Cesur'un Rüyası...

3.Adabı Muaşeret...

Hamilemisin diye soran Cesur'a ah o günlerde gelecek koca devim diye yazmayı çok istesede o soruyu es geçip takkeden yürümeyi yerinde buldu.

0536******: "Kalbim parça pinçik şu an. Ben seni beyazlar içinde hayâl ederken takke nereden çıktı şimdi? Ama tabi ki ... Anlamalıydım!"

0536******: "Annem "O CEO sana bakmaz, orada burada verir!" demişti. İNANMADIM."

Takkeli: "Annen bayağı akıllı kadınmış. Doğru söylemiş.
Şimdi, uslu bir kız ol ve anneni dinle yoksa ÖPERİM! Ama takkesiz selam bile vermem."

Üzerindeki beyaz gömleğin ilk üç düğmesini açan Cesur, çalışma masasının önündeki koltuğa gelişi güzel yayılırken onu nasıl bir belanın bulmuş olabileceğini analiz ediyordu.

Masasında unuttuğu soğuk kahvesinden büyük bir yudum aldı.
Zaten beklediği bildirim sesini duyar duymaz telefonu eline alıp çakır gözlerini ekrana çevirdi.

0536******: "Takke dediğin nedir ki Koca Dev'im? Ten, tene değecek"😏😏

Takkeli: "ULAN."

Ekrana gözlerini dikip, bön bön baktı bir süre.
Ten diyordu, değecek diyordu. Cesur'un gözler fıldır fıldır dönüyordu.

O, gözleri dönecek adam mıydı?

Ne müstehcen sahneler ne de iki kelime mesaj onu hangi hakla azdırmaya cüret edebilirdi ki?

İşte...hep yokluktandı!

Takkeli: " Ten tene degemez kızım. Perhizdeyim"

0536****** "Tövbeler olsun ne perhizi ? Cillop gibisin 🧿 maşallah tü tü ."

Takkeli: "Biliyorum."

Takkeli : " Bu perhiz baska sen anlamazsin."

0536******" 😳😌"

Takkeli : " Devirme o gözleri bana. "

Yanlış anlaşılmasın Cesur'un kısmeti bir hayli açıktı. Lâkin son ilişkisinde uğradığı hayâl kırıklığı onu bazı keskin kararlar almaya bir nevi mecbur bırakmıştı.

Beş maddeden oluşan bu minik listede cinsel perhiz ilk üçteydi. Eh hâl böyle olunca eli çükünde gezen ergenler gibi coşabiliyordu hormonları...

Genzine kaçan kahve genç ve janti Cesur'u, tez vakitte hakkın rahmetine kavuşturacaktı anlaşılan.

Gelen son mesajdan sonra allak bullak olan adam, cevap veremeden kapanan telefonuna ayrı, telefonu şarja takmayı ihmal eden kendisine ayrı söverek masasına yöneldi.

Merakı oldukça uyanan Cesur bir şeyi de daha farkına vardı. Yazıştığı süre boyunca kızıp söylensede hafiften gülümsediği anlar fazlaca olmuştu.

Aklı allak bullak olsa dahi bunun için zamanı yoktu. Daha sonra ilgilenecekti -hislerinde yanılmıyorsa- favori tacizcisi ile.

Şimdi daha önemli olan hayat mebab meselesi vardı. Anneannesinin doğumgünü !

--------------------------------------------------------

Rüya ne anlardı takkeden, türbeden?

Daha önceden uzaktan yakından görmüşlüğü mü vardı sanki?

Lâkin o cümlenin altında kalacağına atardı partali (hanim kizimiz biraz partalci oluyor da ) Şafak Sezer'in filmi geldi aklına. (Kutsal Damacana asjkhkjak) Pis pis sırıtarak bayağı bir çamurlaşmaya karar verdi.

Yolladığı mesaja cevap verme zahmetine girmeyeceği belli olan yarım akıllının sosyal hesabına dadanan Rüya,işi gücü artık bırakmıştı.

-----------------------------------------------------

Cesur annesinden ve anneannesinden terbiye alarak gelişimini tamamlamış, halîs mûhlis bir hanım evladıydı.
Küçük yaşta kaybettiği babasından sonra evdeki kadınların eline düşen minnak Cesur, adabı muaşeret kurallarını Osmanlı soyuna dayanan ailenin kadınlarından bizzat, öğrenerek büyümüştü.

Durum böyleyken gün gelecek Rüya'nın "Paşa Tohumu" diye seveceği adam tabi ki kadına saygısı sonsuz bir centilmen olduğundan oldukça zor anlar yaşayacaktı.

Denir ki zıt kutuplar birbirini çeker ya da büyük aşkların temeli nefrettir. Bunun ne kadar doğru ne kadar safsata olduğu tartışılır.

Lakin tacizleri ile adamı illallah ettirdiği Cesur'a adâbı muaşeret kurallarını bir bir yedirecek olan Rüya,bu hanım evladı Cesur'u pek bir hafife aldığını da deneyimleyecekti.

Avcı olan Rüya, gün gelecek Cesur'un azılı avı olacak,kelebek gibi uçan ,keklik gibi seken egosu ağır bir hasar alacaktı.

Kahrından salya sümük ağlayarak lokumlara saldıracak, aldığı kiloların yine ve yeniden müsait bir yerlerinde toplanmasıyla depresyona girecekti.

Bunun neticesinde ruh hali ve kişiliğine uyan bir şekilde dayanamayıp kendini birinci kattan atmaya yeltenecekti.

Ah, evet intihara meyilli ruh hali de Cesur'dan nasibini alacaktı.

Amaaa ektiğini biçeceği güne kadar büyük şeylere zaafı olan minik kadın, Koca Dev'i boyunca günaha sokacaktı.

Cesur, adım attığı o günahlar deryasında Rüya'yı odun niyetine ,büyük bir centilmenlik göstererek , çatır çutur harcayacaktı.
Ne de olsa adabı muaşeret bunu gerektirirdi.

Tabi o zamana kadar .....