10🥀

94 13 11
                                    

Seleleleam 🌼
Song;BTS-Life Goes On


Flashback


Jin'in anlatımı:

Nihayet çıkış yapacağımız gün gelmiş çatmıştı. Her şey hazırdı, yalnızca videoyu yayınlayacak ve gelen tepkilere bakacaktık. O kadar heycanlıydım ki, kalbim çıkacakmış gibi hisediyordum.

Omuzda hisetiğim el düşüncelerimin dağılmasını sağlamıştı.
"İyi misin hyung? Solgun görünüyorsun." kafamı aşağı yukarı sallayarak karşımdaki gence cevap verdim.
"İyiyim Jimin-ah sadece stresliyim, biliyorsun bu hiç kolay olmadı."


Karşımdaki genç gülümsedi genişçe
"Biliyorum hyung."
Tam o sırada sırtına birinin atlamasıyla dengesini yitirmiş ve sırtındaki Taehyungla birlikte yere devrilmişti.
"Yaa, Taehyung-ah!" Sahte bir sinirle Taehyung'a söylenirken bende onların bu hallerine gülüyordum.

Sonunda ikisi de saçı başı dağılmış ve kıyafetleri karışmış bir şekilde yerden kalktıklarında, Taehyung o mükemmel kare gülüşünü sunmuştu.

Kalbim her gülüşünü gördüğüm zaman olduğu gibi teklerken, kızarmama engel olamadım.
"Gerçekten iyi misin hyung?" Jimin'in sorusyla kendime gelirken kafamı eğmek zorunda kaldım.

"Hasta gibi gözüküyorsun hyung" Tae tek elini alnıma attığında nefesimi tutmak zorunda kalmışıtım.

"Şuna bak gittikçe daha çok kızarıyorsun! Yanakların da ısınmaya başladı."
Diğer üyeler odayı doldurmaya başladıklarında sakinleşmem gerektiğini anlayarak sakince Tae'nin yanağımdaki elini tutarak indirdim.

Yutkunarak konuşmaya başladım "Ben iyiyim. Sadece emeklerimizin karşılığını alabilir miyiz diye düşünüyorum ve bu bende stres yapıyor, aynı zamanda korkutuyor. " 

Tae tekrar o kalbimi tekleten gülüşünü ortaya çıkardığında kendime lanet etmiştim.
"Bunun için endişelenme hyung, çünkü şimdi başarılı olamazsak bile pes etmeyeceğiz. Başarana kadar devam edeceğiz. Bu yüzden endişelenme."

Sırıtışım kendi kendine yüzüme yerleşmişti. 
Bu çocuğu anlamıyordum asla. Bazen o kadar durgun olurdu ki ölmek üzere sanırdınız, sonra aniden kalkar ve etrafta deli gibi koşuşturup bağırmaya başlardı.

Bazen ise bilge bir adam gibi konuşur ve size kendinizi küçük bir çocukmuş gibi hissetirirdi. Sonra tekrar deli gibi oynamaya devam ederdi.

Onu her gördüğümde kalbimin göğüs kafesimi neden deldiğini asla anlayamıyordum fakat bir şeyden emindim, o da bu çocuğu her şeyden daha fazla önemsediğimdi.


Sonunda Namjoon'un sesini duyduğumda kendime gelebilmiştim, videomuz yayınlanmıştı..


Namjoon'un anlatımı:

1 ay sonra


İlk şarkımızdan istediğimiz tepkiyi alamamıştık. Açıkcası hayal ettiğimden çok daha kötüydü..

İzlenme sayısı çok düşüktü gelen yorumlar hep şu şekildeydi;

~"Neden devam etmeye çalışıyorsunuz? Bu çok saçma."

~"Ha ha o ezikler gerçekten öyle bir şirkette başarılı olabileceklerini mi sanıyorlardı, bu çok komik."

~"Ben o çocuklara üzülüyorum öyle küçük bir şirkette asla başarılı olamazlar, bence buna bir son verip düzgün bir işte çalışmalılar."

Bunlar gibi bir çok yorum ve başarısız olmamıza sevinen bir çok insan vardı.
Çocukların motivasyonu iyice düşmüştü ama hayır, pes etmiyorduk. Pes etmeyi reddediyorduk.

Buraya kadar gelmişken şimdi geri dönseydik işte o zaman gerçekten başarısız olurduk.

Ne olursa olsun.. Devam edecektik!





Yorum bırakmayı unutmayın 🌼🌼
Ve  görüşlerinizi bizimle paylaşın 💕🌈



THE LASTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin