediyordum.
Bana her böyle davrandığında; kendimi sanki narin bir çiçekmişim de solmamı istemiyormuş, zarar görmemden korkuyormuş gibi hissediyordum.
"Çok zayıfladın, He Ran. Endişeleniyorum güzelim." dediğinde bu sefer iç çekme sırası bendeydi.
Fazla yemiyordum, yemek de istemiyordum çünkü midem almıyordu.
Şu sıralar kahve içmeye o kadar alışmıştım ki elim istemsizce mutfakta ki kahve kavanozuna gidiyor, ancak içini boş gördüğüm zaman kendime geliyordum.
"Mingyu, lütfen bu konuyu konuşmayalım. Cidden..bugün olmaz." diyerek konuştuğumda sesimi kendim bile zor duyuyordum ancak Mingyu nefesini dışarıya vererek yatakta doğrulmuş ve beni de kucağına almıştı.
Bir anda ne olduğumu şaşırarak küçük bir çığlık attığımda çoktan banyoya girmişti bile.
Beni yere indirerek gözlerimin içine bakmış ve aniden kendine çekerek öpmeye başlamıştı.
Aniden böyle yapması ile sendelesem de güçlü elleri çoktan beni belimden tutmuştu bile.
***(Smut!)***
"Dün..." diyerek nefes nefese benden ayrıldığında, gözlerimin içine bakarak üzerime doğru geliyor ve geriye doğru gitmemi sağlıyordu.
Ayaklarım duş akabininin girişine takılırken beni kaldırıp içeriye sokmuş ve sırtımın soğuk duvarla buluşmasını sağlamıştı.
"Sarhoşken öyle şeyler söyledin ki He Ran..." iç çekerek tekrar dudaklarıma yapıştığında bu sefer ona karşılık vermiştim.
Sarhoşken çenem düştüğü ve hormonlarıma sahip çıkamadığım için neler dediğimi tahmin edebiliyordum ancak ispatlayamazdım.
Eminim ki Mingyu'yu çileden çıkaracak şeyler yapmıştım ve acısını şimdi çıkarıyordu.
Bu sefer nefessiz kalarak ben ayrıldığımda hızlıca üzerimde ki beyaz -onundu- tişörtü çıkartarak bir yerlere fırlatmıştı.
Karşısında siyah iç çamaşı takımımla kalırken artık ondan utanmıyordum.
Sevdiğim adam bana dokunurken, utanmak istemiyordum.
"Beni çileden çıkardın, sevgilim. Beni delirttin."
Üzerimizde ki fıskiyeyi açarak soğuk suyun bedenlerimizle buluşmasını sağladığında inleyerek geri çekilmek istedim ancak izin vermedi.
Tekrar beni etkisi altına aldığında kendimi tamamen ona bırakmayı seçtim.
Elleri sırtıma gidip iç çamaşırımdan kurtulduğunda suyun sıcaklaşmaya başladığını hissettim.
Ya da bedenimi esir alan ateşten dolayı böyle olmuştu, anlayamıyordum.
Kendi ıslanan tişörtünü de çıkardığında ellerimi boynuna dolayarak onu kendime çektim.
Öpüşleri, beni sarhoş ediyordu.
Dokunuşları, içimde ki tarifi olmayan hisleri birer volkan gibi patlatıyordu.
Ona olan sevgim doruklardaydı ve ben beynimin uyuştuğunu, pelteleştiğini hisseder olmuştum.
Mingyu; bana, kalbime hiç iyi gelmiyordu.
Ancak ondan vazgeçemiyordum.
Vazgeçemezdim.
✿
*
*
*
*Ben yazarlığı bırakacağım az kaldı dkfkdlspa
YAZAMIYORUM!
Vallahi oturup ağlayacağım 🤧
Umarım bu 'boktan' bölüm hoşunuza gider ben kendimi kesmeye gidiyorum 🔪🔪
Oy verip yorum yapmayı unutmayın lütfen, böyle bir bölüme rağmen...
Sizi çok seviyorum 💕
-Jae 🔪
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑷𝒖𝒓𝒆 𝑳𝒐𝒗𝒆 † Kim Mingyu
Hayran KurguSeni ilk gördüğüm de hissettiğim şeyi, her gördüğümde hissediyorum. Seni sevmek; kötü olan her şeyden soyutlanmak gibi. Gülümsemek gibi, Merhamet gibi, Saf sevgi gibi. ©beatrisJmn_2 † Kim Mingyu