"evet önümüz bahardır biliyorum, leylaklar açacak biliyorum, kiraz da çıkacak yakında. iyi şeyler söylemek de gerek biliyorum, sevgilim, güzelim, bir tanem biliyorum da, şimdilik bağışla."
turgut uyar.
angst.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
yorucu bir gündü. chae rin'in mesai arkadaşları, içinde cinayetin ve diğer türlü suçların da olduğu büyük bir çeteye baskın düzenlemişti. teğmen yoon chae rin'in önderliğindeki ekipten ise teğmen kim doyoung ve çaylak polis lee mark katılmıştı. akşam olduğunda ve operasyon sonunda bittiğinde de ikisi yorgun argın karakola dönmüşlerdi. sorgular yarın yapılacaktı.
chae rin ise doyoung ve mark'ın aksine tüm gün karakolda kalmış ve incelenip kapatılması gereken vakalara bakmıştı. parmakları klavyenin üstünde dolaşmaktan neredeyse kilitlenmişti ve bilekleri ağrıyordu. mark ve doyoung'un geldiğini gördükten sonra onlardan operasyon hakkında kısa bir rapor almış sonra da sandalyesine astığı ceketini alıp karakoldan ayrılmıştı. önceki gün son zamanlarda sık göremediği sevgilisiyle pizza yemek için sözleşmişlerdi.
chae rin yemek yiyecekleri yere ulaştığında jaehyun'un çoktan orada olduğunu gördü. genç adam telefonuyla ilgileniyordu.
"ben geldim!"
jaehyun kalkıp chae rin'e kocaman bir öpücük verdi. "çok beklettim mi?" jaehyun olumsuz anlamda başını sallarken chae rin gülümsedi. "konuşmama kararı mı aldın hayatım?"
"ah, hayır." jaehyun gülerek konuştuğunda chae rin karşısına oturdu. "şirkette son zamanlarda beklenmedik şeyler yaşanmaya başladı."
"ne gibi?" dedi chae rin. ikili sipariş ettikleri pizzanın gelişini izledi, birbirlerine benzer bir özellikleri daha varsa o da yemek yemeyi seviyor oluşlarıydı. "birlikte işe alındığım birkaç kişiyi işten çıkardılar, geçerli bir sebepleri de yok gibi gözüküyor." chae rin başını sallayıp pizzasını yemeye başladı. "sen de işten çıkarılacağını düşünüyor musun?"
jaehyun, dışarıdan her ne kadar öyle gözükmese de, endişeli birisiydi. çevrede olup bitenler onu korkuturdu, chae rin onun tek başına bir süreliğine amerika'da yaşamış olmasına şaşırıyordu.
"biraz," dedi. jaehyun bunu chae rin'e söylerken kendisine de itiraf etmiş gibiydi. "şirkete çok emek verdim, boşa gitmesini istemiyorum." chae rin uzanıp jaehyun'un elini sıktı. "jaehyun verdiğin emekler asla boşa gitmez," dedi. "verdiğin emekler seninle birlikte gittiğin her yere gelir." jaehyun şirin gamzelerini gösterdiğinde chae rin, onun artık iyi hissettiğini biliyordu. canı sıkkın olduğunda kolay kolay gülümsemezdi.
ikili pizzalarının son dilimine geldiğinde sokak polis arabasının lambalarıyla aydınlandı. siren sesi, polis arabası biraz uzaktaki apartmana ulaşana kadar devam etti. jaehyun yemeğine devam ederken chae rin gözlerini apartmana dikti. etrafta oluşan kalabalıktan ciddi bir şey olduğu anlaşılıyordu. chae rin'in meraklı bakışları jaehyun'un parlayan bakışlarıyla buluştuğunda gülümsedi. "git hadi," dedi jaehyun. "merak ettiğini biliyorum."
chae rin elindeki parçayı tabağa bırakıp jaehyun'u öptü ve çantasındaki polis kimliğini çıkartıp boynuna taktı. olay yerine ulaşması fazla zaman almamıştı.