🎶 Sam Tinnezs-Play With Fire 🎶
Güneş ışığından daha rahatsız edici bir şey varsa, o da şu an içerisinde bulunduğu basık barın göze vuran neon ışıklarıydı. Böyle düşünüyordu ama kafasını dağıtabilmek için başka nereye gideceğini bilemiyordu Park Jimin. Kardeşiyle olan her tartışmasının ardından kendisini burada buluyordu. Nefret ettiği bu ücra barda. Kendini cezalandırmanın bir yolu olarak görüyor olmalıydı.
Bakışlarıyla dişine uygun bir av aradı. Bugün için sadece sevişmek istiyordu.
Sonunda yüzünü beğendiği, vücuduna tapmayacağı ama bugünlük kendisine yetecek bir kadın bulduğunda ona doğru ilerledi. Adımlarını kadının bedeninin arkasında durdurduğunda önünde olduğu bara yasladı kollarını. Kadının ince bedenini bar tezgahıyla arasına aldığında, eğilerek boynuyla kulağı arasına etkileyici fısıltısını bıraktı.
"Merhaba." Kolları kadının çıplak beline değiyordu. Dudakları kulak memesine hafifçe sürtünüyordu. Kadını etkilediğini biliyordu. Sadece dursaydı bile etkileyebilirdi.
Yüzü güzel diye tanımlayabileceği kadın bedenini Jimin'e çevirip, kollarını boynuna çıkardı. Sırtını yasladığı tezgahtan ayırarak, bedenini onun bedeniyle birleştirdi.
"Merhaba sarışın." Kadının özgüvenli hali hoşuna gitmişti. Gülümseyişinde bile özgüven vardı. İsterse kendisini elde edebileceğini bile biliyordu. Bu durum biraz korkutsada geri adım atmadı.
"Kelimeleri süsleyerek seni becermek isteyişimi zamana yayabilirim ama istemiyorum. Bazı şeyler basit olmalı. Bu yüzden, izin ver." Kaba olmamaya çalışarak kollarını daha sıkı doladı ince bele. Dudakları yeniden fısıltısıyla süslenen kulağı bulmuştu. Jimin'in kendisine ait taktikleri vardı. Mesela yavaş ve sessiz konuştuğunda, kadınları etkilediğini bilirdi. Ve kibar görünerek, kirli konuşmak bir diğer taktiğiydi. İşe yaradıklarını bilir, onlara güvenirdi.
"İddialı." Bakışlarını buluşturarak karşısında yerini aldı. Bunu istemeyerek yaptı çünkü kadının kokusu o kadar güzeldi ki, o boyun arasında saatlerce oyalanabileceğini biliyordu. Dudakları yukarı kıvrılan kadına daha çok istekle baktı. Kadınlara istediklerini vermenin her zaman daha kolay olduğunu bilirdi. En kısa haliyle; Park Jimin kadınları çok iyi tanırdı.
"Peki nasıl becereceksin?" Güzel kadın barın kalabalık olmasına veya olmamasına aldırmadan elini onun üst bedeninde gezdirerek amaçladığı yere indirdi. Siyah pantolon dışında başka bir şey tercih etmeyen Jimin, kotunun üzerinde gezinen parmaklarla gerildi. Kolay etkilenmezdi. Kolay etkilenmediğini iddia ederdi. Ama bu kadın bakışlarıyla, duruşuyla sanki kendisinin bir yansıması gibiydi. Cinsiyet fark etmeksizin herkes ondan etkilenirdi. Aynı kendisinden olduğu gibi.