Amerika'nın Gözünden
Çin'i aradım
"Alo ?"
"Alo, Ame ?"
"Ha Çin şey, bugün istersen bir yerlere gidip yemek yiyelim falan dicektim..Eğer senin için uygunsa ?"
"Bak Ame, biliyorsun ki senin olmadığın yerlerde duramam.O yüzden ben her zaman senin için uygunum"
Ben biraz gülüyordum ve biraz flörtleşiyor gibi olduk.Açıkcası o kadar inandırıcıydı ki ben bile inandım.Hatta belki de....Herneyse, Rusya bizi duyuyordu ve açıkcası pek hoşuna gitmemiş gibiydi.
"Ee, ne zaman gidiyoruz o zaman ?"
"Iığğ, bilmem ki.Ben şuan da bir kafenin oralardayım.İstersen oraya gidelim"
"Yok yok.Ben seni efsane lüks bir yere götürücem.İnanamayacaksın, ayrıca eve gidip elbise giysen iyi olur çünkü bu akşam dans edicez"
Rusya sanırım arkada iyice köpürmüştü.Bu yeterliydi ;D
1 saat sonra Çin ile buluştum ve saat 6'ydı.Ve planım işe yaramıştı galiba, Rusya bizi takip etmişti.Çünkü o da karşı masalardan bir tanesinde oturuyordu ve ben onu gördüğümü belli etmemeye çalışıyordum.Rusya ise aşırı sinirliydi.
Çin: Ee, neden dışarı çıkmak istedin peki ?
Ben: Şey, bilmem.Gezeriz falan diye düşündüm...Ha bu arada, çok şıksın
Çin: Sende çok güzel olmuşsun prenses
Çin bunu dedikten sonra zarifce elimi alıp öptü.Açıkcası kızarmıştım.Ve Rusya arkada çılıdırıyor olmalıydı herhalde.
O Sırada Rusya'nın Gözünden
O OLMAYAN A*INA KODUĞUMUN ÇOCU GELİP BENİM AME'ME YAVŞIYOR AMK ÇOCUUUU
Tekrar Amerika'nın Gözünden
Şey evet, çıldırıyordu.Herneyse, Çin ile baya bir konuştuk, yemek yedik ve bir sürü de fotoğraf çektik.Veee en sonunda sanırım sarhoş olmuştuk.Ama çok şaşırtıcıdır ki Rusya içmemişti, tek kadeh bile.Sanırım bir şeyi bekliyordu.
Çin: Dans edelim mi ?
Ben: Biz miiğğ, vuaağ
Çin: Biraz fazla içtin galiba ?
Ben: Bana birşey olmaz yiiuaah- *ayağı takılır*
Evet, o sırada birden ayağım takıldı ve tam düşüyordum ki Çin birden beni yakalayıp kendine doğru çekti.Sanırım aramızda sadece 10cm falan vardı.Daha sonra Çin konuşmasına devam etti:
-*sesszice* Sanırım burda daha fazla olmicak, istersen benim evime geçebiliriz, ne dersin ?
Şey sanırım o anda Çin'e düştüm yaa, bi anda aşırı şey geldi, ya ne biliyim.Herneyse Çin ile beraber onun arabasına bindik ve eve gittik.
Çin: Ben arabadan anahtarı alayım
Ben: Tamam, seni bekliyorum...
Çin gitti ve o sırada Rusya yanıma geldi.Belli ki bizi oraya kadar takip etmişti.Yanıma geliyordu ama sırılsıklamdı.Yağmur yağıyordu.Rusya koşar adımlarla yanıma geldi, yüzünde
Ben: R-Rusya sen-
Rusya ben bir şey diyemeden beni kendine doğru çekti ve birden beni öptü, yine...
O sırada Çin kapının önünde bir anda bizi gördü...Bu acıtmış olmalıydı
Rusya ve bende sırılsıklamdık.Yağmur fena yağıyordu.İkimizde nefes nefeseydik.
Rusya: Ah, seni kaybettim diye çok korktum...*tekrar yaklaşır* Ame ben-
Ben: H-hayır Rusya, sen bana yalan-
Çin: Hey !
Rusya: Yine bu salak...
Çin: Ben Amerika'yla beraber vakit geçirmeye çalışıyorum ama sen gelip onu benden alıyorsun...Çok aferin Rusya, böylelikle eline ne geçiyor ? İnsanların duygularıyla oynamak mı ?
Rusya: Alakası yok ! Saçmalıyorsun Çin
Çin: Amerika seni değil, beni seviyor.
Rusya: Bunun tartışmasını yapmak istemiyorum Çin, kapa konuyu
Çin: Ha, öyle mi ? Söylemesi kolay tabii ki, sen onu üzeceğin için
Rusya: Ne dedin sen
Çin: SEN AME'Yİ Ü-Z-E-R-S-İ-N
Çin bunu der demez Rusya direkt Çin'e saldırmaya çalıştı.Ama buna gönlüm el vermezdi.Hemen onu durdurmaya çalıştım.
Ben: Rusya, dur yapma !
Rusya'nın eli havada kaldı:
-Sen nasıl istersen...
Çin: Ame, lütfen benimle gel
Ben ne yapacağımı şaşırmıştım.
Rusya: O salağı dinlemeyeceksin herhalde ?
Ben: B-ben...Ben...BEN NE YAPACAĞIMI BİLMİYORUM BENİ RAHAT BIRAKIN !
Koşarak ordan uzaklaştım.Ne yaptığımın farkında bile değildim...
DEVAM EDECEK...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
COUNTRYHUMANS OKULU =TAMAMLANDI=
Ficção AdolescenteKitap,CH'de ki genel karakterlerin okul ve aşk hayatını özetleyen bir kitap.Onların ergen zamanlarında hangi pararel evrende ne bok yediğini bu kitaptan öğrenebilirsiniz. Ve ağırlıkla şu shipler olacak: RusAme Kanada x Ukrayna Türkiye x Yunanistan...