3.Bölüm(ALEKSİTİMİ)

21 2 0
                                    

"Duygu sağırlığı nedir?"Çıkan ilk sonuca tıkladım ve karşıma çıkan blog yazısını okumaya başladım.Gerçekten de böyle bir şey vardı...

Bazı insanlar; bizim sevgi,üzüntü, mutluluk,aşk,acı,sevinç,nefret,öfke vb. isimlerle tanımladığımız hiçbir türden duyguyu bilmezler. Kalp atışları hızlanır;tanımlayamazlar. Midelerine kramplar girer;sebebini tarif edemezler.İşte bu insanları tanımlayan kelime;duygusuzluk,duygu sağırlığı ya da duygu körlüğü olarak da ifade edilen"Aleksitimi".

"Aleksitimi?"Kendi kendime mırıldandım ve şaşkınlıkla geriye yaslandım.

"Vay be tıpta ne değişik şeyler var..."Telefonumun ekranına geri döndüm ve iyice gömüldüm.

Aleksitimik kişilerin temel özellikleri; mutluluk,acı,özlem,sevgi,öfke vb duyguların farkındalığından veya bunları ifade edecek sözcüklerden yoksun olmalarıdır.

Okuduğum şeylere bakacak olursak Çağatay Bey'in aleksitimik olduğu iddiası bir miktar mantıklı gelmeye başlamıştı.

Bu kişiler aynı şekilde başkalarının duygularını anlamakta ve empati kurmakta da zorluk yaşadıklarından, duygusal yanıt vermekte de yetersiz kalırlar.

Bir kaç sayfaya daha girip iyice araştırdıktan sonra telefonumu kapatıp masaya koydum ve gerindim.Kafam allak bullak olmuştu.Ya sadece bir söylentiyse...

"Bir süre gözlemleyeceğim seni Çağatay Aras.Ama ben de Birce isem bu tavırların bana sökmez."Kendi kendime söylendim ve bir süredir dokunmadığım için kapanan bilgisayarı açıp Onur'un yaptığı gibi dosyaya devam ettim.Yaklaşık iki saat uğraşımın ardından hala bitmeyen ve 3-4 sayfası daha bulunan dosyayı kapatıp ara vermeye karar vermiştim.

Henüz bahar ayında olmamıza rağmen havalar bunaltıcı derecede sıcaktı.Elimle yüzümü yelledim ve odanın camını açmak için ayağa kalktım.Koyu mor puantiyeleri olan beyaz stor perdemi yukarı doğru sıyırdığımda oda aşırı derece aydınlanmıştı.Son olarak camı da açtım ve temiz havayı içime çekip gözlerimi kapattım.

"İşte bu,neden daha önce düşünemedim ki?"Gözlerimi araladım ve yerime geri dönmek için arkamı döndüğümde anlamsızca bakan,bir çift gözle ve çatık kaşlarla karşı karşıya geldim.

"Ça-Çağatay Bey?"

"Dosyaları hallettin mi?"Bilgisayara bakıp sonra tekrar bana baktığında kafamı salladım ve ona doğru yürüdüm.

"Çoğu bitti,biraz mola vermiştim."

"Tamam.Dışarıda halletmem gereken işlerim var."Arkasını dönüp kapıyı açtı ve duraksadı.

"1 saate dönerim."O çıkarken ben de sandalyeme oturdum ve derin bir nefes aldım.Adam odaya girince,anlamsız bir kasveti de beraberinde getirmişti adeta.Anlamadığım bir diğer nokta ne ara kapıyı açıp odaya girmişti?

"Hayalet gibi adam..."Kendi kendime mırıldandığımda karnıma giren ağrı ile geriye yaslandım.Bu ağrı acıktığımın işaretiydi.Sabah pek bir şey yememiştim ve saat öğlen 2 olmuştu bile.

Cebimde titreyen telefonumu elime aldım ve ekranını açtım.Tanımadığım bir numara arıyordu.Tek kaşımı kaldırdım ve şüpheci bir şekilde açıp kulağıma koydum.

"Dosyaları kaydettin mi?"Onur'un sesini duyunca yüreğime serpilen su bedenimi tamamen serinletmişti.

"Evet,çok az kaldı."

"Anladım.Biraz mola vermeye ne dersin?Öğlen oldu,beraber yemek yeriz."Gülümsedim ve masanın üstünde duran tükenmez kalemle oynamaya başladım.

ALEKSİTİMİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin