2🥀

224 27 38
                                    

Bu bölümde zamanı geriye alıyoruz.d

**FLASHBACK**

Bu 7 adam sonunda ilk buluşmalarını yapacaklardı. İlk defa toplanacakları, kaynaşacakları, birbirlerini tanıyacakları an..

Sözü ilk Namjoon aldı. Liderliğin verdiği ağır sorumluluk hissi şimdiden omuzlarına çökmüştü bile. "Merhaba ben Namjoon. Bu, grubumuz Bangtan Sonyeondan üyelerinin bir arada toplandığı, yüzyüze konuştuğu ilk toplantı olacak. Biliyorum endişelisiniz, gerginsiniz, sterslisiniz. Bende öyleyim. Ama biz bundan sonra hep birlikte olacağız ve ben sizlerle aile gibi olmak istiyorum." dedi. Ortamda hâlâ gözle görülür bi gerginlik vardı. Hiç kimse ne yapacağını, elini ayağını nereye koyacağını bilmiyordu. Aitlik hissi hâlâ oluşmamıştı. Birbirlerine aitlik..

Kısa bir süre sonra Namjoon tekrar söze girdi. "Buradaki kimse birbiriyle hiç konuşmamış değil ya, bu hep birlikte olmasada üç kişi olarak iki kişi olarak.. her ne ise konuşmuşluğumuz var. Hadi biraz rahatlayalım ve kendimizi tanıtalım olur mu?"

Hâlâ kimseden ses çıkmadığını görünce yeniden konuştu." En büyüğümüzden başlayalım o halde, olur mu hyung?" diyerek kafasını Jin'e çevirdi. Jin ona dönen gözler ile yerinde rahatsızca kıpırdandı ve konuşmaya başladı. "Aaa ~merhaba ben Kim Seokjin, memleketim Gwacheon... ~ve çok yakışıklıyım." Jin'in ani çıkışı herkesi güldürürken ortam biraz daha yumuşamıştı.

İşte yedi genç adamın ilk toplanmaları bu şekilde başlamıştı.

-Jimin

Şirkete adımımı atmadan önce kapının önünde bir süre soluklandım, bu gün her zamankinden çok daha fazla stresliyim.
Neden mi?
Çünkü bu gün grup arkadaşlarımla tanışacağım, daha doğrusu buluşacağım ilk gündü. Şimdiye kadar hepimiz bireysel eğitim alıyorduk ve yeteneklerimiz doğrultusunda geliştiriliyorduk. Grup kurulmuştu ve pozisyonlar belirlenmişti. Şimdi ise yapmamız gereken yapacağımız çıkış için durmaksızın çalışmaktı.

Burası Koreydi ve eğlence sektörü oldukça acımasızdı, insanlar acımasızdı. Eğer bir Idol olmak istiyorsak en başta başarılı bir çıkış yapabilmeliydik. Başladığım şirket küçük ve hiç bir başarısı olmayan bir yerdi. Fakat başka şirketlerde başlamaya cesaretim yoktu. Bu şirketi denedim, çünkü eğer böyle bir şirkette bile başarılı olamayacaksam başka hiç bir şirkette başarılı olamazdım, bunu biliyordum. Ve şirkete girdim. Elemeleri geçtiğimi haber veren mesaj geldiğinde saatlerce anneme sarılıp ağladığımı hâlâ çok net bir şekilde hatırlıyorum. Busan'dan, Seul' e geldiğim ilk günü de aynı şekilde...

"Hey Jimin! " omuzuma dokunan elle düşüncelerimden sıyrılıp elin sahibine baktım. Taehyung o çok sevimli kare gülümsemesiyle bana bakıyordu. Taehyung ile aynı gruptaydık ve bunun için şükürediyordum. Çünkü o benim şirketeki tek arkadaşımdı. Diğerleriyle hiç konuşmuşluğum yoktu. Fakat Taehyung'la aynı okuldaydık. Bu da bizi yakın arkadaş yapmıştı. Taehyung söze girdi. "Neden burada öylece dikiliyorsun?" Onu "Iııı- şey sadece gerginim." diye yanıtladım. Yüzündeki sırıtış yerinde dururken kolunu sırtıma sararak beni önden
yürüttü ve birlikte şirkete girdik..

Tanışma faslı başlamıştı ve beklediğim kadar kötü değildi. İlk başlarda gergin olan ortam en büyük olan hyungumuzun kendini tanıtırken yaptığı espiri sayesinde yumuşamıştı. En büyük diyorum fakat gerçekten küçük bir çocuk gibiydi. Her söylenen sözün arasına saçma bir espiri sıkıştırıp sonra da kendi espirilerine gülüyordu. Ve açıkcası gülüşü espirilerinden daha komikti. Cam sileceği gibi...

Kendini tanıtma sırası bana geldiğinde derin bir nefes aldım. Fazla beklemeden söze girdim. Sesimin güçlü çıkması için kendimi oldukça zorlamam gerekmişti."Merhaba ben Park Jimin. 95 doğumluyum ve memleketim Busan."Şivemin ortaya çıkmaması için çaba sarf etsem de işe yaramamıştı.

Utançla kafamı aşağıya eğdim. Şivemin ortaya çıkmasından nefret ediyordum.Yeni grup arkadaşlarım bu halimi fark etmiş olmalı ki Yoongi hyung topu Taehyung'a attı. "Taehyung sıra sende." Taehyung da "Aa evet, şey.. Ben Kim Taehyung, memleketim Daegu..."
Taehyung birşeyler daha söyledikten sonra en sonunda sıra en küçüğümüze gelmişti.
"Ben Jeon Jungkook, memleketim Busan......"
Busan mı? Namjoon hyung heycanla konuştu. "Aahh Jimin sende Busanlı değilmisin? Bu iyi demek ki iyi anlaşıcaksınız. Yoongi hyung ve Taehyung sizde aynı memleketdensiniz değil mi? Umarım kimse yabancılık çekmez."

Yaklaşık 2 saatimiz böyle geçtikten sonra kakmıştık hepimiz...

İlk gün düşündüğüm gibi değildi. Hyunglarım kibardı, Tae zaten yakın arkadaşımdı. Ve maknea... -ahh o cidden çok tatlıydı. Utangaç olmasından dolayı kafasını yerden kaldırmıyordu. Ve yaşına göre de oldukça yakışıklıydı. Büyüğünce nasıl olacağını merak ediyordum...

 
🥀💎🌈

THE LASTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin