exile

202 30 63
                                    

"deliydi o kadın diyorum size, neden inanmıyorsunuz?" şüpheliyi kelepçeli ellerini masaya vururken chae rin sorgunun kayda alınıp alınmadığını kontrol etti bir kez daha

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"deliydi o kadın diyorum size, neden inanmıyorsunuz?" şüpheliyi kelepçeli ellerini masaya vururken chae rin sorgunun kayda alınıp alınmadığını kontrol etti bir kez daha. ayna gibi gözüken camın diğer tarafında doyoung ve mark onları dinliyordu. duvardaki saat sorgunun bitmesine otuz beş dakika kaldığını gösteriyordu. 

"bakın bay kim, bir saat yirmi beş dakikalık sorgumuz boyunca bir tane bile önemli bilgi vermediniz. sürekli geveliyorsunuz."

"benimle nasıl böyle konuşursunuz?!" şüpheli ayağa kalkmaya yeltendiğinde chae rin en ufak bir korku belirtisi göstermedi. sorgu odasında olan bu durumlara alışıktı, en fazla sol yanağına bir yumruk yiyor ve bu durum dudağının patlamasına neden oluyordu ancak şüpheli karşılığını chae rin'den çokça alıyordu. "oturun." emir veren ciddi sesi şüphelinin suratının düşmesine sebep oldu, dediğini ikiletmeden sandalyesine oturduğunda chae rin içten içe gülümsedi. camın diğer tarafından doyoung da gülüyordu. 

"harika biri." dedi mark, kendi kendine söylediğini sanıyordu ama doyoung ve odadaki diğer polisler duymuştu. "evet." dedi doyoung. yüzünde hala bir tebessüm vardı. 

"deli derken neyi kastediyorsunuz? ne gördünüz?" dedi chae rin. bilgisayarının ekranından şüphelinin suç geçmişine bakıyordu ancak şaşkındı, adamın geçmişi tertemizdi. "bir keresinde," dedi adam. boğazı kurumuştu, masanın üstünde duran bardaktan bir yudum su içti. "bir keresinde mahalleden birisinin köpeğini çalmıştı." 

"ve?" dedi chae rin. "ve onu limon yeşiline boyadı." adam başını ellerinin arasında gömerken chae rin gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı. camın arkasında ise mark ve doyoung gülmekten kıpkırmızı olmuşlardı. "detaylı bir renk tasviri." dedi chae rin. adam, chae rin'in dalga geçtiğini fark ettiğinde daha çok sinirlenmişti ama bir şey yapamazdı. 

"son beş dakika." doyoung, duvardaki kırmızı düğmeye basarak sesinin sorgu odasına ulaşmasını sağladı. adam, odaya dolan beklenmedik sesle yerinden sıçrarken chae rin bilgisayarını kapatıp adama döndü. "eklemek istediğiniz bir şey var mı, bay kim?" 

"var." dedi adam. "o kadını kimse öldürmedi, o kadın kendi canına kıydı. söylüyorum size! hepsi bir kurmaca, ilk benden şüphelenmeniz için telefonunu yatağının altına attı!"

"bay kim," dedi chae rin. ayağa kalkmıştı. doyoung camın arkasındaki odadan çıkıp sorgu odasının şifresini girerek içeri adımladı. "size telefonun yatağın altında olduğunu söylememiştik." doyoung'un açık bıraktığı kapıdan diğer polis memurları da girdiğinde adam kıpkırmızı olmuştu.

"götürebilirsiniz." polis memurları adamı çekiştirerek odadan çıkarken doyoung elini chae rin'in omzuna attı. "iyi iş çıkardın, teğmen yoon." 

chae rin gecenin bir yarısı eve geldiğinde jaehyun'u koltukta uyurken bulmuştu. jaehyun ile akşam yemeği yemek üzere sözleştikleri tamamen aklından çıkmıştı. pişmanlık ve üzüntü dört bir yanını sararken koltuğun üstündeki örtüyü jaehyun'un üzerine bıraktı yavaşça. jaehyun ise biraz kıpırdandıktan sonra gözlerini açmıştı. 

gamzeli oğlanlar kalp kırmakta iyidirler  ¦ jung jaehyunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin