Kollarımı iki yana kaldırarak gerindiğimde gözüme saatin sabahın on buçuğu olduğu ilişmişti.
Annemler dün gitmişlerdi ve ben sonunda Mingyu ile yanlız kalabilmiştim. Tamı tamına dört gün abimi ve annemin dırdırını çekmek sinir bozucuydu.
Yatakta sağıma döndüğümde bebekler gibi uyuyan koca oğlanı görmek, gülümsememi sağladı. Yüzü bana doğru dönüktü, dudakları açıktı ve bu haliyle çok masum duruyordu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yavaşça ona doğru yaklaştım ve anlına dökülen saçlarını usulca geriye itiledim. Kendim için yayın evinden tam bir ay izin almıştım çünkü doktorlar dinlenmem gerektiğini, düzenli beslenmem gerektiğini söylemişlerdi.
Umarım bu bir ayda kendimi toparlayabilirdim çünkü günlerce içtiğim o bardak bardak kahveler bütün düzenimi alt üst etmişti.
İçime dolan mutluluk ile doğrularak Mingyu'nun yanaklarına, burnuna, gözlerine, yüzünün her bir ayrıntısına öpücükler kondurdum.
Tam üzerinden kalkacakken beni kendine çekmesi ile dudaklarımızın birbirini bulması bir oldu. Şaşkınlıkla açtığım gözlerim yüzünün her bir yerini tararken, o gözlerini kapatmış sadece beni öpmeye odaklanmıştı.
Ben de onun gibi yaptım, beni öpüşüne karşılık verdim. Bir anda beni ters çevirip üzerime çıktığında, nefes almak için birbirimizden ayrılmak zorunda kalmıştık.
Nefes nefese bana bakan gözlerine bakarken, gülerek üzerime uzandı.
"Günaydın sevgilim." kafasını boyun girintime gömdüğü için boğuk çıkan derin sesiyle iç çektimusulca.
Ben kendimi toparlamaktan bahsediyordum ama esas benim dengemi alt üst eden bu adamdı.
Beni kendimden alıyordu resmen.
"Günaydın, uykucu." diyerek elimin birini saçlarını okşamak için kafasına götürdüm. Yumuşak tutamlar parmaklarımın arasından geçerken, dün gece yatmadan önce aldığı duştan dolayı şampuan kokan saçlarını kokladım usulca.
Kokulara karşı hassasiyetim vardı ancak onda her şey çok güzel duruyordu ve ben kokusuna doyamıyordum.
