Bir kız çocuğu düşünün hayatında anne ve babasından başka kimsesi olmayan tek mutluluğu annesinin ve babasının şefkatli kollarında büyümüş, küçükken her düştüğünde her başı sıkıştığında babasına koşan küçük sevimli bir kız.
Ta ki babasını bir kazada kaybedene kadar. O zamanlar işim için annemlerin evinden ayrılıp kendi evime çıkmıştım. o kadar heyecanlıydım ki babam benden hiç ayrılmak istemiyordu ama ona söz her hafta onlara ziyarete geleceğime söz verip ikna etmişti. tabi birde her gün 2 defa telefon ile konuşmalarımız vardı. ama o gün çok farklıydı. onu aramama rağmen telefonlarımı açmamış beni cevapsız bırakmıştı. başta üstünde çok durmamıştım. işimde yoğun bir gündü ama daha sonra aldığım haberle yıkılmıştım. babam bir trafik kazası geçirmişti. Bunu duyduğum anda algılayamamıştım olamaz dedim. babam bırakmaz bizi ama bırakmıştı. 2 hafta boyunca annemin yanından ayrılmamıştım. ama sonradan beni de işimden dolayı onu yalnız bırakmak zorunda kaldım.
aradan 2 yıl geçti herkez hayatları olduğu gibi ilerlemeye başladı. annemle günde eskisi gibi iki veya üç kez konuşuyor. iyi olup olmadığını kontrol ediyordum.
şimdi ise işten çıkmış eve gidiyordum. yine üzerimde koşuşturmacadan dolayı yorgunluk vardı. İşimi seviyordum ama müdürüm için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. bunları düşünürken eve gelmiş. Üstümü çıkarıp sıcak bir duş almıştım. üstüme gri bir kısa kollu bol bir tsört altımada siyah taytımı giymiş saçlarımın ıslaklığını havlu ile aldım. saçlarımı kurutmayı sevmezdim bunun için annem bana defalarca beni uyarmasına rağmen bu huyumdan vazgeçmiyordum. hemen mutfağa gidip kendime güzel bir sandviç hazırladım. bir yandan yerken bir yandan da işle ilgili maillerime bakıyordum. bilgisayarımdan açtığım filmin bitiş yazılarını gördüğümde artık uyumam gerektiğini anlamıştım. Odama gidip yatmadan önce her zaman yaptığım gibi odamın perdelerini açtığımda boş olan sokağa göz gezdirdim. Gözlerim sokakta farları yanık bir şekilde bekleyen siyah arabaya çarptığında bu kaşlarımı çatmama sebep olmuştu. çünkü aynı arabayı işyerimin oralarda sık görmeye başlamıştım. Gelen ani esneme ile bunu sonra düşüneceğimi kafama not edip yatağıma geçmiştim. kendimi uykunun kollarına bıraktım.
alarmımın o tiz sesi ile güne başladığımda havanın daha aydınlanmadığı görüp içimden bir küfür geçirmiştim. uykuyu seven yapım yatağa gömülüp yatmam için telkinde bulunsa da onu dinlemeyip yataktan kalkıp tuvalete koyundum. Yüzümü yıkayıp hemen hazırlanmaya başlamıştım. Üstüme siyah bir bralet onun üstüne de şifon beyaz bir gömlek altıma ise kalem dizlerimde biten arkasında derin bir yırtmacı olan etek giymiştim. en son saçımı, makyajımı ve takılarımı taktığımda hazırdım. aynadaki yansımama bir öpücük kondurup evden çıkmıştım.
apartmandan çıktığımda gözüm dün gece siyah arabanın durduğu yere kaydığında arabanın orada olmadığını gördüm bu bedenimde bir rahatlama hissi oluşturmuştu. servisimin geçtiği durağa geldiğimde servis ise çok geçmeden gelmişti. Arabaya bindiğimde çalıştığım yerde ki iki yakın arkadaşım olan Duygu ve Cansu'ya gülümsemiş ardından 'günaydın kızlar' dedim. İkisi de bana gülümseyip günaydın demişlerdi. Cansu hevesle konuşmaya başladığında ona telefonla ilgilenmeyi bırakıp ona bakmıştım. 'kızlar şuna bakın yeni bir mekan açılmış ve bu akşam güzel bir organizasyonları var size sormadan yer ayırttım bile bu akşam beraberiz' Cansu'nun itiraz istemeyen sesi ile ona gülmüştüm. Deli kız eğlenmeyi seven içimizde o ve Duygu'ydu ben mi hayır bende severdim ama onlar kadar deli değildim. 'Tamam benimde kafamı dağıtmaya ihtiyacım var gidelim ve eğlencenin dibini görelim' diyerek kızlara uyduğumda Duygu hevesle ve yüzünü buruşturarak 'Benimde çok ihtiyacım var. ' ona bakıp dudak bükmüştüm 'yine mi tartıştınız' sence diyerek bana bir bakış attığında ne oldu diye sormadım. hem serviste olduğumuz için hem de kendisinin zaten bize anlatmadan durmayacağını bildiğim için sözleşip önüme dönmüştüm. Cansu'da evliydi ama bu konularda çok rahattı. Avni yani kocası ona karışmıyor bizimle eğlenmeye gitmesine ses etmiyordu. onu severdim iyi biri tanıştığımda Cansu'ya bakan gözlerinden onu ne kadar sevdiğini anlamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUHUMU ADADIĞIM ADAM
AksiRuhu gibi bedenini de karanlığa adamış bir adam 3 önce karısını ve çocuğunu bir saldırıda kaybetti. onlardan haber beklerken minik kızının pembe montunun içinde kanlı bedenini gördüğünde işte o zaman kendine söz vermişti. Karısını ve kızına bunu yap...