the 1

763 42 26
                                    

"maktul yirmi iki yaşında, erkek, üniversite öğrencisi üçüncü sınıf

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"maktul yirmi iki yaşında, erkek, üniversite öğrencisi üçüncü sınıf. dün gece on sularında eve sarhoş bir halde gelmiş, karşı apartmanın sakinleri balkonda oturuyormuş bu yüzden geliş saati kesin, tanıklardan birisi elinde bir poşet olduğunu söyledi. poşetin ait olduğu marketin güvenlik kamerası kayıtlarına da baktık, söylenildiği gibi akşam dokuz kırk beş sularında marketten ayrılmış ve bir yere uğramadan doğruca eve gelmiş. ilk gelen ekip bahsedilen poşeti bulamadı ama hala araştırmaya devam ediyoruz." 

"nasıl öldürülmüş?" diye sordu chae rin, maktulün kitaplığındaki kitapları karıştırıyordu bir yandan da. 

"ensesine sert bir darbe almış, kan kaybı. marketin sahibi, maktulün bir şişe soju aldığını söyledi. poşet ve içindekiler kayıp olduğuna göre katil, genci bu şişeyle öldürmüş olabilir." başını salladı. "maktulün telefonunu buldunuz mu?" polis memuru jang hızla başını salladı. "incelenmesi için gönderdim, birkaç saat içerisinde elinize ulaşmış olur." 

"pekala," dedi chae rin. "adli tıp sonuçlarını da bana ulaştırırsınız, marketin kamera kayıtlarına bir kere daha bakalım. belki gözümüzden kaçan bir yeri vardır." polis memuru jang başını sallarken eldivenleri ve galoşları çıkarıp evden ayrıldı chae rin. sabahtan beri incelediği üçüncü vakaydı ve doğru düzgün bir şey yiyememişti.

"hey, yoon chae rin!" 

"sen de mi buradaydın?" 

"bensiz asla olmaz," diye mırıldandı doyoung. "çok yazık, gençmiş." 

"evet." dedi chae rin. "şu sıralar insanlara anlam veremiyorum." 

"ben hiç anlam veremedim." güldü. "yemek yedin mi?" omuz silkti. "yine yiyebilirim." 

"hadi o halde," dedi chae rin arabasının kapısını açarken. doyoung hızlı adımlarla ön koltuğa geçti. "baban nasıl?" 

"daha iyi." diye mırıldandı chae rin ana yola çıkarken. "sevindim." doyoung gerçekten de sevinmiş gibi gözüküyordu. "en son bir sevgilin vardı." dedi doyoung, chae rin'in şarj olması için arabaya bağladığı telefonuna bakıyordu. "şu sıralar yoğun," diye cevapladı chae rin. "şirketi bir türlü buluşmamıza izin vermiyor resmen." "anlayabiliyorum," dedi doyoung. "ne yiyeceğiz?" 

"kimchi güveci." doyoung başını sallarken bir daha konuşmadılar, anlaşılan ikisi de yorulmuştu. 

polis olmak chae rin'in on beş yaşından beri hayaliydi ya da annesi öldürüldü ve onun suçlulularını bulmak için polis oldu gibi bir hikayesi yoktu. lisede notları çok da iyi olmadığı için ailesi ondan ümidi kesmişti ve o da gidip polis olmuştu işte. cinayet büroda üçüncü yılına giriyor, oradan oraya koşturup insanların birbirini öldürmesine engel olmaya çalışıyordu ama tabii ki işe yaramıyordu. tüm bu karmaşanın ortasında yüzünü biraz olsun güldüren biri varsa o da jaehyun'du. 

polis okuluna gitmek için hep beklediği otobüs durağında dördüncü defa karşılaşınca bunun bir kader olduğuna inanmış ve onunla konuşmuştu. 

evet, polis olmakla ilgili büyük bir hikayesi yoktu ama kadere inandırdı ve jaehyun da onun kaderiydi. durakta bacaklarını birbirine dolayıp otururken, uykusuzluktan şişmiş gözleriyle otobüsü beklerken, arada bir ürkek bakışlarıyla karşılaşırken karar vermişti onun kaderi olduğuna. 

doyoung ise polis okulunda tanıştığı ve tıpkı onun gibi cinayet büroda olan bir arkadaşıydı. ekiptekiler üşütük tipler olduğu için en iyi hatta bazen tek anlaşabildiği oydu. chae rin böyle zamanlarda jaehyun'un da polis olmasını istiyordu ama o chae rin'in aksine sakin bir işte çalışıyordu, iyi bir ingilizcesi olduğu için büyük bir şirkette tercümanlık yapıyordu. 

"sevgilini düşünüyorsun anlaşılan." diye mırıldandı doyoung.

"akşam yemeğe gideceğiz." dedi. sesi elinde olmadan heyecanlı çıkmıştı, "beş yıl oldu değil mi? evlenirsiniz artık herhalde." dedi doyoung. 

ellerinin uyuştuğunu hissetti chae rin. 

jaehyun ile ilgili her şey onda böyle bir etki bırakıyordu, onu yalnızca kaderi olduğunu düşündüğü için değil gerçekten seviyordu. her şeye ilk defa görüyormuş gibi bakmasını ve içinde oluşan o çocuksu heyecanı ona göstermesini, utandığında kızaran kulaklarını saklamaya çalışmasını, güldüğünde iki yanağında da bir çiçek gibi açan gamzelerini ve ona dair birçok şeyi seviyordu. 

"şuraya park edebilirsin." dedi doyoung. ekibin müdavimi olduğu restorana girerken jaehyun'un ona evlenme teklifi edebileceği ihtimali chae rin'i heyecanlandırdı. 

karşımdaki adama bakıyorum dikkatlice, sigarasını derin bir nefesle içine çekiyor. adamın şapkasındaki yıldıza bakıyorum sonra, parlıyor. yakasındaki iğneden tanıdık iki simayı görüyorum, bu simalar her evde var. olmak zorunda.

"yoldaş, üstün bir zekaya sahip olduğunu ben de albay kang da biliyor. zekanın bu köyde harcanmasına izin veremeyeceğimizi düşündük, devlet güvenlik departmanında üst düzey olan bir arkadaşımla görüştüm."

sözün devamını beklemiyorum, biliyorum. sahip olduğum bu yüzle, zekayla ve kimsesizliğimle ordu için özellikle de 11. fırka için bulunmaz bir nimetim.

"eşyalarını topla," diyor adam. yüzbaşı, iyi bir adam ama güney'den nefret eder. "bu akşam pyongyang'a gideceksin. dikkat çekmemek için trenle gitmen gerektiğini düşündük, özel bir araba gelip seni aldığında tüm köy nereye gittiğini anlar."

sağ elimi kaldırıp askeri selamımı veriyorum, yüzbaşı choi babacan bir tavırla omzumu sıkıyor yanımdan ayrılmadan önce. birkaç saat sonra bu köyü terk edecek olmak beni az da olsa üzüyor. bu küçük köyde kurulu bir düzenim var, köylüler beni seviyor, kimsesiz olduğumdan her akşam bir ev bana yemek getiriyor.

birkaç yıl önce kaybettiğim anneannemin küllerine bakıyorum. annemden kalma işlemeli bir kavanozda saklıyorum onu. gidişinin bıraktığı etki hala üstümde.

derin bir nefes alıp içeri adımlıyorum. tüplü televizyonunun üstündeki iki çerçeveye bakıyorum sonra ve omuz silkiyorum. sinirliyim, üzgünüm, karmaşık duygular içindeyim. sahip olduğum sayılı eşyalarımı sırt çantama dolduruyorum, evden ayrılmaya hazırım ama biliyorum, cesaretim hala yok. 

gamzeli oğlanlar kalp kırmakta iyidirler  ¦ jung jaehyunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin