7🥀

127 21 68
                                    

Şarkı asla eskimeecek bir şarkı. Dinlemeyen, bilmeyen çok şey kaybeder.
BİGBANG - IF YOU 🌈



*Falshback devam*



~Jimin

Günün yorgunluğuyla kendimi anında yatağa atarken bugün olanları düşündüm.
Amacım Jungkook'u yanımıza çağırmaktı.

×××
Odaya girdiğimde ağladığını görmüştüm ve yanına gitmiştim. Beni görünce göz yaşlarını silip bir şey olmamış gibi davransa da görmüştüm ağladığını.

×××
Elimi yüzüne çıkarıp göz yaşlarını sildim baş parmağımla. "Kook neyin var?" diye sordum. Dokunduğumda titrediğini hissetmiştim başta "Yok bir şey hyung." diyerek beni geçiştirmeye çalışsa da birşey olduğunu biliyordum.


"Bana yalan söyleme Jungkook. Bir şey yoksa neden ağlıyorsun?"
Gözlerini kapatıp oturduğumuz yataktan kalktı. Gitmemesi için kolunu tutup durdurdum. "Hadi ama Jungkook bana anlatabilirsin." deyip kollarımı bedenine sararak destek olduğumu anlamasını istedim.


Ama o bundan rahatsız olmuş olmalıydı ki kollarımı üzerinden çekip konuştu."Yapma hyung, sadece yanlız kalmaya ihtiyacım var." Tekrar gitmeye çalıştığında yeniden kolunu tuttum. "Hadi ama Jungkookie sana destek olmama izin ver."dedim içten bir sesle.

Tekrardan sarılmaya çalıştığımda bu sefer kollarımdan tutup beni durdurdu. Sinirli görünüyordu. "Hyung cidden dokunma bana sadece yanlız kalmama izin ver." dedi. Bunun yanlış olduğunu düşünmüştüm. Sonuçta ben onun hyunguydum. Benim ona destek olmam gerekiyordu.


Onu dinlemeyerek şirin olduğunu düşündüğüm bir sesle mızmızlandım."Hadi ama Jungkook-ah~" kollarımı ellerinden kurtarıp tekrar sarılmaya çalıştığımda sinirle bağırıp sertçe beni yere itmişti.

Kolumun üzerine düştüğümde zorlukla doğrularak ona baktım. Gerçekten çok sinirli gözüküyordu. Tekrar bağırmaya başladığında gözlerim dolmuştu. Ben sadece ona yardım etmek istemiştim. Kendimi savunmaya çalıştığımda ise beni hiç dinlememişti.


Ne olduğunu anlamadan Taehyung'un sesi odayı doldurdu.O Jungkook'u azarlarken ben de kapının yanındaki diğer hyunglarıma baktım. Jungkook'a yüklenmelerini istemiyordum bu benim hatamdı ne de olsa. Bunu Taehyung'a söylediğimde daha çok kızmıştı. Neyse ki Namjoon hyung onu ve diğerlerini alıp odadan çıkmalarını sağlamıştı.


Hepsi odadan çıkınca kafamı kaldırıp Jungkook'a baktım. O kadar güzeldi ki.. Çok saftı. Aramızda sadece 2 yaş olmasına rağmen çok küçüktü o. Derin bir nefes alarak ben başladım konuşmaya ilk.

"Jungkook,ben gerçekten ama gerçekten çok üzgünüm rahatsız olduğunu göremedim özür dilerim. Senin iznin olmadan sana dokunmamam gerekirdi. Ama sana yemin ederim ki kötü bir niyetim yoktu. Sana asla zarar vermem Jungkook. Şen benim küçük kardeşim gibisin. Hatta biliyor musun gerçekten erkek kardeşimle aynı yaştasınız. Seni ondan ayırmam Jungkookie, asla ama asla sana art niyetle yaklaşmadım. Lütfen affet beni."



Ona kendimi açıklamaya çalıştığımda hâlâ akıyordu göz yaşlarım yanağımdan. Görüşüm öyle bulanıklaşmıştı ki zar zor görüyordum onu.
"Hyung.." diye başladı sözlerine "Bana zarar vermeyeceğini biliyorum. Ben, sadece bir an  panikledim. Böyle birşey hiç beklemiyordum  çünkü." derin bir nefes alarak tekrar konuştu.



"Saygısızlık yaptım. Çok özür dilerim hyung. Gerçekten sadece bir anlığına sinirlerime engel olamadım." diye tamamladı sözlerini. İşte diyorum ya size çok güzel diye. Bu da kanıtı .Kalbiyle güzel bu çocuk. Kalbinin güzeliği yüzüne yansımış resmen, herşeyiyle kusursuz.
×××






*TANRISAL BAKIŞ AÇISI*




Yedi ay... Tam yedi ay olmuştu bu yedi güzel adam birlikte yaşamaya başlayalı. Yedi ayda tutunmuşlardı birbirlerine , yedi ayda bir aile olmuşlardı.

Birbirlerinin zayflıklarını , hayallerini, hayata bakışlarını tam yedi ayda öğrenmiş ve yedi ayda birbirlerine çok şey katmışlardı.


Hepsinin farklı kişilikleri vardı. Birinin bir özelliği bir diğerine uymuyordu.
Biri sinirliydi, hergün evde azrail misali dolaşan.
Diğeri ise her tarafa umut saçan.
Bir diğeri sadece ortama ayak uyduran.
Farklılıklarına rağmen kabullenmişlerdi birbirlerini. Bu değilmiydi zaten aile olmanın temeli?
Kan bağı mı gerekliydi illa? Onlar birbirlerini kusurlarıyla kabul etmiş yedi güzel insandı.



~~~~~~~



Yeni güne gözlerini açan ilk kişiydi Namjoon. Her zamanki gibi. Yavaşça yattığı yerden kalktı ve odayı paylaştığı arkadaşlarına bir göz attı.
Hepsi huzur içinde uyuyordu. Onları bu huzurlu uykularında rahatsız etmeyi hiç istemese de çalışmak zorundaydılar.


İlk olarak Jimin'e doğru yürüdü. Cidden onu uyandırmaktan nefret ediyordu. Yatağın yanına gelerek baktı. Küçücük gözüküyordu. Siyah saçları göz kapaklarına düşmüş, dolgun dudakları uyumaktan şişmişti.


Elini jimin'in yorganına atarak çekti.
"Jiminie, uyan hadi." Uyanmayınca bu sefer  sarsmaya başladı "Hadi pratik yapmamız lazım."
Yatakta mızmızlanarak doğruldu Jimin. Yüzünü buruşturarak küçük parmaklarıyla gözünü kaşıdı ve kalktı yataktan.


Odanın diğer ucundaki Jin' e bir süre boş gözlerle baktıltan sonra konuştu. "Sen onu uyandır, ben diğerlerini uyandırırım." sarsak adımlarla odadan çıkarak Jungkookların odasına girdi gördüğü manzara gülmesine sebep olurken bu anı ölümsüzleştirmek adına cebinden telefonunu çıkartarak fotoğraflarını çekti.



Oda da 2 tane yatak vardı fakat yataklarda yatan kimse yoktu. Jungkook kendi yattığı yataktan düşmüş yorganı vücüduna sarılmıştı, diğer yatakta yatan(!) Taehyung'un ise kafası yerde tek bacağı yatakta bir parmağı ise Hoseok'un ağzındaydı.


Yoongi  dünyadan bağımsız bir şeklide kendini en köşede yer yatağı yapmış ve tüm bu karmaşadan uzak gözüküyordu. İki yatağın arasında yatan Hoseok ise baya darbe almış gibiydi. Jungkook kendi yorganıyla birlikte onunda yorganına sarılmış, Tae ise ağzındaki parmağını Hoseok'un burnuna çıkarmıştı. Gülerek hepsini tek tek uyandırıp mutfağa geçti.



Jin ve Namjoon koyu bir sohbete daldıklarından Jimin'i görmemişlerdi bile. Sırayla tüm üyeler mutfağa doluşurken, üyelerin sohbeti git gide koyulaşmıştı.

Jungkook bu gün o utangaç çocuk olmaktan çıkmış şen kahkahalarla masayı şenlendiriyordu. Hyungları Jungkookdaki bu değişimi fark etseler de kimse ortamı bozmamak adına ses çıkarmadı.


Kahvaltıları bitip şirkete vardıklarında hâlâ gülüyorlardı.
Neye mi?
Onlarda bilmiyorlardı ki.
Yeniden günlük rutinleri haline gelen, akşama kadar prova yapıp pestileri çıkana kadar çalışmak için hazırlıklarını yaparken bile gülüyorlardı.
Onlar bu zorlu yolculuğu birlikte atlatacaklardı.






🏳️‍🌈🏳️‍🌈🏳️‍🌈🏳️‍🌈🏳️‍🌈🏳️‍🌈🏳️‍🌈🏳️‍🌈🏳️‍🌈
Ehehehehehhe yorum yaparak fikirlerinizi belirtmeyi unutmayınızzzzz.
🏳️‍🌈🏳️‍🌈🏳️‍🌈🏳️‍🌈🏳️‍🌈🏳️‍🌈🏳️‍🌈🏳️‍🌈🏳️‍🌈

THE LASTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin