epiphany

152 21 36
                                    

bölüm şarkısı:exo-sweet lies

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

bölüm şarkısı:
exo-sweet lies

"bizi yemeğe davet ettiğiniz için teşekkür ederiz." dedi chae rin. dudaklarında bir gülümseme vardı ve yanakları kızarmıştı, jaehyun ona evlenme teklifi ettiğinden beri jung ailesi ile görüşmemişti. her ne kadar ikisi de karar verebilecek yaşta olsalar da aileleri ile de görüşmeleri gerekiyordu. 

"teşekküre gerek yok chae rin, seni özledik." 

bayan jung sert bakışlı, sivri çeneli, son derece zarif bir kadındı. jaehyun, bayan jung'ı chae rin'e annesi olarak tanıştırmasaydı onunla alakasının olduğunu söyleyemezdi. bayan jung, bay jung'ın ve jaehyun'un aksine çok az gülerdi. 

bayan jung, chae rin ile jaehyun'un ilişkisindeki tek pürüzdü diyebilirdiniz. jaehyun, jung ailesine ilişkilerinden bahsettiğinde bay jung karışmayacağını söyleyip odasına çekilmiş, jaehyun ile chae rin de bayan jung'ın ölümcül bakışlarına maruz kalmışlardı. beş yıllık ilişkileri boyunca jaehyun ile chae rin'in birbirlerine seslerini yükselttikleri ilk ve tek an o gün yaşanmıştı, annesi ilişkilerine net bir dille karşı çıkarken. 

ama neden sonra, jaehyun ile chae rin gizli gizli görüşürken, jaehyun bir sabah chae rin'in evine gelip annesini ikna ettiğini söyledi. bayan jung'ın tavırları biraz olsun değişti ama sert bakışları aynı kaldı. chae rin bu durumu onun eski toprak olmasına bağladı, belki de jaehyun'un biraz daha çalışıp ya da hatta belki de askerliğini yapıp daha sonra bir ilişkiye başlaması gerektiğini düşünüyordu. 

jaehyun da chae rin de bu konunun üstünde fazla durmadı. ikisi de son derece yoğundu ve yeterince görüşemiyorlardı, ama bu sık görüşememe durumu onların ilişkisini olumlu etkiledi, beş yıl boyunca diğerlerinin aksine sağlıklı bir ilişkiye sahip oldular. 

chae rin yemek masasındaki son tabağı da mutfağa götürürken jaehyun boğazını temizledi. "sizinle bir şey konuşmamız gerek." 

chae rin, bayan jung'ın yaptığı pastayı dolaptan çıkarırken bayan jung mutfaktan çıkıp yemek masasına doğru adımladı. bay jung masanın başında oturuyordu, parmakları yemek masasını sıkıyordu. onu bu denli geren şey jaehyun'un sırrını açık etmiş olabilme ihtimaliydi. chae rin'e bir casus olduğunu söylediği anda evdeki dört kişi de nereden geldiklerini bilmediği bir kurşunla öldürülebilirlerdi. 

"chae rin, sen de gelir misin güzelim?" 

jaehyun, mutfaktaki sevgilisine seslendi. chae rin de fazla oyalanmadan pastayı ve tabakları alıp yemek masasının olduğu odaya adımladı. "geldim." 

"otur lütfen," jaehyun chae rin'e gülümsedikten sonra bayan jung'a döndü. kadın hala ayaktaydı ve bir chae rin'e bir de jaehyun'a bakıyordu. "bir sorun yoktur umarım." 

"hayır," dedi jaehyun. "aksine, iyi bir haber." 

chae rin ellerini bayan jung'ın omzuna yerleştirip onu jaehyun'un karşısındaki sandalyeye oturttu. kendisi de onun yanına oturduğunda jaehyun yeniden boğazını temizledi ve söze girdi. 

"biz chae rin ile evlenme kararı aldık." 

sessizlik. 

jung ailesinin mütevazi evi bir anda sessizleşti. öyle sessizleşti ki mutfakta çalışan birkaç cihazın sesleri kulaklarına doldu. chae rin'in sesini tam kısamadığı telsizinin cızırtısı bile odanın dört duvarına çarpıyordu. chae rin'in telsizi, onun polis olduğunu hatırlatmak istercesine cızırdıyordu. 

"kararımıza saygı duyacağınızı biliyoruz." 

jaehyun uyaran bir tonda söyledi bunu. karşısındaki ikili düşmanına bakar gibi jaehyun'a bakıyordu, chae rin ise hiçbir şey demeden aileyi izliyordu. verecekleri her bir tepki onlar için önemliydi. 

"bu ne dem-" 

"kararınız beni şaşırtmadı." diyerek sözlerine başladı bay jung. bayan jung'ın sözünü kesip kendisi konuşmak istedi, ipleri eline almak istediğinin jaehyun da farkındaydı şimdi. "chae rin ile bizi tanıştırdığında da anlamıştım eninde sonunda evleneceğinizi." 

gülümsedi jaehyun. gergin bir gülümsemeydi, bay jung ona her zaman ılımlı yaklaşmaya çalışmıştı ve şimdi de öyle olmasını umuyordu. 

"saygı duyuyorum," dedi. "ama jaehyun ile biraz konuşmam gerek. eğer izin verirseniz," bay jung sandalyesini gürültülü bir şekilde geriye itip ayağa kalktı, chae rin anlayışla başını sallarken jaehyun uzanıp chae rin'in elini sıktı ve bay jung'ın merdivenleri tırmanan adımlarını takip etti. 

bay jung adımlarını hızlandırıp çalışma odasına girdi ve jaehyun da içeri girdikten sonra kapıyı kapatıp kilitledi. 

"jaehyun, aklın başında mı?"

"evet, efendim." diyerek yanıtladı jaehyun. yaşlı adam odanın içinde tur atıyordu, ellerini beyaz saçlarının arasından geçirdi.

"ikinizin bir ilişkisi olmasına annenin aksine karşı çıkmadım, seni izledim ve onay vermem gerektiğini düşündüm." yaşlı adam derin bir nefes alırken jaehyun onun sözünü kesti. "o, benim annem değil. benim annem öldü, efendim." 

bay jung, jaehyun sanki hiç konuşmamış gibi sözlerine devam etti. "sana onu kendine yakın tutabilirsin, bir ilişkiye sahip olabilirsin dedim," sesi telaşlı geliyordu. "ama bunu yoldaşlık için yaptım jaehyun, yoldaşlığın menfaati için." yaşlı adam sinirden gülerken sözlerine devam etti bir yandan da. "sana onu kendine yakın tutabilirsin, dedim. evlenebilirsiniz değil." 

jaehyun'un bir polisle sevgili olması düşmanını kendine daha yakın tutma prensibine uyuyordu ama onunla evlenmesi planın çok daha ötesindeydi. jung ikilisinin sorumluluğunda olan jaehyun'un kendini riske atması demek, bay ve bayan jung'ın da tehlikeye girmesi demekti. 

"her şey plana göre gidemez," dedi jaehyun, yaşlı adama bakarak. "ona aşığım." 

bay jung bir süre cevap vermeyip jaehyun'u izledi. yüz ifadesindeki kararlılıkta en ufak bir değişiklik yoktu. 

"iyi," dedi bay jung. "sorumluluğunu da alırsın." 

minik bebiklerim...geciktik değil mi...taslaktaki son bölümdü bu...yazmaya çalışacağım ama gecikebilirim yine...çok yoğunum...müh fak sucks...evet...seviyorum sizi ♡ merak ettiklerinizi yazabilirsiniz~

gamzeli oğlanlar kalp kırmakta iyidirler  ¦ jung jaehyunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin