🌈9🌈

653 113 53
                                    

"Solaria Krallığı'nın soyuna ait olan Güç Kılıcı Yüzüğü Kutsal Ejder'in hediyelerinden birisidir."

"Bu yüzüğünün güçlü olduğunu gösteriyor. Ama onun gibi yüzlerce güçlü nesne olduğunu duymuştum. Cadılar neden özellikle onu istiyor olabilir?"

Minho'nun odasında toplanmıştık. O yüzük Minho için değerliydi, onu geri almamız gerekiyordu.

"Neden istedikleri önemli değil. Onu alacağız. Bu sefer biz saldırmalıyız. Onların okuluna gidip yüzüğü geri almalıyız."

"İyi de bunu nasıl yapacağız?"

"Tüneller."

Felix'in söylediğiyle şaşkınca ona dönmüştüm. Ne tünelinden bahsettiği hakkında bir fikrim yoktu.

"Balonun olduğu gün o cadıların okula nereden geldiğini merak ediyorduk değil mi? Okulu dikkatlice araştırdığımızda okulun altındaki tünelleri bulduk. Ayrıca Alfea'ya ait kaynaklardan bu tünellerin Alfea, Kızılçeşme ve Bulutlukule'yi birbirine bağladığını öğrendik."

"O zaman bu cadıların inine girmek için en kısa ve kolay yol olmalı."

Herkes kafasıyla onayladığında heyecanla ayağa kalkmıştım. Kendimi şarj edilmiş gibi enerjik hissediyordum.

Oh be, böyle olmayı özlemişim. Dersler beni yıkamadı ama ayakta da sayılmazdım.

"Bu gece gidiyoruz o halde. Bu kez saldırma sırası perilerde!"

✨✨✨✨✨

"Burası iğrenç!"

Cadıların oldukça kirli olan odalarında geziyorduk. Merakımız daha ağır bastığından birşeyleri ellemeden de duramıyorduk tabi.

"Pişt çocuklar şuna bakın!"

Jeongin elindeki yumuşak topu atmak için havaya kaldırdığında top şekil değiştirmeye başlamıştı. Kılları ve bacakları çıkarak örümceğe dönüştüğünde Jeongin çığlık atarak onu elinden bırakmıştı.

"Ne o, korktun mu?"

Hyunjin'in eline aldığı sopadan fırlayan dikenler ile Hyunjin de geriye sıçramıştı.

"No o korkton mo?"

"Eşyaları ellemeyi bırakın!"

Changbin temkinli şekilde gezerken söylemişti bunu. Felix onun arkasına saklanarak yürüyordu. Korkan Felix gülümsetmişti beni. Onu koruyan Changbin ile ikisi çok tatlıydı.

"Neye gülüyorsun sen?"

Minho gülümseyerek yanıma geldiğinde omuz silkmiştim. Şimdilik bilmesine gerek yoktu.

"Yüzüğü dair bir iz yok mu?"

"Bilmiyorum, henüz göremedim."

Biz etrafa bakınırken Felix bağırmaya başlamıştı.

"Çocuklar, burada!"

Ona döndüğümde köşeye atılmış yüzüğü eline aldığını görmüştüm. Yanımıza gelip yüzüğü Minho'ya vermişti.

"Sonunda! Canım yüzüğüm seni çok özlemişim!"

"Artık gidebilir miyiz buradan lütfen!"

Felix'in sitemiyle birlikte çıkışa yönelmiştik. Az önce geldiğimiz tünelin girişine dokunduğumda hiçbirşey olmamıştı. Açılmıyordu.

"Çocuklar...bir sorunumuz var."

"Başka bir çıkış olmalı, gidelim."

Geldiğimiz yer yerine odanın normal çıkışından koridora çıkmıştık. Oldukça uzun olan koridorda koşmaya başlamıştık.

stray club (minsung)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin