4🥀

156 25 70
                                    

Medyaya bakmanızı öneririm. Ben bulamadım ama Türkçe altyazılı açıp dinleyin. Müq 👍
Sam Smith - Fire On Fire

Flachback

~Jimin

~

"Hyung banyo yapacak mısın?"

"Hayır jimin."

~

Birlikte yaşamaya başlayalı 1 ay olmuştu. Herşey gayet güzeldi ve üylerlede gayet iyi anlaşıyorduk. Kaldığımız ev oldukça küçüktü, 2 oda vardı ve 3-4 kalıyorduk. Ben, Jin hyung, Namjoon hyung bir odada. Maknea, Yoongi hyung, Taehyung ve Hoseok hyung ise bir odada kalıyordu. Evde sadece bir banyo ve bir lavabonun olması bir evde yaşayan 7 erkek olarak bizi zorluyordu.

Havlumu ve ihtiyacım olan malzemeleri alarak banyoya doğru ilerlemeye başladım. Aklım dağınıktı ve ihyacım olan ılık bir duştu. Banyonun kapısına geldiğimde kolu tuttum ve kapıyı açtım. Kapıyı açmamla elimdekileri düşürüp dona kalmam bir oldu. Ne kadar süre öyle kaldım bilmesem de en sonunda Jungkook'un çığlığıyla kendime geldim.

Hızlıca ve ona bakmamaya gayret ederek oradan uzaklaşıp odama girdim. Kapıyı arkamdan sertçe kapattım ve kendimi yüz üstü yattağa attım. Biraz önce ne görmüştüm öyle? Neden bu kadar utanmıştım? Sonuçta bende bi erkektim.

Tamam şimdiye kadar hiç bi kızdan hoşlanmamış olabilirdim. Ama bu erkeklerden hoşlandığım anlamına gelmezdi! Öyle değil mi? Hızla kafamı sağa sola sallayarak bu düşüncelerden uzaklaştım.

Akşam yemeği vakti geldiğinde odamdan çıktım ve sofraya geçtim. Jungkook etrafta gözükmüyordu. En sonunda geldiğinde kafamı iyice önüme eğerek yüzümü sakladım. Bu gerçkten utanç vericiydi.

"Hyung yemeğimi odama götürebilirmiyim?" dedi Jungkook. Jin hyung kaşlarını çatarak kafasını Jungkook'a çevirdi.

"Buda nerden çıktı?"

"Bilmiyorum hyung, sadece odamda yemek istiyorum."

"Peki, ama bir sorunun olursa bana söylemekten çekinme tamam mı?"

"Tamam hyung."

Ben Jungkook'a bakıyor olmama rağmen o bir kere bile kafasını benden tarafa çevirmemişti.
Onu utandırmışmıydım? Zaten yeterince utangaçtı ve herkesten kaçıyordu. Bu hareketim onu bizden daha mı çok soyutlayacaktı?
Onunla konuşmalıydım sanırım.

"Hyung sencede Jungkook kendini bizden soyutlamıyormu? Bu iyi değil! Bence ona izin vermemeliydin,bizden uzaklaşıyor." Aklımdaki düşünceler Taehyung tarafından dile getirilince kafamı yemekten kaldırarak ona baktım.
Taehyung'u Yoongi hyung cevapladı.
"O henüz küçük Taehyung,bize alışması çok zor. Ona zaman vermeliyiz."

Taehyung yavaşça kafasını salayarak tekrar yemeğine döndü. Bu arada bende kararımı vermiştim onunla konuşucaktım. Tabağımı alıp dezgaha koydum ve Jungkook'un odasına yönlendim, kapıyı iki kere tıklatarak içeriye girdim.

"Jungkook?"diye seslendim.

Yatağında oturmuş yemek yiyordu beni gördüğü zaman tedirgenleştiğini hisedebiliyordum.
Ona doğru yaklaştım ve yatakta yanına oturdum, biraz kayarak aramıza mesafe koydu ve suratıma dik dik bakmaya başladı. Ardından lafı uzatmadan konuşmaya başladım.

"Bu gün olan şey hakkında.. Özür dilerim. Banyonun boş olduğunu sanıyordum ve bir anda  seni görünce şaşırdığım için hareket edemedim."
Bir süre ikimizde konuşmadık. Ona doğru tekrar seslendim.

"Jungkook..."

En sonunda kafasını kaldırıp bana baktı ve konuşmaya başladı. "Biliyorum hyung. Sadece buna alışmaya çalışıyorum. Ailemin olmayışına ve 7 erkekle bir evde yaşamaya. Bu çok zor."

Utançla tekrar kafasını eğdiğinde çenesini tutup bana bakmasını sağladım, gözleri tam gözlerime sabitlendiğinde kalbim göğüs kafesimden çıkarcasına atmaya başlamıştı. Kendimi toparlayarak konuştum. " Jungkook ne kadar zor olduğunu çok iyi biliyorum inan bana. Ama alışmalısın ve bunun için de bizimle birlikte vakit geçirmelisin. İşler senin için zorlaştığında ben her zaman orada olacığım."

Hâlâ gözleri gözlerimdeyken konuşmak çok zordu. İşin ilginç tarafı çekemiyordum gözlerimi gözlerinden. Sanki milyarlarca yıldız vardı gözlerinde öyle güzel parlayan.
En sonunda yeniden silkelendim ve elimi çenesinden ve gözlerimi gözlerinden zorlukla ayırarak çektim.

"Kendine iyi bak Jeon. Herşey çok güzel olacak, inan bana ." dedim ve çıktım. Kapıyı arkamdan kapattığımda ardımda nasıl bir Jungkook bıraktığımı merak ediyordum.

     
Mutluydum, huzurluydum.
Ama önümde beni bekleyen zorluklardan bihaberdim...

~Yoongi

Hayatımda ilk defa gerçekten istediğim şeyin olduğunu hissediyordum. Bu yüzden pes etmek istemiyordum. Şu küçücük evde 7 kişi kalıyorduk ve ben herşeye rağmen umutluydum. Kendimi bildim bileli hep içimde taşırdım o umut parçasını. Beynimi ele geçiren aptal hastalığım varken bile asla kaybetmedim umudumu..

Ne bana:"Bu işi yapman aileni batıracak." diyerek acıtasyon yapan sözde akrabalarım..!
Ne de hayalerimi, umutlarmı bağladığım kağıt parçasını gözlerim önünde yırtıp atam babam umudumu kaybettirememişlerdi bana.

Yine umudum sayesinde şu küçücük evde kalmak bana cennet misali geliyordu.
Başaracaktım, başarmalıydım..

4 kişiyle paylaştığım odamda yer yatağında yatarken bunları düşünüyordum. Tabi düşüncelerimi bölen narin sesten önce. "Hyung, hep birlikte yemek yemeye gideceğiz, gel hadi." dedi Hoseok.

Benimle aynı amaçlar için aynı evde bulunduğum grup arkadaşlarımdı bunlar. Hepsi benim gibi umutlarına sığınıyorlardı, onlara tutunuyorlardı hayatta.

"Birazdan gelirim Hoseok." diyerek yanıtladım onu. Yüzünde güneş misali parlayan gülümsemesiyle odadan ayrılan Hoseok'un ardından yataktan kalktım ve hızlıca üzerime birşeyler geçirdim. Odadan çıktığımda tüm üyeler beni bekliyordu. Benim dikkatimi çeken şey ise Hoseok'un omuzundaki Taehyung'un eliydi..

Bisexsüeldim ve yönelimimi uzun zaman önce keşfetmiştim. Daha önce hiç erkek arkadaşım olmamıştı fakat hoşlandığım biri olmuştu.
Gözlerim hâlâ Taehyung'un eline takılıyken düşüncelerimden sıyrıldım. Erkeklerden hoşlanmam Hoseok'dan hoşlanacağım anlamına gelmezdi. Grup arkadaşımdan hoşlanamazdım. Bu etik olmazdı. Ayrıca onun erkelerden hoşlanmama durumu da çok yüksekti.
~Kaldı ki hoşlansa bile benden hoşlanma ihtimali yoktu bile.~

Hem zaten aşk aptalara göreydi. Tüm umutlarım aptal bir aşk oyunu yüzünden hiç olabilirdi ve ben asla buna izin vermiyecektim. Jin hyungun "Hadi gidelim artık." dediğini duyduğumda gözlerimi yere çevirdim ve kimseye bakmamaya özen göstererek yürümeye başladım.

Yolda giderken üyeler kendi aralarında şakalaşıyor ben ise sadece onları dinliyordum. Taehyung,Jimin, Hoseok gerçekten çok hareketliydiler. Özellikle de Taehyung.
Normalde bu kadar neşeli insanlar bana hep sahte gelirdi taa ki Taehyung ile tanışıncaya dek. O gerçekten yapmacık olmaktan çok uzak özel bir gülüşe sahip güzel bir oğlandı.

Grup üyelerini seviyordum. Ben pek eğlencelerine katılmasam da hepsi oldukça samimi ve eğlenceliydi. Grupta benim gibi olan bir üye daha vardı; Jungkook. O henüz çok küçüktü ve muhtemelen ailesinden bu kadar uzakta, tanımadığı 7 erkekle aynı evde kalmak onu tedirgin ediyordu. Fakat bir zaman sonra onun da en az diğer üyeler kadar eğlenceli ve yaramaz birine dönüşeceğini görebiliyordum.





Anlaşıldığı üzere bu bölüm ilk zamanlarını anlatıyor.d

💎🌈💎

THE LASTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin